4.4~Hastane~

859 92 120
                                    

Yaklaşık yarım saattir ameliyathanenin önünde bekliyordum. Göz yaşlarım sessizce yanaklarımdan süzülürken ağzımdan bir tane bile hıçkırık kaçmıyordu. Sesim tükenmiş gibiydi. Elimdeki telefonu tekrar kontrol ettim fakat hiçbir cevap yoktu.

TaeTae: Jimin...neredesin?
Beni neden birden bırakıp gittin?
Canım acıyor Jimin.
Geri dönemez misin?
Byükannem kalp krizi geçirdi Jimin.
Sana ihtiyacım var.
Yanımda olmana ihtiyacım var.
Bana sarılmana ihtiyacım var.
Neredesin Jimin?
Lütfen mesajlarımı görüyorsan cevap ver.
Ben ölüyormuş gibi hissediyorum.
Canım acıyor ama sesimi çıkaramıyorum.
Kendi sessizliğim içinde boğuluyor gibiyim.
Sana en ihtiyaç duyduğum anda beni bırakamazsın.
Lütfen beni bırakma.

Yanağımdan düşen yaşla telefonu kapattım ve kollarımı bacağıma koyup kafamı da kollarıma yasladım. Sessiz sessiz ağlarken omzumda bi el hissettim. Jimin sanıp hevesle kafamı kaldırdığımda gözlerinden yaşlar akan annemi gördüm.

-Taehyung.

Önümde diz çöktü ve kollarını bana sardı. Annem hıçkırarak ağlarken ben ise sessizce gözyaşlarımı akıtıyordum.

-B-ben iyiyim fakat babam-

Gözlerimi babama çevirince ne kadar perişan olduğunu gördüm. Annem de bunu fark edip yanımdan kalktı ve babamın yanına gitti.

Telefonumun ekranını tekrar açtığımda hala hiçbir cevap olmadığını gördüm. Şimdi geçekten biz bitmiş miydik? Ona Büyükannemin kalp krizi geçirdiğini söylememe rağmen yanıma gelmemişti. Belki de beni kandırmıştı. Belki de beni üzmek için,canımı yakmak için beni seviyormuş gibi yaptı. Beni annesinin intikamını almak için kullandı. Park Jimin beni hiç sevmemişti. Hepsi benim suçum. Kalbimi onun gibi iğrenç birine vermemeliydim.

Sinirle gözümden akan bir yaşı sildim ve ayağa kalktım. Seri adımlarla hastanenin lavabosuna ilerledim ve aynada kendime baktım. Ellerim titremeye başladığında sinir krizi geçirdiğimi fark ettim ama bunu durdurmak için hiçbirşey yapmadım.

-Hepsi benim suçum.

Titreyen ellerimle saçlarımı çekiştirdim.

-Bu hayatta kime değer versem beni bırakıp gidiyor.

Aynadaki yansımama bakarken Jimin'i gördüm. Bana gülümsüyordu. Yoksa beni bırakmamış mıydı? Şaşkınlık ve sevinçle arkamı döndüğümde orada olmadığını fark ettim. Arkamı tekrar dönüp aynaya baktığımda oradaydı. Halüsülasyon mu görüyordum. Park Jimin hala benimle dalga geçiyordu.

Bir anlık sinirle aynaya yumruk attım. Ayna kırılırken etraftan çığlık sesi geldi. Elimde ufak bir sızı oluştu. Gözüm diğer aynayı bulduğunda Park Jimin oradan bana gülümsüyordu.

-Gülme! Bana gülemezsin Park Jimin!

Sinirle yumruğumu o aynaya da geçirdim. Hızımı kesmeden diğer aynaya da yumruk atacakken aynada babamı gördüm. Dolu gözleriyle bana bakıyordu. Benim de gözlerim dolduğunda arkamı döndüm.

-Baba.

Burnumu çektim ve bakışlarımı titreyen elime çevirdim.

-Hepsi benim suçum.

Hala dolu gözleriyle bana bakarken yere çöktüm ve ellerimi kafama koydum.

-Kimseyi sevmemeliydim, kimseyi sevmeseydim sevdiklerim şuan yanımda olurdu.

İçeri telaşlı birkaç hemşire girdi. Hızlıca koluma bir iğne yaptıklarında kararmaya başlayan gözlerimle son kez babama baktım.

-Üzgünüm.

Brother ➳ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin