⚚ Avernus 3

4.6K 666 104
                                    

 Alıntı ve paylaşımlar için instagram sayfası: fasenix_series

 Kalabalığa karışırken, kendime karşı mı anneme karşı mı olduğunu anlayamadığım öfkemle savaşıyordum. Büyük salon, Karanlığın Ateşi'nin en üst katındaydı. Fazla gösterişli olduğu için konuklara olan hâkimiyetinizi kaybettiğiniz, çoğu zaman kendilerini göstermedikleri müddetçe kimin geldiğini bile bilmediğiniz tuhaf bir mekândı. Tavandaki alevlerin büyülü danslarına, her yana dağılan sihirli bir müzik eşlik ediyordu. Etrafta o kadar çok büyücü kâhin vardı ki bugünkü şölen hangilerinin eseri anlamak mümkün değildi. Alevlerden ve magmanın yakıcı sıcağından etkilenmeyen yaşam alanımızı onların güçlerine borçluyduk.

 Arkamdan salona giriş yapan babam, geleneksel ateş dansını başlatarak salona geldiğimi duyurmuş oldu. Böylece beni henüz görmemiş olan konuklar da artık orada olduğumu biliyordu. Kutlamaların en sevdiğim kısmı müzik, dans ve bizi çevreleyen alevlerdi. Alevlere şekil verip yönlendirerek yaptığımız bu dansta, hareketler, ateşi bilinçli şekilde yönlendirebilmeye başladığımız yaşta bize ezberletilmişti. Müzikle birlikte muhteşem bir görsel şölen başladı. Alevler bir uçtan diğer uca ve boyumuz aşırınca spiraller oluşturuyor, yer değiştirmemizle birlikte karşılıklı iç içe geçerek ortadan kayboluyordu. Dans süresince, Aira, Rea ve eğitimden birkaç kişiyle daha karşılaştım. Hatta birkaç saat önce benimle kafa bulan Bardon bile yüzsüzlük örneği olarak teşrif etmişti. Kısa bir an Rhan'ı görür gibi olmuş hemen ardından Rea'nın babası ve tanımadığım insanlar tarafından çevrelenmiştim.

 Dans bittiğinde müzik yavaşladı ve babamın konuşmasını dinlemek üzere herkes geriye çekildi. Neyse ki lafı uzatmayı sevmezdi.

-Kadehimi güzel kızıma ve güçlü ırkımıza kaldırıyorum!

 Kâhin büyücüler harekete geçerek her birimize ateşten kadehler eşliğinde içkilerimizi sundular. Herkes kendine en yakın kadehi kavrayarak babama eşlik etti. Ben de on sekizinci yaş günüm şerefine ilk kez tadına bakacaktım. Kadehi kavrayan soğuk ellerimi geri çekmemek için direndim. Daha önce de defalarca tadına bakmak istemiş, vücut ısısını düşürücü etkisinden dolayı babam tarafından engellenmiştim. Bugün ise resmi olarak Avernus'taki bedensel dayanıklılığımın kanıtlandığı gündü. İlk yudumda ağzımın içinde hafif bir yanma hissi oluştu, hemen ardından da şimdiye kadar hissetmediğim güçlü bir serinlik hâkim oldu. Keskin ama hoş bir kokusu vardı. Yeni deneyimimin tadını çıkarırken aklım yine yeryüzüne kaydı. Acaba serin bir toprağa ayak basmak nasıl bir histi? Herkes gibi yeryüzündeki insanları ve diğer ırkı merak ediyordum. Anlatılanları gözümde canlandırmakta zorlanışım, belki de hiçbir şeyin orada yaşamaktan daha öğretici olmayacağını düşünmemden kaynaklıydı.

 Yeryüzünü düşünürken hızımı alamamış, içkimi neredeyse bitirmiştim. Rea ve Aira yanıma geldiklerinde ilk kadehimi onlarla noktaladım. Aira,

-Bu dansı daha sık yapmalıyız, derken Rea da aynı anda bileğimde ince, şık bir bileklik oluşturdu.

-Yeni yaşın için bizden ufak bir hediye.

Nârin ateşten ipin ortasında ufak bir kıvılcım vardı.

-Kâhinler buna bilinçaltı kıvılcımı diyor. Kendi içinde cevabını barındırdığın sorularından biri için.

-Dikkat et, sende cevabı olmayan bir konuysa boşa gider. Riske atmamalısın çok nâdide bir parça, diye açıkladı Aira. 

 Zamanlaması bu kadar mükemmel dostları hak etmek için ne yapmıştım? Tüm keyfim neredeyse yerine gelmişti. Onlara sımsıkı sarıldım.

-İyi ki varsınız!

 Kendimi geri çektiğimde, uzaktan bana bakmakta olan bir çift gözle karşı karşıya kaldım. İçimi kaplayan güvensizlik hissiyle farkında olmadan bir kaç adım gerilemiştim. Betim benzim atmış olacak ki Rea ve Aira beni bileklerimden kavrayarak destek oldular. Sesleri boğuklaştığı için sorularını anlayamıyordum. Yutkunmaya çalıştım, başaramadım. Buna rağmen gözlerimi ondan ayıramıyordum. Korkuyordum evet ama bana burada zarar veremeyeceğinden de emindim. Yüzü ince uzun, gözleri büyük ve kahverengiydi. Yaşını anlamam mümkün değildi. Vücudu oldukça dinç görünmesine karşın gözlerinin etrafındaki ve alnındaki kırışıklıklar onu ele veriyordu. Saçları kırlaşmakla kalmamış, kenarlardan açılmaya başlamıştı ama o gençliğine sarılmak istercesine onları uzatmış gibi duruyordu. Gözlerini kırpmadan saniyelerce beni izledi. Kalabalık yüzünden onu gözden kaybedince panikleyerek öne atıldım. Kızların arkamdan seslenişlerine aldırmadan kalabalığın içinde ilerlemeye çalıştım. Koşarken bana engel olan ayakkabılarımdan kurtularak hızlandım ve nihayetinde geniş balkona vardığımda tek görebildiğim kanatlarını oluşturarak kendini boşluğa bırakması oldu. Pes ederek koşmak için yukarı topladığım eteğimi bıraktım. Yakalamayı düşünmemiş sadece içgüdüsel olarak ona çekilmiştim.

Fasenix Serisi 1 - AVERNUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin