Babamla önden meydana giderken büyükannemle Jimin arkadan konuşarak geliyorlardı. Konuştukları şeyi o kadar çok merak ediyordum ki artık dudaklarımı kemirmeye başlamıştım.
-Orayı sevdin mi?
Babamın konuşmasıyla dudağımı kemirmeye son verip gözlerimi önümdeki taşlara çevirdim.
-Ne diyebilirim ki? Bizim eve geri dönmek isteyecek kadar sevmedim fakat orada bir süre yaşayabilecek kadar da sevdim.
Babam kafasını salladı ve ellerini cebine soktu.
-Emin ol Taehyung, seni yanıma o kadar çok almak istiyorum ki fakat mahkeme seni annene verdi.
Gülümsedim ve elimi babamın omzuna koydum.
-Biliyorum Baba, sorun değil. Aslında orası düşündüğüm kadar kötü değildi, Bay Park bana çok iyi davrandı.
-Annem nasıl?
Çekinerek sorduğu soruyla iç çektim. Babamın hala o kadını sevdiğini biliyordum ve bunun onu üzdüğünü de biliyordum.
-İyi, her zamanki gibi. Tek düşündüğü kendisi.
-Taehyung, aslında annen seni çok seviyordu.
Ufak bir kahkaha attım.
-Nedense hiç inandırıcı gelmedi.
-Seni seviyordu, gerçekten fakat seni yanına alamadı. Annen orta okul mezunuydu ve iş bulması zordu, eğer seni yanına alsaydı seni yaşatamazdı. Annen hayatta kalmak için zengin birine ihtiyaç duydu.
-Fakat Baba, sen bunca zaman bize baktın, o kadına da bakabilirdin.
-Annen beni hiç sevmedi Taehyung, babası onu benimle evlendirdiğinden beri bana hep kin besledi.
-Eğer bunları o kadını affetmem için söylüyorsan-
-Hayır oğlum, sadece bil istedim. Annen özünde kötü biri değil.
Omuz silktim ve tekrar önüme döndüm. Babam haklı mıydı, o iyi birimiydi? O zaman neden bunca yıl beni ziyarete gelmedi? Neden yanıma gelip bir kez bile bana sarılmadı?
Bunu düşünürken önümdeki taşı görmemiş ve ayağım takılmıştı, yere düşeceğimi sanarken babam beni tuttu.
-İyi misin?
Arkamızdakiler kahkahayla gülmeye başladılar.
-Aklın nerede acaba maymun?
Büyükanneme kötü kötü bakıp önüme döndüm. Babama baktığımda onun da gülmemek için kendini zor tuttuğunu gördüm.
-Gülebilirsin Baba sorun değil.
Birden kahkaha atmasını beklemiyordum. Yol Büyükannemin alaycı sözleri ve babamı kahkahalarıyla geçti.
-Bence önce dondurma yiyelim.
-Hayır, ben önce pamuk şeker istiyorum.
-Hayır dondurma alalım. Hem sen Büyükannene karşı mı geliyorsun?
-Amaaa.
Dudak büzüp ona baktığımda omuz silkti. Kendimi acındırmak için yaptığım şeyler büyükannemde işe yaramıyordu.
-Üf tamam, dondurma alalım.
Dondurmacıya gidince babam bize dondurma ısmarladı. Jimin her ne kadar parayı kendi ödemek istese de babam buna izin vermedi.
-Biz misafirlerimizi en güzel şekilde ağırlarız Jimin oğlum, bizimle gelip para ödemek istemek bize yapılan büyük ayıptır.
Jimin gözlerini kaçırıp özür dilediğinde onu yemek istedim. Şu sıralar duygularımı dizginleyemiyordum ve yanlış birşey yapmaktan korkuyordum.
-Büyükanne.
Sırıtarak büyükanneme baktığımda o da sırıttı.
-Baba, bozukluğun var mı?
Babam bize birkaç bozukluk para verdi ve banklardan birine oturdu. Sahile indiğimizde her zaman yaptığımız şey büyükannemle biz oyun yerlerine giderdik ve babamda bizi bankalarda beklerdi, bazen o da bize katılıyordu.
-Jim, hadi.
Üçümüz önce boks makinesine gittik.
-Önce yaşlılar.
Güldüğünde büyükannem sırıttı.
-Bu yaşlı kadın sana fark atıcak maymun.
Büyükannem gidip boks torbasına vurduğunda 220 yapmıştı.
-Vay be. Büyükanne, Büyükannemsin diye söylemiyorum ama baya güçlüsün.
Gülümsediğinde sıra bana gelmişti.
-Şimdi şampiyonu izleyin.
Gerinip boks torbasına vurduğumda zar zor kapanmıştı.
-4 mü?
Büyükannemle Jimin gülerken ben itiraz ediyordum.
-Bunu kabul etmiyorum, tam vuramadım bir kere.
-Üzülme bu kadar maymun, ilerleme kaydetmişsin, geçen sefer 2 yapmıştın.
Bende gülmeye katıldığımda sıra Jimin'e geldi.
-Kesin benden daha düşük yapacak.
Sırıtarak ona baktığımda bana görürsün bakışı attı ve gerinip torbaya vurdu.
-254 mü?
Şaşkınca Jimin'e baktım.
-Büyükanne, çok yanlış kişiye çattık.
Hepimiz kahkahalarla gülmüş ardından diğer aletlerle de oynadıktan sonra babamın yanına dönmüştük.
-Hadi şimdi denizin yanına gideceğiz.
Denizin yanına gittiğimizde kumlara oturduk ve bir süre denizin güzelliğini seyrettik.
-Bizim her meydana indiğimizde yaptığımız birşey daha var Jimin oğlum.
-Nedir?
Gülümsedim ve gözlerimi kapattım.
-Hayatımızda yaptığımızdan memnuniyet duyduğumuz şeyleri burada söylüyor ve tekrar iyiki bunu yapmışız diyoruz Jim.
Jimin'in beni izlediğini biliyordum.
-O zaman ben başlıyorum.
Gözlerimi açıp babama baktım.
-İyiki sizi aşağı indirip bu güzel zamanları geçirmişim.
Gülümsediğimizde sıra Büyükannemdeydi.
-İyiki dondurma yemişim, hayatımda yediğim en iyi dondurmaydı.
Büyükannemin dediğine kahkahalarla güldük.
-Sende sıra Taehyung.
Gözlerimi Jimin'e çevirdik.
-İyiki seni tanımışım Jim.
Jimin gülümsedi ve önüne döndü.
-İyiki Taehyung'un peşine takılıp sizin yanınıza gelmişim, hayatımda geçirdiğim en güzel saatlerdi.
Hepimiz gülümsedik ve bir süre daha orada oturup denizi seyrettik, hava kararmaya başlayınca ayaklandık.
-Siz önden gidin baba, benim denize diyeceğim birkaç "iyi ki"m daha var.
Babamlar kafalarını sallamış ve gitmişlerdi, bende denize daha çok yaklaşıp kollarımı açtım.
-İyi ki böyle bir aileye sahibim. İyi ki babam ve büyükannem yanımda. İyi ki Jimin'i tanımışım.
Gülümsedim ve kollarımı yanıma indirip batmak üzere olan güneşe baktım.
-İyi ki aşık olduğum kişi Jimin.
Tekrar gülümsediğimde arkamdaki kumlardan ses gelince telaşla arkamı döndüm ve gördüğüm kişiyle dona kaldım.
Bölüm sonuuu, ay çok heyecanlandım, sizce gelen kim? Jimin olabilir mi? Jimin ise tepkisi ne olacak? Eskisi gibi Taehyung'a kötü mü davranacak yoksa Taehyung'u sevecek mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother ➳ Vmin
FanfictionKardeş olmak... Hayatına aniden yeni birinin dahil olması, ne garip birşeydir değil mi? Hayatına asla sevmem dediğin birinin dahil olması ve bütün hayatını değiştirmesi garip, bir yandan da güzeldir. Tabi bu duyguyu tek hissedenin sen olmadığın süre...