Bu hikaye 10 Aralık 2014 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır.
Umarım güzel olmuştur, İyi okumalaar^^
--
"Boraaaaa,Bora hadi kalk!!!" diye bağırırken bir yandan da abim Bora'yı sarsıyordum.
Bora'dan hâla cevap gelmediğini görünce iyice bağırmaya başladım.
"Ya Bora kalksana!!" derken Bora'yı hâlâ sarsmaya devam ediyordum.
" 5....... Dakika......... Daha......!" dediğinde,sesimi en yüksek seviyeye çıkartarak bağırdım.
"Boraaaaaaaa!!"
"Deprem!" diyerek kalktı.
"Ne depremi Bora ya hadi hadi geç kaldık." dediğimde tamamen ayağa kalkmıştı. Gözlerini ovuşturarak konuşmaya başladı.
"İnsanda uyku diye bişey bırakmıyosun Beril,tam anlamıyla uykumun içine ettin."
Sırıtarak "Amacım da buydu zaten," dedim.
Deli misin? bakışı attıktan sonra "Hadi çık da giyiniyim,sen de" dedi.
"Söylemeseydin çıkmicaktım zaten." deyip dil çıkardım ve kapıyı kapattım.
Odama geçtim ve tam okul formamı giyecekken bugünün okulun sömestr tatilinden önceki son gün olduğunu hatırladım ve formalarımı yerine koydum. -Tıktım demek çok daha doğru olur- Daha sonra altıma en sevdiğim,ve boyumı biraz daha uzun gösteren kotumu,ve onun üzerine üzerinde kalpler olan tişörtümü giydim. -Boyum yaşıma göre normaldi,hatta uzundu ama giydiğim kot bacaklarımı biraz daha belli ediyordu- Uzun,düz saçlarımı yandan atkuyruğu şeklinde bağladım ve Ceketimi de alıp aşağı indim.
İndiğimde Bora hâla yoktu. Ben de mutfağa geçtim ve kaseye süt koyup mısır gevreğini döktüm. -Evet,normal insanlar genelde önce mısır gevreği,sonra süt dökerler ama ben tam tersi-
Yavaş yavaş mısır gevreğimi yerken Bora hâla ve hâla inmemişti.
"Boraaaaaaaaaaaa!" diye cırladım ve gelen cevapla ölmediğini anladım.
"Beril cırlamasan diyorum hani bendeki de kafa."
"Öldün sandım ya hadi aşağı in ben kahvaltımı bitirdim bile" bunları bağırarak konuşuyorduk. Çünkü o ikinci kattaki odasındaydı,ben ise giriş kattaydım.
"Ölmedim Beril merak etme iniyorum"
Yavaş yavaş aşağı indi. "Cırlama,sayende kulağım yakında sağır olacak" dedi. Bunu derken kulağını işaret ediyordu.
Gülerek "Sana bişey olmaz." dedim ve kaseyi tezgâha bırakıp kapıya yöneldim.
O da gelmişti. Ayakkabılarımızı giydikten sonra çıktık ve servisi beklemeye koyulduk.
5 Dakika. Servis gelmedi
10 Dakika. Servis yine yok
15 Dakika. Nerede kaldı bu servis?!?!
"Galiba taksiye bineceğiz Bora," dedim.
"Yürüyelim mi?" diye sordu.
Ama kabul etmedim."En son yürüdüğümüz zaman neler olduğunu hatırlatmama gerek yok herhalde," dedim.
Aklıma o gün geldi.
Yine servis yoktu ve biz de yürüme kararı almıştık. Evden çıktık ve bir süre sessizce yürüdük. Daha sonra Bora bizi 'kestirme yol' diyerek ıssız bir sokağa götürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Ne Çeşitsin?
RandomTüm hakları yastığımın altındaki defterimin 16.sayfasının 6.satırının 2. cümlesinde saklıdır. © Beril, 18. yaş gününe tam 1 ay kala başka bir ülkeye gitmek zorunda kalınca, işler iyice değişir. ''Sen ne çeşitsin ya?'' diye sorduğumda sırıtması iyic...