Sabah alarmın sesiyle uyandım. Alarma sövmeden yatağımdan kalktım. Alarmı suçlayan bir insan değilim. Alarmın suçu yok aslında. Çalsa suç çalmasa suç.Bugün cumartesiydi ve biz Kutay'ların evinde buluşacaktık. Oldukça heyecanlıydım. Kahvaltı yaptıktan sonra hızlı bir duş aldım.
İki saat kadar dolabın karşısında durup, ne giyeceğimi düşündüm. En sonunda dolabımdan koyu renk kotumu, beyaz tişörtümü ve hırkamı aldım. Tişörtüm kemerimin üstünde bitiyordu. Dalgalı olan saçlarımı açık bıraktım. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra tam anlamıyla hazırdım.
Evden çıkacağım zaman abimle karşılaştım. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Omuz silkerek, "Sana ne?" dedim. "Elis, bana cevap ver."
"Aslı ile buluşacağım, oldu mu?"
"Oldu."
Gözlerimi devirerek evden çıktım. Sokağın köşesinde Aslı ile buluştuk ve birlikte Emir'in attığı adrese doğru yürüdük.
? ¿? ¿
"Hoş geldiniz."
Bize gülümseyerek bakan Işıl'a "Hoş bulduk," diyerek içeri girdik. Çantamı askılığa astıktan sonra, salondakilere baktım. Hepsi "Hoş geldiniz," dedi. Aslı ile beraber ikili koltuğa oturduk. Mert mutfaktan, elinde cips kasesi ile geldi. "A kankam ve peşimden ayrılmayan Aslı gelmiş."
Aslı gözlerini devirdi. " Senin peşinde dolandığım falan yok," dedi keskin bir sesle. Mert sırıtarak tekli koltuğa oturdu, "O yüzden mi evime geldin?" diyerek cips kasesini bana uzattı. Cipsten birkaç tane aldım. "Burası sadece senin evin değil."
Bakışlarımı Kutay'a çevirdiğimde göz göze geldik.
Gözleri bedenimde gezinirken, yüzü ifadesizdi. En ufak bir duygu kırıntısının olmadığı gözlerini gözlerime çevirdi. "Neden geç geldiniz?" diye sordu. "Evden çıkmamız uzun sürdü," dedikten sonra bakışlarımı salonda gezdirdim, Emir yoktu. "Emir yok mu?"
"Odasında."
"Ben bir bardak su alacağım, mutfak ne tarafta acaba?" Evleri büyük bir villaydı. Hepsi zengin bebesi olunca tabii. Kutay koltuktan kalkarken "Ben gösteririm," dedi. Ayağa kalktım ve peşinden ilerledim.
Bizim salon kadar olan mutfağa geldiğimizde, dolaptan bir bardak çıkardı. Bardağa su doldurduktan sonra bana verdi.
"Teşekkür ederim," dedim ve bardağı aldım. Suyumu yudumlarken "Elis sana bir şey soracağım," dedi. Bardağı tezgahın üstüne koydum. "Sor."
"Emir ile aranızda bir şey mi var?"
Beklemediğim bu sorunun karşısında gözlerimi büyüttüm. "Ne?.. Hayır."
"Emir ile fazla yakın olduğunuzu görebiliyorum," dedi gülümseyerek. "Eğer beraberseniz bundan çok mutlu olurum. İkinizin yakıştığını düşünüyorum."
Beynimden aşağı kaynar sular döküldü. Sanki biri kalbimi alıp parçalara böldü. "Sen... Ne?.."
"Fazla utangaçsın sanırım," diyerek güldü. "Her neyse. Emir odaya gelmiştir, yanına gidelim." Onu onaylayıp ondan önce salona doğru yürüdüm.
Kendimi kötü hissediyordum. Anlatamayacağım kadar kötü hem de...
Salona gittiğimizde Emir'in gelmiş olduğunu gördüm, Mert "Herkes geldiğine göre yemek faslına geçelim artık, ben çok acıktım." dedi. Toprak "İki dakika tok kal oğlum," dedi. Bu bir hafta içinde öğrendiğim en önemli şeylerden biri de Mert'in sürekli aç olduğuydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/212821433-288-k3886.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hatlar karıştı | texting
Short Story(tamamlandı.) Elis: Artık söylemem gerektiğini düşündüm.(20.13) Elis: Daha fazla saklayamayacağım çünkü.(20.14) Elis: Kutay (20.14) Elis: Seni seviyorum. Hem de her şeyden çok. (20.14) Elis: Peki sen, (20.15) Elis: Beni Romeo'nun Juilet'i sevdiğ...