hatlar karıştı | texting

-48-

Bölüm ithafı: Delalaydemir162

Satır içi yorum yapınız, pilis.

Keyifli okumalar. Fesat yazarın fesat okuyucuları. (Artık size böyle diyeceğim, önceki bölümde hepiniz fesat anlamışsınız 😂😂 Fesatlaaar...)

Kutay "Biz takımları ayarladık," dediğinde Emir "Kutay, kardeşim, arkadaş oynasın. Okula yeni geldi, bir hoş geldin sürprizi yapalım değil mi?" dedi Kutay'a bakarak. İkisinin arasında sessiz bir konuşma geçti sanki. Kutay sinsice sırıttı. "Tamam oynasın, Burak kardeşim sen kaptan ol. Yeni gelen arkadaşımız... Yel de sizin takımda olsun."

Poyraz gözlerini devirdi. "Poyraz," dedi tane tane. "Adım Poyraz."

Mert "Ha Poyraz ha Yel, ne fark eder? Her türlü şerefsize benziyorsun." diye dalga geçti. Poyraz gözlerini devirmekle yetindi.

Aslı "Allah'ım kaos çıksın, lütfen kavga olsun. Bir şey olsun." dediğinde Işıl "Niye öyle diyorsun ya?" dedi. "Ekşın istiyorum. Kaos istiyorum. Olay istiyorum."

"Survivor'a gönderelim seni, bol aksiyonları orası." dedi Işıl. Aslı "Yok şimdi ben oraya gidersem sadece Sercan'ı değil bütün erkekleri kendime aşık ederim, benim için kavga etmesinler sonra. Olmaz o yüzden." dedi.

Güldüm. Konuyu maça çekerek "Acaba kim kazanacak?" diye sordum. Aslı "Soru mu bu?" dedi. "Tabii ki Poyraz kazanacak." diye dalga geçti.

"Poyraz yeni geldi bir kere, nasıl sevdin hemen?" dedi Işıl. Aslı gözlerini devirerek "Dedi dün gece 'Bu çocuk 5 ay önce karşıma çıksaydı her şey farklı olabilirdi' diyen kız." dedi.

Sinsice sırıtarak, "Acaba bunu Toprak'a söylesem mi?" dedim. Işıl aynı şekilde sırıttı. "Acaba ben de Emir'e dün gece uyuyacağım bahanesiyle bizi uyutup tüm gece Poyraz'ı stakladığını söylesem mi?"

Gözlerimi büyüttüm. "Oha sen bunu nereden biliyorsun?"

Aslı şaşkınlıkla bana baktı. "Ne bu doğru mu?"

Işıl "Doğru," dedi Aslı'ya yanıt vererek. Sonra bana dönüp "Telefonunu karıştırdım." dedi.

"Şifreyi nasıl buldun?"

"Çok zor bir şifreydi Elis, bulana kadar canım çıktı. 1234. Bu şifreyi nasıl buldun sen ya?"

Gözlerimi devirdim ve önüme döndüm. Telefonumun şifresini değiştirsem iyi olacaktı.

Biz konuşurken maç başlamıştı. Henüz sayı alan yoktu. Emir topu sektirip karşı takımın potasına yakın bir yerde duran Kutay'a attı. Kutay topu almak için zıplarken Poyraz Kutay'dan önce davranıp topu aldı.

Poyraz potaya doğru koşarken Toprak faul yaparak topu aldı. "Hile yapıyorsun," dedi Poyraz. Toprak "Bu oyunda hile yapmak serbest." dedi ve topu Emir'e attı. Poyraz gözlerini kısıp Toprak'a baktı, sonra Emir'e doğru koştu.

Bu sırada maçı izlemeye gelenler çoğalmıştı. Maçın otuzuncu dakikasındaydık ve daha sayı alan yoktu.

Poyraz Emir'e çelme taktığında Emir yere düştü, Poyraz bundan faydalanıp topu aldı ve potay attı.

Sayı!

Emir ayağa kalktı. "Hileyle attın o basketi." dedi. Poyraz rahat bir tavırla omuz silkti. "Hile yapmak serbest."

Poyraz'ın bakışları onları izleyen bana kaydığında göz kırptı. Kaşlarımı çatarak bakışlarımı ondan kaçırdım.

Emir Poyraz'ın üstüne doğru yürüyerek, "Amacın ne senin?" dedi. Kutay Emir'in önüne geçip onu durdurdu. "Bırak, kendince eğleniyor işte."