Alıntı ve paylaşımlar için instagram sayfası: fasenix_series
Bir süredir beni saran karanlıktan yavaş yavaş sıyrılmakta olduğumu haber veren acılar her saniye biraz daha kendini hissettirerek konforlu uykumdan beni çekip çıkardı. İstemeye istemeye kendime gelmiş, gözlerimi bilmediğim bir yere aralamıştım. Bilincim açıktı fakat vücudum beynimden gelen komutları henüz tam olarak uygulayamıyordu.
Ellerimi sürükleyerek karnıma doğru çıkardım. Belimi saran alevler, el ve ayak bileklerimden daha derin hasar oluşturmuştu. Bu yaralar, kristâlin aldığı darbeler beni ateşe karşı güçsüz kıldığı için açılmış olmalıydı aksi takdirde alevlerin beni bu kadar etkilemesi mümkün olamazdı. Yine de çok kötü sayılmazdım.
Yatırıldığım magma taşından ancak birkaç deneme sonunda kalkmayı başarabildim. Dönen başım yüzünden sendeleyip henüz kalktığım taşa yaslanırken gözümde belirip kaybolan görüntünün hayâl ürünüm olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. Hızla yukarı tırmanan parmaklarım dudaklarımı buldu; Kai Rhisiart beni gerçekten öpmüş müydü? Başta bu olmak üzere isyan edecek çok fazla sebebim vardı; neden ilk öpücüğümü istemediğim birinden alıp, ikincisinin gerçek olup olmadığını bile hatırlayamıyordum? Hatırladığım tek şey, ne kadar güçsüz düştüğümdü. Öleceğimden neredeyse emindim ve kurtuluşuma çıkan tüm kapıların yüzüme kapandığını düşünmüştüm. Ölüme teslim olduğum o anda Kai beni kurtarmış da olsa o, Avernus'un vârisiydi. Kimliğimi bile bile böyle mantıksız bir adım asla atmazdı. Hayâl gücüm yine benimle oyun oynuyordu ama neden?
Parmaklarımı dudaklarımdan indirirken, gözümde belirenler hayâl de olsa, gerçek de olsa sonucu etkilemediğini fark ettim. Kai Rhisiart'ın bana karşı bir şeyler hissediyor olma olasılığı da en az bilinçaltımdaki duygularımın dışavurumu kadar kalp atışlarımı hızlandırıyordu. Peki ya Bardon ve diğerleri? Kai, hepsini öldürerek Avernus ordusunun başındaki adama karşı gelmişti. Rhesus bu yüzden Kayinaros'a oğlunu bile öldürtebilirdi. Ya da başaramazsa kendi işini kendi görürdü. Hem ben ne zamandır bilinçsizce yatıyordum? İçimde büyüyen endişeden güç alarak öne atıldım. Gerçekleri bilen tek kişiydim ve Rhesus onun sorgulanmasını sağladıysa çoktan hüküm giymiş bile olabilirdi. Adımlarım gitgide güçlenirken çıkış olduğunu düşündüğüm oyuğa doğru durmadan ilerledim. Tam çıkmak üzereydim ki son anda gözümü alan parlaklıkla tekrar yavaşladım.
Bakışlarımı ışığın geldiği yöne çevirdiğimde alevlerin oluşturduğu kılıcı görmüştüm. Kısa süren kararsızlığımın ardından ona yaklaşmaya karar vermiş, yaklaştıkça netleşen kılıcın ihtişamı gözlerimi kamaştırmıştı. Kılıç, adeta kulağıma büyülü sözcükler fısıldıyormuş gibi ona doğru çekiliyordum. Nihayet yanına vardığımdaysa onun bana ait olamayacağını anlamıştım. Benim için fazla büyük ve güçlüydü. Alevlerin ışığı, gizlediği gücün yalnızca basit bir göstergesiydi. Yine de ona dokunma isteğimi engelleyemedim ve elim kılıca uzandığı anda alevler dağılarak arkama çekildi. Gözlerimi alamadığım alevlerin beni peşi sıra sürüklemesiyle birlikte Kai ile burun buruna gelmiştim.
Başına gelmiş olabilecek felaketleri düşünmek endişelerimi tetiklemiş olmalıydı. Panikle gerileyen ayaklarıma engel olamasam da onu gördüğüm için rahatladım; Kai Rhisiart hâlâ yaşıyordu.
Ateş, onun sağ eline dolanarak kılıç görünümü alırken bir kez daha onu izlemekten kendimi alamamıştım.
-Alevlerime hükmedebileceğini düşündüğüne göre kendini oldukça iyi hissediyor olmalısın.
Kai'nin sesi beni kendime getirdi fakat aynı anda gözümde canlanan rüyam yüzünden utanarak gözlerimi ondan kaçırdım.
-Kendimi iyi falan hissetmiyorum. Nerede uyandığıma dair bir fikrim yoktu alevlerin sana ait olduğunu nereden bilebilirdim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fasenix Serisi 1 - AVERNUS
Fantasía| thewattys2020-Fantastik Kategorisi Kazananı🏆 | Bilinmezlik hep korkutur. Tüm canlılar gibi, insan da çevresindekilere hâkim olma arzusunu bir meşale gibi taşır içinde. Bilinmezlikten korkup, kendini bilmeden yaşayan varlıklarla dolu evrende, bi...