Bahar'dan
Gülümseyerek bakıyordum karşımdaki Yavuz'a. Öyle iyi geldi ki söyledikleri, içime ılık ılık bir şeyler aktı sanki. Yavuz hala gülümseyerek bakarken, yutkunup eğdim başımı. Kendine gel Bahar. Biraz daha uzun bakarsam gözlerine, hiç iyi şeyler olmayacak.
"Ağrın var mı?"
Yavuz'un sorusuyla kaldırdım başımı. Gülümseyip başımı iki yana salladım.
"Çok değil."
"İstersen bir Aslı hemşireyle konuşayım mı? Bir ağrı kesici daha verelim istersen."
"Gerek yok. İyiyim."
Yavuz da gülümseyip kafa salladı. O sırada odanın kapısı birden açılınca ikimiz de başımızı o tarafa çevirdik.
"Komutanım. Oh çok şükür."
"Komutanım iyi misiniz?"
"Komutanım size bir şey olacak diye çok korktuk."
Tim konuşarak teker teker girdiler içeri. Ben gülünce Keşanlı hızla gelip boynuma sarıldı.
"Komutanım sana bir şey olsaydı kendimi hiç affetmezdim."
Yüzümü hafifçe buruşturunca Yavuz kalktı hemen yerinden.
"Mücahit yarasını acıtacaksın."
Yavuz'un uyarısıyla Keşanlı ayrıldı hemen benden.
"Kusura bakma komutanım ya. Canını acıtmadım di mi?"
Gülümseyip konuştum.
"Acıtmadın Keşanlı. İyiyim merak etmeyin."
"Valla çok korktuk komutanım. Ama neyse ki iyi görünüyorsun."
"İyiyim Hafız sağol."
Gülümseyerek askerlerime bakarken Yavuz birden yanıma geldi. Telaşla elini omzumdaki sargıya getirdi.
"Bahar, yaran kanıyor."
Ben de başımı eğip baktım.
"Hih, komutanım özür dilerim. Hayır seni yalnız başına gönderdiğim yetmiyor bir de yaranı kanatıyorum."
Gülerek Keşanlı'ya baktım.
"İyiyim ben. Abartmayın."
"Bahar yaran kanıyor diyorum. Duyuyorsun beni di mi?"
Başımı çevirip telaşla yarama bakmaya çalışan Yavuz'a baktım.
"Duyuyorum doktor sakin ol. Gerçekten iyiyim ben."
Yavuz hem şaşkın hem de sitem eder gibi bakarken odanın kapısı açılıp Sinan girdi içeri.
"Oo, herkes gelmiş. Günaydın beyler. Yavuz, Bahar n'oldu?"
Sinan sargının üstündeki kanı görünce telaşla geldi yanıma. Ben de gülümseyip konuştum.
"Bir şey yok. Yaram kanadı sadece."
"Hala bir şey yok diyor ya. Dikişlerin patlamış olabilir, hemen bakmam lazım."
Yavuz'un sesiyle Sinan time döndü.
"Tamam beyler, hadi dışarı. Biz çıkalım da doktor bey işini yapsın."
Sinan'ın talimatıyla bütün tim dışarı çıkıp kapıyı kapattılar. Ben de, dikkatle omzumdaki sargıyı açan Yavuz'a çevirdim başımı.
"Senin mesain değil. İstersen bir hemşire çağıralım."
Yavuz kaşlarını kaldırıp bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yansıma
Fanfic"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir" demiş Tolstoy. Yavuz da, Bahar'ın şehrine bir yabancı gibi gelmişti. O sıralarda ikisi de farkında değildi; bu gelişin Bahar'ın çöle dönmüş...