-20-

81.4K 4.7K 3K
                                    

3K 💜

Bölüm ithafı: MiasTextan

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. ^^

Keyifli okumalar 🍀

Sınıfa girip sırama oturdum, zil çoktan çalmıştı. Bacak bacak üstüne attıktan sonra bakışlarımı Mert ve Aslı'ya çevirdim. Yine atışıyorlardı.

"Tabii işin gücün kaslarımı seyretmek," dedi Mert. Aslı' hah' diye bir ses çıkardı. "Senin mi kasın var? Göbek almış başını gidiyor, yakında sumo güreşlerine katılırsın."

Mert gözlerini büyüttü. "Allah'tan kork. Bir kere benim kaslarım bir çok kızı etkiliyor."

Aslı Mert'e 'yaw he he' dermiş gibi baktı. Hoca sınıfa girdiği için Aslı Mert'e bir şey diyemedi.

Sınıf arkadaşlarımla beraber ayağa kalktım. Hocanın oturun komutuyla yerime oturdum. Dersimiz tarihti, bu ders de uyuyacaktım.

Ders bütün sıkıcılığıyla devam ederken, Fahreddin Hoca "Bugünlük bu kadar," dedi. Nefesimi bırakıp arkama yaslandım. Fahreddin Hoca "Hepinize grup ödevi vereceğim, yaptığınız o ödevlerden de performans notu alacaksınız." dedi.

Yine yoracaktı bize.

Fahreddin Hoca "İstanbul'daki tarihsel mekanları, olayları inceleyip bir slayt dosyası yapmanızı istiyorum. Grupları ben seçeceğim," dedi.

Allah'ım lütfen Kutay ile eş olayım. Lütfen, lütfen, lütfen.

Fahreddin Hoca grupları okumaya başladı. "Işıl ile Doruk, Toprak ile Ayşim, Aslı ile Mert, Kutay ile Cansu, Emir ile Elis..."

Elimi alnıma vurdum. Ben de şans olsa zaten...

Emir ile grup olmaktan şikayetçi değildim ama Cansu ile Kutay'ın eş olması moralimi oldukça bozmuştu.

"Ödevleri haftaya istiyorum. " dediğinde zil çaldı. Aslı "Çıkabilir miyiz hocam? " diye sordu.

Hoca Aslı'ya baktı. "Hayır tipim değilsin."

Şaşkınlıkla hocaya bakarken Fahreddin Hoca sınıftan çıktı.

"Manyak bu adam."

*****

Teneffüste yerimden kalkıp Emir'in yanına gittim. Sırasında oturmuş bir şeyler çiziyordu. Yanına gittiğimde hemen defterini kapattı ve mavi gözlerini bana çevirdi.

"Ödev konumuzu konuşmalıyız," dedim yanına oturarak. Elini saçlarından geçirdi. Nereye gitmek istersin?" diyerek rahatça arkasına yaslandı. Aklıma hiç bir yer gelmiyordu.

Alt dudağımı dişledim. "Bilmem."

Bakışları dudaklarıma kaydığında mavi gözleri koyulaştı. Ben de dayanamadım ve bakışlarımı dudaklarına indirdim. İçimde değişik bir his oluşurken bu histen hoşlanmadım. Bakışlarımı önümdeki kaleme çevirdim.

Bir süre sessizlik oldu.

"Kız Kulesi olur mu?" diyerek aramızdaki sessizliği bozdum. "Olur. Yarın gideriz. " dedi boğuk sesiyle. Başımı tamam anlamında salladım.

"Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz."

****

Diğer gün okul çıkışında Kız Kulesi'ne gittik. Ben Kız Kulesi'nin tarihini not alırken, Emir fotoğrafları çekiyordu. Hava çok güzeldi, bir çok kişi bu güzel havanın tadını çıkarmak için dışarı çıkmıştı.

Acıktığımızda balık ekmek alıp, banka oturduk. Balık ekmeklerimizi yerken bakışlarım İstanbul'un her tarafından görünen Galata Kulesi'ne takıldı.

Ağzımdaki lokmayı yutup Emir'e baktım. "Galata Kulesi ile Kız Kulesi'nin hikayesini biliyor musun?" diye sordum. "Hayır, anlatsana."

" iBir yanda Galata Kulesi. Tahminlere göre 507 yılında Romalılar tarafından yapılan kulenin yüksekliği 70 metre. Gecesi ayrı, gündüzü ayrı güzel." diye anlatmaya başladım. Arkasına yaslanıp beni dinlemeye başladı.

"Ve karşısında MÖ 5. yy’da Yunanlılar tarafından İstanbul Boğazı’nın Salacak Sahili’ne yapılmış güzeller güzeli Kız Kulesi. Gece gündüz her zaman büyüleyici...Bütün aşıklar oturup Salacak Sahili’ne, Kız Kulesi’ni izlemiş yıllar boyu.Kız Kulesi de onları. Her izlediği aşıkta da kendi yalnızlığını hissetmiş. Hissettikçe içine kapanmış; ışıltısını, neşesini kaybetmiş zamanla. Derken  bir gün Galata Kulesi yükselmiş tüm ihtişamıyla karşısına. Pek heybetli, pek yakışıklıymış. Birbirlerini görür gözmez aşık olmuşlar. Ama imkansızmış bu aşk aralarında koca bir deniz oldukça. Kız Kulesi günden güne soluyormuş aşkından. Galata Kulesi de kahroluyormuş onu böyle gördükçe ve belki bir gün ulaştırırım diye mektuplar, şiirler yazmış Kız Kulesi’ne... Sonra bir gün Hezarfen Ahmet Çelebi çıkıvermiş Galata Kulesi’ne, Üsküdar’a uçmak için.
Galata Kulesi anlatmış aşkını, yazdığı mektupları bu çılgın çelebiye. Hezarfen dayanamamış aşıkların haline, almış hepsini yanına, atlamış kuledenAma rüzgarla oradan oraya savrulurken düşürmüş tüm mektupları boğazın serin sularına. "

Bakışlarımı Kız Kulesi'ne çevirdim.

" Galata Kulesi görünce aşkının denize döküldüğünü ne yapacağını şaşırmış. Yine de anlamış Kız Kulesi bu yakışıklı adamın da ona aşık olduğunu ve başlamış martılarla şarkı söylemeye...Aşklarının karşılıksız olmadığını gören iki kule, günden güne güzelleşip, daha da parlak durmuşlar İstanbul’da...Ve onların bu efsanevi aşkı, ilham olmuş tüm sevenlere..."

Bakışlarımı ona çevirdiğimde göz göze geldik. Gözlerinde farklı bir duygu vardı, ne düşündüğünü anlayamıyordum. Boğazını temizledi. "Güzel hikayeymiş."

Gülümsedim. "Öyle."

Ben seni çok sevdim Kız Kulesi. Ama ne yaparsam yapayım senin için bir Galata olamayacağım.

****

Bölümü nasıl buldunuz?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. ^^

Hoşça kalın.

Instagram: Hayaliris_

hatlar karıştı | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin