-Dönme dolabın da bir ilk yaşamasına ne dersin Jim?
Jimin bu sözüme karşı yutkundu. Güldüm ve elimin birini beline atıp okşadım.
-Eğer istemiyo-
Sözümü bölen Jimin'in oturduğu yerden kalkıp kucağıma oturmasıydı. Yaptığı şeyle birlikte gözlerim büyürken kalbim her zamankinden daha fazla hızlı atıyordu. Yutkundum ve kucağımda oturan Jimin'e şaşkınca bakmaya devam ettim. İster istemez şimdi kucağımda oturan Jimin ve geçmişte iki düşman gibi olduğumuz Jimin'i karşılaştırıyordum. Ne değişmişti? Benden nefret eden Jimin nasıl olmuştu da şuan benim sevgilimdi?
Düşüncelerimi kesen boynuma atılan el ve ensemdeki saçlarımla oynayan bir Jimin olmuştu.
-Ne düşünüyorsun?
Yaklaşıp burnumu burnuna sürttüm.
-Önemli birşey değil.
Geri çekilip dudaklarını büzdü. Jimin dudaklarını büzmemeliydi, bu insanlık özellikle benim için hiç iyi birşey değildi. Dudaklarına bakıp dudaklarımı yaladım. Jimin'in de gözleri dudaklarımı bulmuşken yavaşça yüzümü Jimin'in yüzüne yaklaştırdım. Dudaklarımız çok az birbirine değerken durdum. Durmama karşın gözleri dudaklarımdan gözlerime çıktı.
-Ne oldu?
-Aklıma verdiğim söz geldi.
-Ne sözü?
-Sen istemediğin sürece seni öpmeyecektim.
Kıkırdadı.
-Bilmem farkındamısın ama şuan kucağında oturuyorum.
Kafamı hafif salladım.
-Doğru.
-O sözü boş ver sevgilim, biz şuana bakalım.
Dudaklarını yaladığında dili otomatikman benim dudaklarıma da değmişti ve bu alttaki Taehyung için hiç iyi birşey değildi. Daha fazla dayanamadım ve uzun süredir hasret kaldığım dudaklara kendimi bıraktım. Öpüşmemiz gittikçe derinleşirken aniden hareket eden dönme dolapla Jimin korkarak geri çekildi.
-Ne oluyor?
-Sanırım teklif işi bitti.
Jimin bakışlarını tekrar bana çevirdi. Gülümseyip dudaklarına ufak bir öpücük verdim ve onu kucağımdan kaldırdım.
-Bizim de işimiz bitti sanırım.
-İşimiz bitmedi Tae, yarım kaldı.
Güldüm ve aşağı inmemizi bekledim. Dönme dolaptan indiğimizde insanlar bize bakıp fısıldaşıyorlardı.
-Ne oluyor?
Omuz silktim. Lunaparkın çıkışına doğru ilerlerken fısıldaşmalar sesli konuşmaya döndü.
-Bunlar mı dersin?
-Kesin bunlar.
-Iyy öpüştüler mi?
Jimin'in de bakışı arkamızdaki çifte dönünce kafasını tutup önüne çevirdim ve kulaklarını tıkadım. Bakışlarını bana çevirdi ve yüzümü izledi.
-Çok mu yakışıklıyım?
Gülerek sorduğum soruya karşın yüzünde hiçbir ifade yoktu.
-Jim?
-Sana süper kahramanım olduğunu söylerken ciddiydim Tae.
Durdum ve yüzünü izledim. Belki de haklıydı, ben onu kötü herkesden korkuyordum, o zaman Jimin'in süper kahramanı olmuyor muydum? Gülümsedim ve insanlara inat Jimin'in kulaklarındaki elimi indirip yanaklarına getirdim ve dudaklarımızı tekrar fakat bu sefer nefret dolu bakışların önünde onları umursamadan birleştirdim. O insanlara aşkımızı göstermekten sakınmamıştım. Herkes bizim aşkımızı kabullenmeliydi ya da en azından saygı duymalılardı. Geri çekildiğimde herkes tekrar nefret içerikli sözlerine devam ederken ikimizin de bunu duyduğunu sanmıyordum. O anda tek umursadığımız birbirine bakan aşkla dolu gözlerimizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother ➳ Vmin
FanfictionKardeş olmak... Hayatına aniden yeni birinin dahil olması, ne garip birşeydir değil mi? Hayatına asla sevmem dediğin birinin dahil olması ve bütün hayatını değiştirmesi garip, bir yandan da güzeldir. Tabi bu duyguyu tek hissedenin sen olmadığın süre...