M
elisa Arzum:
Gözlerim uzaklara dalarken yanımda oluşan hareketlilikle başımı oraya çevirdim. "N'aber, Marslı Kız?" diye yarım ağız gülen Akad'ın ağzına şöyle bir kürek çekmek istedim.
Yapmacık bir tebessüm edip kaşlarımı kaldırarak "Marslı Kız?" dedim merakla. Bir de takma ad mı koymuştu bana? Sarkıntı herif.
Dudaklarını sarkıttı. Düşünür gibi yaparak "Sanırım dünyadan değilsin. Dünya'ya en yakın gezegen de Mars. Senin ordan gelmiş olma ihtimalin var. Çünkü güzelliğin bu dünya için fazla." tam bir çapkın erkek gibi göz kırparak.
"Nereden biliyorsun? Belki geçmişten geldim?" dedim şaşkınca.
Kafasını sallayıp "Senin gibi bir güzelliği görmüş olsaydım kesinlikle unutmazdım." dedi emin bir tavırla.
"Haaa, bütün kızları röntgenden geçiriyorsun yani." dedim kafamı sallayarak dudaklarımı kıvırıp.
"Yok, ben Allah yolundayım." dedi ellerini 'Ben suçsuzum' der gibi kaldırarak. Tabii ki, öylesin. Zaten geçen gün bahçede esmer bir kızla yiyişen Bakkalcı Hamza. Kesinlikle sen değildin.
Yüzümü Akad'a yaklaştırıp tam karşısında durunca şaşkınlıktan yutkundu. Gözlerini benim zümrüt yeşili gözlerime dikip büyülenmiş gibi bana bakıyordu. Çok yakın durduğum için kalbinin de hızlandığını hissetmiştim. Yüzüme alaylı bir ifade koyup "Akad," dedim fısıldayarak. Nefesim yüzüne vurunca gözlerini kapadı. Adını fısıldamam hoşuna gitmişti anlaşılan. Alayla sırıtıp "Karşında aptal yok." dedim tekrar fısıldar tonda. Gözlerini yavaşça açıp gözlerime baktı bir süre. Bir an ellerini kolumda hissettim tek kaşım havalanırken hâlâ alayla yüzüne bakıyordum.
"Çok güzelsin," yutkunup yüzümde gözlerini gezdirerek "Hem de aşırı." dedi büyülenmiş gibi. Eliyle bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken gözlerini bir an olsun gözlerimden çekmemişti.
Hızla geri çekilince bir an kendini kaybetti. Ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bana baktı. "Melisa, ben..."
Saçımı geri atarak "Biliyorum." dedim kendime emin bir şekilde. Kaşları havalanınca gülümseyerek ayağa kalktım "Güzel olduğumu tabii ki." deyip göz kırptım.
Arkamı döneceğim an Uraz'a toslayınca bakışlarımı gökyüzü mavisi gözlerine dikip kaşlarımı kaldırdım.
"Ne yapıyorsunuz burada?! İkiniz?" diye hafif bir öfkeyle sorunca. Kaşlarım çatıldı. Sol dudağım kıvrılırken "Sana ne?" dedim sağ gözünü kırpıp kafamı sallayarak. Bu çocuğun nesi var böyle?! Akad'ı kendime âşık etme planımı mahvedecek diye korkuyordum.
Kolumdan tutarak "Melisa, yoksa senin Akad'la ilişkin mi var?" sordu dehşetle.
Kaşlarımı çatıp "Çileden çıkarma beni, Uraz. Ne saçmalıyorsun? Akad bu," deyip sırıtarak Akad'a baktım "Yürümediği kız mı kalmış gezegende?" dedim üstüne basa basa. Yakacaktım oğlum, seni. Tekrar bakışlarımı Uraz'a çevirip "Sen ne halt yapıyorsun beni sorgulayarak?" dedim elinden kolumu çekerek sertçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tombik!
Novela JuvenilDeğiştim. Değiştik. Hayatın bunu yaptığını söyleyemem. Çünkü değişmek için çabaladık. 4 yıl. Fazla değil mi? Sevdiğim çocuğun görünüşüme göre beni reddetmesi, daha doğrusu sevdiğimiz çocukların bizi görünüşümüze göre reddetmesi 4 yıl önceydi. O g...