Bahar'dan
"Sinan şöyle bakmayı keser misin lütfen?"
"Tamam ya sen de ne taktın bana?"
Kaşlarımı kaldırıp şaşkınca baktım.
"Ben mi taktım sana? Asıl sen bana taktın. Dünden beri sırıtıp duruyorsun. İyi ki bir evleniyoruz."
Sinan kendini tutamayıp sesli sesli güldü. Ben de ters ters bakıyordum. O sırada odanın kapısı açılıp bir asker girdi içeri. Sinan'a başıyla selam verip konuştu.
"Komutanım, Erdem yarbay sizleri çağırıyor."
Sinan kafa sallayıp konuştu.
"Tamam. Geliyoruz."
Asker selam verip çıkınca Sinan ayağa kalktı. Biz de peşi sıra kalktık.
"Hadi bakalım. Operasyon emri gelmiş olabilir."
Keşanlı hevesle gülerek konuştu.
"Nihayet komutanım ya. Otur otur bir yerlerim kadayıflandı burda."
Keşanlı'nın hevesine gülüp çıktık dinlenme odasından. Birkaç gündür sınırötesi bir operasyon planlanıyordu. Tehdit edilen Türkmen köylülerini bizim tarafa getirecektik. Erdem yarbay bizleri çağırdığına göre, belli ki ayarlandı her şey. Aslında Keşanlı haklı. Bu kadar sakinlik bize fazla geliyor. Dönelim bakalım aksiyonlu günlerimize.
Yavuz'dan
"Yavuz hadisene ne yapıyorsun iki saattir?"
"Geldim geldim."
Saçlarımı düzeltip çıktım banyodan. Salona geçince Leyla bana döndü.
"Neye hazırlanıyorsun bu kadar acaba? Bahar'la mı buluşacaksınız?"
Leyla'nın imalı imalı sırıtmasana gülüp göz devirdim.
"Hayır canım ne alakası var? Her zamanki sabah rutinim işte."
"Hıı, evet."
"Leyla, kimseyle buluşmayacağım. İşe gideceğim sadece."
Leyla sırıtarak kafa salladı.
"Hadi artık hazırsan çıkabilir miyiz?"
"Çıkalım çıkalım, hadi."
Ceketimi alınca birlikte çıktık evden.
"Sen gitmiyor musun bugün işine?"
"Yok. Merkezde işim yok. Göstermelik işime de devam etmeme gerek olmadığına göre boşum yani."
"Sahi o iş n'oldu? Sinan bir şeyler söylemişti de, sonra havada kaldı. Ne bu kafede şarkı söyleme meselesi?"
"Ya, sen geçen gece telefonda öyle bir şeyler söyleyince ben de bir kafeye gittim. İş için işte. Sinan da görmüş beni, peşimden geldi. Ama patron denen herif dallamanın teki çıkınca ayrılıyordum kafeden. Sinan da görünce bir sorun olduğunu anladı. Ben de işten ayrıldım, ondan patron biraz ters yaptı dedim. Öyle yani. Ama neyse ki bitti şu uydurma iş."
Kaşlarımı çatıp baktım.
"Dallanamın teki çıktı derken?"
Leyla gülüp koluma girdi.
"Ya abicim atar yapmana gerek yok. Biliyorsun ben halledebiliyorum böyle şeyleri."
Gülüp çevirdim başımı. Ardından tekrar Leyla'ya döndüm.
"E peki işin yoksa sen nereye gidiyorsun?"
"Seninle geliyorum."
"Benimle mi? Hastaneye?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yansıma
Fanfic"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir" demiş Tolstoy. Yavuz da, Bahar'ın şehrine bir yabancı gibi gelmişti. O sıralarda ikisi de farkında değildi; bu gelişin Bahar'ın çöle dönmüş...