(tamamlandı.)
Elis: Artık söylemem gerektiğini düşündüm.(20.13)
Elis: Daha fazla saklayamayacağım çünkü.(20.14)
Elis: Kutay (20.14)
Elis: Seni seviyorum. Hem de her şeyden çok. (20.14)
Elis: Peki sen, (20.15)
Elis: Beni Romeo'nun Juilet'i sevdiğ...
Kutay anahtarı kilide sokup kapıyı açınca hemen içeriye girdim. İçerisi son derece moderndi. İlk katta mutfak ve büyük bir salon vardı. Salona inmek için 3 basamaklı bir merdiven yapılmıştı. Beyaz renkteki L koltuğun ortasında ahşaptan yapılmış bir orta sehpa vardı. Büyük Tv ünitesi mobilyalarla uygun olarak beyaz renkti.
Salonun öbür tarafına koyulmuş olan 12 kişilik yemek masasının sandalyeleleri lacivertti. Yemek masasının üstündeki vazoda rengarenk çiçekler vardı.
Sırt çantamı kapının kenarına bıraktım ve Kutay'a baktım. "Burası çok güzel."
Deren, "Salonun manzarası harika," dedi hayran olmuş bir sesle. "Bir de arka tarafı gör, göl manzarası var."
"Göl mü var?" diye sordum. Eve gelirken uyuduğum için yolu görememiştim, evin önünden de görünemediği için gölün olabileceğini düşünmemiştim.
Kutay başını salladı. "Evet, arka tarafta var. Ağaçlardan dolayı evin önünde görünmüyor, ama arkada fazla büyük olmayan bir göl var. İsterseniz girebilirsiniz."
Işıl yorgun bir şekilde başını Toprak'ın omzuna yasladı. "4 saatlik uykulayım ve yorgunluktan öleceğim, bize odalarımızı göstersen?"
Kutay direkt "Çatı katındaki oda bizim. Oraya göz dikmeyin," dedi. Gözlerimi devirdim. Kutay "Ev çatı katıyla beraber 3 kat. Çatı katında benle Deren kalacağız, zaten sadece bir oda var. Üst katta 3 tane yatak odası var. Oradaki odaları kendiniz paylaşırsınız. Dediğim gibi evin arka tarafında göl var, istediğiniz zaman girebilirsiniz. Burada sadece biz kaldığımız için gölü kullanan başka kimse yok, temizdir yani, rahat olun. Mutfak hemen solda, dolapta her şey var... Kendi evinizmiş gibi rahat olun," diye bir açıklama yaptı.
Emir, "Elis hadi odamıza çıkalım," dedi. Odamıza...
Yere bıraktığım çantamı aldım ve tek omzuma attım. Emir gelip elimi tuttu ve merdivenleri çıkmaya başladık. Emir'in kolu sonunda alçıdan kurtulmuştu, artık eskisi gibiydi. Eski sağlığına kavuşmuştu, çok şükür."
Üst kata çıktığımızda Emir'e baktım. "Hangi odada kalacağız?"
Arkamızdan gelen Toprak ve Işıl, Mert ve Aslı yanımızda durdu. Hepimiz birbirimize baktık. Emir kulağıma eğildi, "Beyaz kapılı odada balkon da var," diye fısıldadığında sinsice sırıtıp ona baktım.
Diğerlerine ithafen "Biz şu beyaz kapılı odada kalırız, siz kendi aranızda halledin," dedim. Beyaz kapıya doğru yürümeye başladığımızda Aslı "Hâlâ Emir ile kalmaya kararlısın, öyle mi?" diye sordu, halinden memnun olmadığı belliydi. Omzunum üstünden ona baktım. "Evet."
Somurttu. Mert kolunu Aslı'nın omzuna attı. "Hadi odamıza gidelim leylak kokulum."
Aslı Mert'in kolundan kurtuldu. "Yavşama Mert."
Mert yalancı bir şaşkınlıkla Aslı'ya baktı. "Ben kim yavşamak kim? İftira atıyorsun Aslı."
Aslı ona yandan bir bakış attı. Bu 'At yalanı sikeyim inananı' bakışıydı.
Beyaz kapının koluna asıldım ve aşağı çektim. Kapıyı itip içeri girdim, arkamdan Emir geldi ve kapıyı kapattı.
Bulunduğum odada gözlerimi gezdirdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.