Yavuz'dan
Telaşla tuttum Bahar'ın kollarını.
"Bahar! Bahar yaralandın Bahar!"
"Tamam Yavuz sakin ol iyiyim."
"Dur, dur bir bakayım yarana."
"Vaktimiz yok Yavuz, gitmemiz lazım."
"Bahar yaralısın böyle gidemeyiz bir yere."
"Yavuz, timi adamların peşine gönderdim. Telefonum telsizim hiçbir şeyim yok. Burda daha fazla kalamayız. Her an birileri gelebilir."
"Ama Bahar..."
"Hadi Yavuz. Gerçekten iyiyim."
Tedirgince baktım Bahar'a. O da elini yüzüme getirip gülümsedi. Elini tutup avcunun içine bir öpücük kondurdum.
"Hadi."
Yutkunup kafa salladım. Bahar yaralıyken uzun süre dayanamaz böyle. Bahar silahını alıp elini uzattı bana. Sıkıca tuttum. Ardından birlikte çıktık evden. Hızla ormanlık alana doğru yürümeye başladık.
"Geldiğimiz tarafa gidemeyiz. Bir grupla karşılaşma ihtimalimiz yüksek o tarafa gidersek."
"Timi bekleseydik Bahar. Burda olduğunu biliyorlar, eninde sonunda gelirlerdi."
"Olmaz Yavuz. Onlardan önce teröristler gelebilir. Ben de yaralıyım, duramayız burda böyle. Bir an önce uzaklaşmamız lazım."
"İyi de nereye gidiyoruz?"
"Ormanın içinden yürüyerek köye ulaşmaya çalışacağız."
"Bahar yaralısın. Böyle uzun süre dayanamazsın."
Bahar beni dinlemeden yürümeye devam edince elinden çekip durdurdum.
"Bahar, en azından kurşun içerde mi ona bakayım."
Bahar durup kafa salladı. Ben de önüne çömelip üstündeki sweathirtü sıyırdım biraz. Yüzümü buruşturup baktım yaraya. Elimi yaraya getirip kontrol ettim. Kurşun belini sıyırmış geçmişti.
"Tamam. Sıyırmış kurşun. Ama yine de kanı durdurmam lazım Bahar."
"Hadi Yavuz. Devam etmemiz lazım."
Sıkıntıyla derin bir nefes aldım. Ardından kafa sallayıp tuttum elini. Hızla devam ettik yürümeye. Ormanın içinde ilerliyorduk. Köy ne tarafta kaldı ben farkında değilim hiç. Bahar durunca ben de durup baktım.
"Bahar."
Bahar nefes nefese kalmış halde başını eğdi. Hemen yaklaşıp kolarından tuttum.
"Bahar."
Bahar güçlükle konuşmaya çalıştı.
"Tamam. İyiyim. Korkma."
"Bahar, en azından burda biraz dinlenelim ha?"
Bahar kafa sallayıp çömeldi. Elinden tutup oturmasına yardım ettim. Sırtını ağaca yaslayıp elimi saçlarına getirdim. Saçlarını geriye sıvazlayıp yüzünü sevdim. Onu böyle görmek mahvediyor beni. Hiçbir şey de yapamıyorum. Bahar'ın canı yanarken ben hiçbir şey yapamıyorum.
"Yavuz, etrafa bak. Gelen giden var mı?"
Kafa sallayıp kalktım ayağa. Dikkatlice bakındım.
"Yok. Kimse yok."
Bahar'a dönünce hemen gittim yanına. Önüne çömelip ellerimi yüzüne getirdim.
"Bahar, canım iyi misin? Bahar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yansıma
Fanfic"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir" demiş Tolstoy. Yavuz da, Bahar'ın şehrine bir yabancı gibi gelmişti. O sıralarda ikisi de farkında değildi; bu gelişin Bahar'ın çöle dönmüş...