⚚ Dünya 6

2.3K 512 66
                                    

 Alıntı ve paylaşımlar için instagram sayfası: fasenix_series

 Bugünlük derse katılmam doktor tarafından yasaklanmıştı. Acacia ve Yalene gittikten sonra sağlık odasında kalmış ve eve dönebilmek için doktorun onayını beklemiştim. En azından gün bitmeden ve kendi ayaklarım üzerinde odadan çıkabildiğim için mutluydum.

 Son dersin bitmesine az kalmıştı ve dönmeden önce kızları tekrar görmek istiyordum. Üst kata çıkarak onları kafeteryada beklemeye karar verdim. Cam kenarındaki masalardan birini gözüme kestirmiştim. Sahil bölgesi, yüksek kayaların diğer kısmında kaldığı için kafeteryadan görünen deniz uçsuz bucaksızdı. Denizi her izlediğimde, mavi ve yeşilin büyüleyici tonları beni kendine çekiyordu. Çok merak ediyor ama güzelliğinin büyüsüne kapılıp kaybolmaktan korkuyordum. Denizler, yeryüzüne çıkabilmek için savaşmam gereken olgulardı benim için. Şimdi ise karşısına geçmiş hayranlıkla onu izliyordum. Ona çekilip, yüzmeye kalkıyor, nefesimi unutup, ölüme davetiye çıkarıyordum. Neyim vardı benim böyle?

 Düşüncelerimi denizden koparmak için kendimi zorladım. Kayinaros'un ne karar aldığını öğrenmem gerekiyordu. Bırak saldırı düzenlemeyi, Adonia'ların yaşadığı yeri öğrenene kadar geçecek olan sürede, Rhan ölmüş olabilirdi ve eğer o ölürse, iki ırk arasındaki düşmanlık yeni bir boyut alacaktı. Nasıl düşünürsem düşüneyim, bu savaştan insanların sağ çıkması mümkün değildi. Ateş ve su birbiri üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışacak, biri, öteki yok olana kadar durmayacak ve yaratılışın tüm dengesi bozulacaktı.

 Ateş ve su... Asla bir araya gelemeyecek ama birbirleri olmadan var olamayacak olan iki element... Göz bebeklerimi dolduran dalgalar, kayaların arasından yükselen alevle geri çekildi.

 Gördüklerimin gerçek olduğunu algılamam birkaç saniyemi almış ve oturduğum yerden âdeta fırlamıştım. Sandalyenin çıkardığı kulak tırmalayan gıcırtı, kafeteryadaki tüm öğrencilerin dikkatini üzerime çekti. Herkesin ters bakışları karşısında özür dileyerek çıkışa doğru koştum.

 Sahilden oraya ulaşmam mümkün değildi. Gözlerim hızla duvarda asılı olan kat planını taramaya başladı. İnebildiğim kadar aşağı inip, kendime bir çıkış bulmalıydım. Kafeteryanın altındaki katlar spor merkezine aitti. En alt kat eksi yedinci kat olarak görünüyor ve bu kat bir tenis kortu ile basketbol sahasına açılıyordu. Eksi yediyi hedefleyerek merdivenleri hızlı adımlarla iniyor, her adımda gördüğüm alevlerin Rhan'a ait olup olamayacağını düşünüyordum. Sabahki konuşmam işe yaramış, Kai söylediklerimi onlara iletmiş olabilir miydi?

 Son katı da arkamda bıraktığımda karşımdaki koridoru geçerek önümde beliren kapıdan kendimi dışarı attım. Solumda tenis kortu, sağımda ise basketbol sahası duruyordu. Aralarındaki yolda ilerlerken etrafı çevreleyen heybetli kayalara aldırış etmemeye çalıştım.

 Yolun sonu, demir korkuluklara dayandığında bir şeyler görebilme umuduyla aşağı baktım ve gördüm...

-Buraya kadar güzelim.

 Hiç beklemediğim bu manzara karşısında hangi tarafta olmam gerektiğini kestirmeye çalışıyordum. Gördüğüm alevler, kanatlarım çıkmadığı için Avernus'ta beni küçük düşüren Bardon ve arkadaşlarına aitti. Karşılarında ise saydam kanatları ve güzel fiziği ile hayatımda gördüğüm en göz alıcı şey duruyordu...

-Sıkıldım Bardon, bitirelim artık şu işi.

 Kız, üçünün karşısında kendini korumaya çalışırken yorgun düşmüştü. Suyla kendini çevrelemiş ancak Avernus'ların deniz ile arasına ördüğü ateş duvarı yüzünden savunmasız kalmıştı. Kesik kesik aldığı nefeslerinden, gücünün tükenmek üzere olduğunu anlayabiliyordum.

Fasenix Serisi 1 - AVERNUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin