"Merak etmeyin, arkaya bir tanıdık çocuk ayarladım video ve fotoğrafları o verecek monitöre." diye emin bir şekilde konuştu Alkım. Kıyafetlerimizi değiştirerek rahat olabileceğimiz şort ve gömlek geçirdik üzerimize.
"Uzun zamandır bu anıyı bekliyordum." dedi kafasını gülümseyerek sallayan Güneş.
Sahne alanına 4'ümüz de çıktığımızda birçok kişi alkışlamaya başladı. Gülümseyerek kafa sallamıştık herkese. Bize merakla bakan Akad ve Anıl'ın olacaklardan bihaber olması alayla gülümsememe sebep oldu.
Kafa mikrofonlarımızı düzelttikten sonra konuşmaya başladı Alkım. "Herkese öncelikle merhaba."
"Keyifler nasıl?" diye sordu Melisa gülümseyerek.
Coşkuyla heyecan nidaları gelince "Güzel. Öncelikle fikrinizi almak istediğimiz birkaç konudan konuşmak istiyoruz." dedi Güneş ve bana baktı.
Derin bir nefes alarak "Konumuz güzel ve çirkin, cesaretli ve ezik olanlar. Yani insanların yarattığı bu kavramlar." dedim kısa bir şekilde.
"Güzellik ve çirkinlik sizce nedir?"
Alkım'ın sorusuna yanıt vermek için birçok kişi elini kaldırınca içlerinden bir kişiye söz hakkı verdi Melisa.
"Güzellik ve çirkinlik kalbin ürünüdür. Eğer senin gözlerin bir şeyi kötü görüyorsa o senin sorunundur. Bu yüzden birini çirkin olmakla yargılayamayız."
"Hem Tanrının yarattığı hiçbir şey çirkin olamaz." diye konuştu başka biri yerinden.
Onaylarken Güneş "Başka farklı fikri olan?" diye sordu.
Biri daha elini kaldırırken ona işaret ettim. Ayağa kalkıp konuşmaya başladı.
"Çirkinlik bazılarının görünüşüne verilen isimdir. Çirkin olanlar çoğu zaman eziklenen şahıslardır. Görünüşünü sevmediğiniz insanlara öyle derler."
"Bingo! Aradığımız yorum." diye konuştu Alkım sırıtarak.
Melisa elini birbirine çırptı "Hepiniz şu eziklenme olayına kötümser yanaşıyorsunuz. Şimdi size kimese zorbalık yaptığınızı, görünüşü yüzünden dışladığınızı sorsak hepiniz 'Hayır, asla yapmayız.' dersiniz. Eziklenen insanları koruma görevi edinmişsiniz gibi davranırsınız. Ama içinizde bunu yapanları görmez, tanımazsınız mesela bizim Futbol Takımından Akad ve Anıl gibilerini..." diye konuştuğunda birçok bakışlar ikisine çevrildi. Her ikisi kaşlarını çatarak olayları anlamaya çalışıyordu.
Güneş elini iki kez çırpınca monitörde fotoğraf belirdi. Üçümüzün fotoğrafı.
"Şimdi bilin bakalım fotoğrafta olan kişiler kimler? Bilmediniz mi? Hadi, kızlar. O fotoğrafı tekrar canlandıralım."
Ben ortaya geçince sağıma Melisa, soluma da Güneş geçip gülümsedi. Aynı fotoğraftaki gibi. Tek bir farkla sivilcesiz, gözlüksüz, diş tellersiz, şişmanlık ve benzeri eziklenecek özellikler olmadan.
Şaşkınlıkla hepsi bize bakıyordu. Esasta Akad ve Anıl oturdukları masadan ayağa kalkmış pür dikkat ile bizi izliyordular.
Alkım "Herkes değişebiliyorken neden insanları sanki o görüntüden aslı kalmış gibi yargılıyoruz değil mi? Eee Akad, Melisa'ya çıkma teklifi etmişsin? Eee Anıl, Güneş'i her bulduğun fırsatta kesiyormuşsun? Hani beğenmiyordunuz? Hani sizin seviyenize yakışır kızlar değildi onlar? Hani onlar kafalarına karton geçirerek gezmeye mahkûmdular? Hani onlar... sizin asla sevemeyeceğiniz görüntüye sahiptiler?" diye hesap sorar gibi konuştu Alkım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tombik!
Teen FictionDeğiştim. Değiştik. Hayatın bunu yaptığını söyleyemem. Çünkü değişmek için çabaladık. 4 yıl. Fazla değil mi? Sevdiğim çocuğun görünüşüme göre beni reddetmesi, daha doğrusu sevdiğimiz çocukların bizi görünüşümüze göre reddetmesi 4 yıl önceydi. O g...