(tamamlandı.)
Elis: Artık söylemem gerektiğini düşündüm.(20.13)
Elis: Daha fazla saklayamayacağım çünkü.(20.14)
Elis: Kutay (20.14)
Elis: Seni seviyorum. Hem de her şeyden çok. (20.14)
Elis: Peki sen, (20.15)
Elis: Beni Romeo'nun Juilet'i sevdiğ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@elishanci'nin hikayesini ona gönderdiniz.
@emirkoran Neresi ora?
@elishanci Yazıyor.
@emirkoran Tamam seni denedim.
@emirkoran Kiminlesin orada?
@elishanci Işıl ve Aslı ileyim.
@emirkoran Tamam.
****
Karpuzlu sodamı yudumlarken bakışlarım kafenin kapısına kaydığında kaşlarımı çattım. Emir ile göze geldiğimizde bizim olduğumuz tarafa doğru yürüdü. Onun arkasından Mert, Kutay, Toprak ve Alya da geldi.
Emir yan masayı kaldırıp bizim masayla birleştirdi. Gözlerimi ondan çekip Kutay'a baktığımda Kutay'ın yanıma oturmak üzere olduğunu gördüm. Fakat ani bir hareketle yanımdaki sandalyeye oturunca Kutay kaşlarını çattı.
Mert boş bir sandalye çekip Aslı'nın yanına oturdu. Işıl'ın bir yanına Toprak diğer yanına Alya oturunca Kutay ayakta kalmış oldu.
Emir "Kardeşim ayakta mı kaldın?" dedi sırıtarak. Kutay sırıttı, yan masadaki boş sandalyeyi çekip diğer yanıma koydu ve oturdu.
Kutay ve Emir'in ortasındaydım.
"Selam kızlar." dedi Toprak. "Neden geldiniz?"
Üç kişinin ağzından bu soru aynı anda dökülünce değişik bir ses oluşuyordu. Arkama yaslanıp sodamı yudumlamaya başladım.
"Biz sahile gitmeyi düşünüyorduk sonra size de teklif etmeyi düşündük, ama Elis'in fotoğrafını görünce dedik ki 'bugün sahile gitmeyelim, kızların yanına gidelim. Yarın hep birlikte sahile gideriz.'"
Gözlerimi devirip önümdeki ıslak kekten yemeye başladım. Kutay garsonu çağırdı ve sipariş verdi. Bakışlarım Alya'ya kaydığında mavi bir bahçıvan elbisesi giydiğini gördüm. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Yüzünde hafif bir makyaj vardı.
Bu kızı niye getirmişlerdi ya? Hem ne zaman gidecekti bu?
"Ee Elis, sessizsin bugün, bir sorun mu var? " dedi Kutay. Omuz silktim. "Hayır, ne sorunu olacak?"
"Normalde atlı koşturuyormuşum gibi konuşuyorsun," dedim gülerek. Garson geldiğinde sustuk.
Bacak bacak üstüne atıp arkama yaslandım. Herkes sohbet ederken ben tatlımı yiyordum. Çok güzeldi.
Emir "Yarın gidiyoruz, değil mi kızlar?" dediğinde Alya lafa atladı. "Ya n'olur gidelim, uzun zamandır sahile gitmiyorum. Malum Ankara'da deniz yok."
Yo nolor godolom, ozon zomondor soholo gotmoyorom.
Bize ne sahile gitmemişsen git evine sen. Neden buraya geldiğini de anlamadım zaten.
Aslı "Bizim için fark etmez, sen ne diyorsun Elis?" dediğinde omuz silkerek, "Olur," dedim. Alya gidecekse ben de gitmeliydim.
Tatlımı bitirdiğimde arkama yaslandım. Bir anda Emir ve Kutay ellerinde peçeteyle bana yaklaştığında kaşlarımı çattım. Emir ve Kutay birbirlerine bakıp kaşlarını çattılar.
"Ben de." dedi Kutay. İkisi de birbirine öfkeli bir şekilde bakarken, "Gerek yok," deyip peçetelikten bir peçete aldım ve dudağımın kenarını temizledim.
Boşuna huzursuzluk çıksın istemiyordum.
Emir yerine otururken elindeki peçeteyi sıkıyordu. Kutay ise peçeteyi masanın üstünde bırakıp ayağını sallamaya başladı.
Aslı "Kızlar artık kalkalım mı biz?" dedi benle Işıl'a bakarak. Başımı olumlu anlamda salladım. Mert "Nereye gidiyorsunuz?" dedi. Aslı "Eve," diye kısa bir cevap verdi.
Mert'in Aslı'yı öptüğünü biliyordum, ilk öğrendiğimde çok şaşırsam da sonradan Aslı'ya Mert'i övmüştüm. İkisinin sevgili olmasını çok istiyordum.
Oturduğum yerden kalkıp çantamı aldım. Kızlar da kalkınca hesabı diğerlerine kitleyerek kafeden ayrıldık.
***
Eve geldiğimde odama girdiğim an abimi gördüm. Elinde geçen gün intikam almak için delik deşik ettiğim tişörtüyle yatağıma oturmuş, sinirle bana bakıyordu.
"Abiciğim," dedim şirince sırıtarak. "Bu ne Elis?!"
Elindeki tişört olmaktan çıkmış kumaş parçasına bakıp "Tişört." dedim. "Bunun tişörtlük yanı mı kalmış?"
"Sen de benim en sevdiğim kolyemi kız arkadaşına vermeseydin." dedim kollarımı çarpazlayarak. Abim yatağımdan kalktı. "Ben abiyim, istediğimi yaparım," dedikten sonra tam önümde durdu. "Ceza olarak bütün kıyafetlerimi ütüleyeceksin."
Kaşlarımı çattım. "Hayır."
"Evet." dedi bastıra bastıra.
"Hayır."
"Hayır."
"Evet," dediğimde ne yaptığımın farkına varıp ofladım. Abim gülüp burnumu sıktı. "Teker teker ütüle, tamam mı?"
Abim odamın kapısındayken aklıma gelenle sinsice sırıttım. "Anne biliyor musun abimin sevgilisi var. Adı da Derya!" diye bağırdım.
Abim şaşkınlıkla bana bakarken onu ittim ve kapıyı kapattım. Annem abimi evlendirmeye çalışıyordu, sürekli kız bakıyordu. Sevgilisi olduğunu öğrendiğinde ne yapardı bilmiyorum. Hıh! Uğraşsın dursun abi bozuntusu.
Abimle bir derdim yoktu. Sadece her abi-kardeş gibi birbirimizle atışıyorduk. Öküz falandı ama ne yapayım, atsan atılmaz satsan satılmaz.
Yatağıma uzandım ve yarın olacakları düşünmeye başladım. Kesinlikle uzun bir gün olacaktı.
