Dürtüklenmemle uyanmıştım, kafamı beni dürten kişiye çevirip kısık gözlerimle baktım, bu kişi Jimin'di. Soğuk sesiyle konuştu.
-Annen kahvaltı hazırlamış, bizi bekliyor.
Ona birşey demeden ayağa kalktım ve gerindim Jimin'de odadan çıktı, kıyafetlerimden yırtık kot, üzerine de beyaz uzun T-shirt giydim ve banyoya gidip yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya inip sofraya Annemin karşısına, Jimin'in yanına oturdum, Jimin'in yanına oturmamla sandalyesini kaydırarak benden uzaklaşmıştı. Kahvaltımı yapmaya başladım fakat annem bunu böldü.
-Dünkü halin de neydi Taehyung? Kavga mı ettin? Kaşın yaralanmış, doktora gidelim.
Göz devirdim ve sahteden gülümsedim.
-Beni merak etme anneciğim! ben iyiyim.
Salatalıktan bir tane ağzıma atıp ayağa kalktım.
-Ben artık okuluma gideyim.
Tam bir adım atmıştım ki yine annem beni durdurdu.
-Jimin'i de bekle beraber gidersiniz.
Derin nefes alıp verdim.
-Benim acil çıkmam gerek, o kendi gelir.
Odamdan çantamı aldım ve evden ayrıldım. Okula giderken gözüme gülüşerek okula giden sevgililer takıldı, onunla sevgili olmamız gerekmiyordu, arkadaş ta kalabilirdik fakat o benden uzaklaşmayı tercih etti. Tekrar derin bir nefes aldım ve verdim. Hiçbirşeyi umursamıyormuş gibi görünsem de aslında umursuyordum, benim de canım acıyordu. Okula geldiğimde direk çantamı sırama bıraktım ve kantine indim. Evde çok birşey yemediğimden açtım, kendime bir tost ve çikolatalı süt alıp boş bir masaya oturdum ve yemeye başladım. Çok geçmeden kantine Jimin geldi ve o da tost alıp boş bir yere geçti. Birinin sandalyeyi çekmesiyle ona bakmayı kestim ve karşımdaki kişiye baktım. Bu parkta az kalsın bıçaklanacak olan kısa çocuktu ve yanında arkadaşları da vardı.
-Oturabilir miyiz?
Kafamı sallamakla yetindim. Arkadaşlarıyla beraber oturdular, hepsinin gözleri üzerimdeydi fakat ben bunu umursamadan tostumu yemeye devam ediyordum.
-Dün beni kurtardığın için tekrardan teşekkür ederim.
Kafamı salladım.
-İsmimi hatırlıyorsun değil mi?
Ağzımdakileri çiğneyip yuttum ve konuştum.
-Yoongiydi değil mi?
-Evet ve sende Taehyungsun.
Yine kafamı salladım ve tostumdan koca bir ısırık aldım.
-Bunlar Jungkook ve Hoseok.
Arkadaşlarına döndüm ve gülümsedim.
-Sen şey değil misin, şu Wonho'nun çok uğraştığı çocuk?
Jungkook'a baktım.
-Eskiden çok uğraştığı çocuktum, artık uğraşmıyor, sanırım.
-Neden sürekli seninle uğraşıyordu?
Bu sefer Hoseok'a döndüm.
-Çünkü onu kızdıracak şeyler yapıyordum.
-Ne gibi?
Bir Jungkook'a bakıyordum bir Hoseok'a, başım dönmüştü yahu.
-Mesela kapının üstüne temizlik kovası koymam ve onun da Wonho'nun kafasından aşağı dökülmesi gibi. (Seni çoook özledik Wonho, keşke geri dönsen, keşke Monbebelerine onları sevdiğini söylesen :((((
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother ➳ Vmin
FanfictionKardeş olmak... Hayatına aniden yeni birinin dahil olması, ne garip birşeydir değil mi? Hayatına asla sevmem dediğin birinin dahil olması ve bütün hayatını değiştirmesi garip, bir yandan da güzeldir. Tabi bu duyguyu tek hissedenin sen olmadığın süre...