Herkese merhabaaa!
Az önce eski bölümleri ve yorumları okuyodum. Duygulandım bee. O yüzden şu anda kadar yorumlarını veya o küçük yıldızlarını eksik etmemiş herkese teşekkür etmek istiyorum. Seviliyorsunuz. Yani bunu içtenlikle söylüyorum. Hayatımda yaşadığım en mükemmel mutluluklardan biri bu. Yani bi kitap yazmak ve kitabı beğenen insanların olması... Her neyse biraz duygusala bağladım *göz yaşını silen emoji* HERKESE TENKSSS!
Hah, eski mutlu halime geri döndüm😁. Bu bölümde inş adam akıllı bişeyler yazabilmişimdir. Çünkü yazdığım bölümü daha okumadım. (Evet ben yazdım fakat genelde boş zamanlarımda yazdığım için bölümün tamamını yayımladıktan sonra okuyorum. O da hataları düzeltmek için.)
Tamam, daha fazla boş yapmicam.
Kurguyla ilgili istediğiniz bir değişiklik ya da vermek istediğiniz bi öneri varsa çekinmeden söyleyin lütfen. Çünkü sizin yorumlarınızı baya ciddiye alıp yerine getirmeye çalışıyorum. O kadar çok biriktiler ki mutluluktan ağlayabilirim🙂.
İyi okumalarrrrrr
👣💃🏻👣💃🏻👣💃🏻👣💃🏻👣💃🏻👣💃🏻👣
"Wanda lütfen! Bir gün de farklı bir şeyler giy! Hep kırmızı ve siyah yaa! Güzel bir kombin değiller! Peki o ojelerine ne demeli? Neden hep siyah?!"
Wanda bıkkınca yatağa bıraktı kendini. "Nat! Sus artık. Nasıl giğindiğimden sana ne? Ayrıca ben ojemi seviyorum."
"Ben de senin ojeni seviyorum fakat her şeyin fazlası bıkkınlık yapıyor bende. Ayrıca sırf gücün korkunç ve kontrol edilemez diye, ponçik ve kesinlikle tatlı renkler giymen gerekirken sürekli siyah kırmızı giyiyorsun. Karamsarlığını kıyafetlerine yansıtmak zorunda değilsin W."
Wanda yastığını suratına gömerek çığlık attı ve sakinleşince de yastığı çekti. Çığlık atınca odadaki eşyalar sarsılmıştı. "Nat, ben böyle giğinmeyi seviyorum!"
"Peki, öyle olsun. Fakat bir gün siyah ojenin içine başka bir renk dökeceğim ve sen de diyeceksin ki, 'aslında bunlar bana çok yakışıyormuş'. Evet, aynen böyle diyeceksin." Ve Wanda cevap veremeden çıktı gitti.
|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|
"Kalkanımı gördünüz mü?"
"Kalkanımı gördünüz mü?"
"Acaba kalkanımı görmüş olabilir misiniz?"Steve yarım saattir yemekhanede dolaşıp tek tek insanlara bu soruyu soruyordu. Çünkü kalkanını hiçbir yerde bulamıyordu! Her yere bakmıştı. Kimin alabilmiş olabileceğini düşününce aklına birisi de gelmiyordu.
Ardından aklına gelen fikirle bir masaya çıktı. Tek tek sormak yerine bir kerede sormak çok daha iyiydi. "Aranızda kalkanımı gören var mı?" Kimseden ses çıkmayınca "Peki ya onu almış olan?" diye ekledi. Kimse buna da cevap vermeyince masadan "Alsa niye söylesin ki zaten?!" diye mırıldanarak indi. O hırsızı bulacaktı.
|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|\|
Tony fısıldayarak "Aldın mı?" diye sordu.
"Evet, aldım."
Tony, Peter'ın sırtını sıvazladı. "İyi iş evlat." Peter'ın gözleri ışıldadı. Tony Stark'tan iltifat almıştı! Bu onun için çok gurur vericiydi.
Tony elini uzattı. Peter elindeki kalkanı Tony'ye verdi. Tony kalkanı inceledi. Evirip çevirdi Ufacık bir pürüz bile bulamamış olacak ki "Mükemmel!" diye bağırdı erkekler tuvaletinin içinde. Yanındaki Peter korkuyla tavana sıçradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avengers High School (Bitti)
FanfictionTüm Avenger'lardan oluşan bir okul düşünün. Güçlerinin aynı kaldığı ama daha küçük oldukları bir okul... Şimdi de bunu hayal edin. Ettiniz mi? Sevdiğiniz karakterler, değişik arkadaşlıklar, kafa karıştırıcı olaylar, gülünç şakalar ve daha niceleri...