ruh ikizim♊ (harry styles fanfic)

bölüm 6

starbucksta ben harry ve harrynin ikizi bit masada oturuyorduk. "ee sen eve gitmiyo muydun noldu harryi görünce feleğin mi şaştı" diyerek bana alaycı gülüşler attı ikizi. "Kes sesini, sana bi borcum vardı unuttun mu? onu vermeye geldim."
"Ne bo-"
Hızlıca kolundan tutup onu personel kapısına doğru götürdüm. Harryi kontrol ettim, telefonuna bakıyordu.
"çaktırmasana be, harryi bulmuşken kaçırmayayım dedim de. Buraya geleceğini söyleyince ben de öyle deyiverdim işte." diye fısıldadım.
"Cidden bi aşk için yalanlara mı başvuracaksın, ah seni böyle biri sanmazdım. Neyse bakalım bu sefer bozmayayım" Dedi ve içeri yürüdü, ben de onun arkasından gittim.
Gerçi böyle de tuhaf bi ortam oldu, kardeşlerin yanında bulunmam buna sebep oluyodu belki de.
"ee harry hangi rüzgar seni buraya attı"
"kardeşime uğramak istemiş olamaz mıyım" diyerek gülümsedi. Büyük bi gerilim hissettim, aralarında bi mesele mi vardı ki?
"Ha tabii ki, dolu programlarının arasından bana değerli vaktinden biraz ayırdığın için çok teşekkür ederim." dedi harrynin gözlerine delici bakışlarıyla bakarken. Harry ise cevap vermedi yüzündeki gülümsemeyi sürdürdü. Ama bu kliplerde gördüğüm o sıcak gülümsemesi değildi, çok daha tehlikeliydi.
"Harry grup arkadaşlarınla nasılsın? Özellikle liam" dedim ortamdaki gerilimi azaltmak için sohbet açmaya çalıştım. Pek iyi bi tercih olmadı ama açıkçası harry ile konuşabileceğim ne vardı ki zaten? Harry ile özelimiz yoktu, aşkımın biraz anlamsız olduğunu bu noktada biraz daha anladım ve kalbimde bir burukluk hissettim.
"zayn olayı anlattıktan sonra liamla kavga ettik sonra bir daha adına hareket etmem dedi barıştık işte öyle.. diğerleriyle zaten problemimiz olmadı hiçbi zaman."
"güzel o zaman barışmanıza sevindim."
Yine sessizlik oldu. Aah hayalim böyle değildi.
"eğer yine bana ödeme teklif etmeye geldiysen daha fazla oturmadan git."
O kadar konu açmaya çalıştıktan sonra hiç konuşma geçmemiş gibi önceki konuşmalara dönmesine sinir oldum ve yüzüne kızgın kızgın baktım, ama o sadece harrye bakıyordu. Harry ise ayağa kalktı
"umarım görüşürüz." dedi ve daha fazla bir tek kelime etmeden gitti. Bu neydi şimdi?
"Ah sizin aranızda ne var böyle? İkizler böyle mi olurdu?"
"İkizin ailen dahil olmak üzere tüm sorumluluğu üstüne bırakıp şarkıcı olmak için seni terk ederse senin de ikizinle aran böyle olur." dedi ve içeri gidiyordu ki seslendim
"iki latte, ben ısmarlıyorum sen de oturacaksın ve konuşacağız" dedim ve koltukta oturup beklerken telefonuma baktım. Arka planımda harry vardı, gözlerine uzun uzun baktım ki elinde iki latteyle harrynin ikizi geldi.
"Bunlar benden olsun sen boşver" dedi ve latteyi önüme koydu.
"Yine çok naziksin" dedim ve bir yudum aldım. "böyle sormak nası olur bilmiyorum ama adın ne?" dedim. Bunun üstüne küçük bi kahkaha attı ve "Roberto" dedi. Böyle bi oyuncu vardı sanki ama...
"aslında ilk ismim edward ama harry ile ikiz isimlerimiz olduğu için bayağıdır kullanmıyorum. Roberto'yu annemin çok sevdiği bi ispanyol arkadaşı varmış o koymuş."
"o zaman sana roberto diyeyim dimi?" dedim kafasını onaylarcasına salladı.
"roberto, harry ile aranızdaki problem nedir? Ya da harry cidden tanıdığım gibi biri mi?"
"yoksa aşık olduğun harrydense adını yeni öğrendiğin ikizine mi güveniyorsun? Bu da değişikmiş" dedi ve yine o alaycı gülümsemesini takındı.
"hayır öyle değil ama belki tanımadığım tarafları vardır."
Arkasına yaslandı ve kolunu koltuğa yaslayarak konuşmaya başladı.