Öpsene Beni...

154 38 13
                                    

Rüzgar yanımdan ayrıldıktan sonra kankam olan cemreyi arayıp onu kafede buluşmaya çağırmıştım. Olan biten her şeyi ona anlattıktan sonra cemreyi bizim eve davet ettim annesi öyle bir insandıki herşeye izin verirdi. Cemre bugün bizde kalacağı için markete uğrayıp kıtlıktan çıkmış gibi kucağıma cipsleri doldurdum. Cemrede çikolataları paket paket taşıyordu. Aldıklarımızı kasaya bıraktık. Biraz gürültülü oldu ama olsundu. Kasiyer bize 'öküzler' bakışı atarken ona aldırış etmedim. Cemreyle paramızı birleştirip hesabı ödedik. Sıkıntı şu ki hiç paramız kalmamıştı. Eve vardığımızda saat 6:35ti. Annem Anahtar sesini duymuş olacakki yanıma geldi. Yanımda cemreyi görünce ona hal hatır sormaya başladı. Ben o sırada odama girdim. Poşeti yere bırakıp Cemreyi beklemeye başladım. Cemre odaya girer girmez ona " gıybet time" diye bağırdım. Annem odaya girince "anne bizde tam ders çalışacaktık." diye anneme kıvırırken annem yatağıma oturdu. "nasıl geçti bakalım kursun!?" işte kapana kısılmıştım. "iyi" dedim gözlerimi kaçırarak.
"iyi" dedi annemde imalı bir şekilde. Annem tam odadan çıkacakken annemi durdurdum. " anne bu arada hep aklımda soramadım. Babam nerede? dün ben okuldan geldiğimde yoktu ben iştedir diye düşünüp sana sormadım. E bu sabahta yoktu. Sen beni apar topar uyandırınca soramadım."
"Aa ben sana söylemedimmi baban 1 haftalığına iş gezisine Almanya'ya gitti." ne?
"ne!?" dedim sinirle babam 1 hafta yurt dışında olacaktı ve benim bundan daha yeni haberim oluyordu.
" ve bundan benim daha yenimi haberim oluyor" annemle şakalaşırdım falan ama bana bu konuda hep aynı şeyi yaparlardı. Öyle habersiz kalırdım hep. Benim hayatım odamdan ve cemreden ibaretti zaten. Bir nevi odam, benim krallığımdı.

Cemre demişken biraz ondan bahsedeyim
Cemre, benim ortaokuldan beri arkadaşım. Kumral uzun saçları yeşil gözleriyle öyle uyum sağlıyorki küçük ve biçimli burnu onu dahada güzelleştiriyor. Boyu benimle neredeyse aynı. O daha çok resimle ilgileniyor. Çok iyi resim yapar.
Ve modadan çok anlıyor. O benim arkadaşım değil daha çok kız kardeşim.

Annem odadan çıkınca biz film izlemeye başladık. Bi kaç film izledikten sonra saat 11:00 olmak üzereydi."OHA!" diye söylendim. Cemre "noldu ya?" dedi elindeki karamı ısırmaya çalışırken. Ha bu arada cemre tam bir karam hastasıdır. İlaç gibi sabah öğle akşam kullanıyor mk.
"Saate bak!" başını kaldırıp saate baktı ve gözleri kocaman açıldı "çüş!" kaç saat oldu kanka ben hesaplayamıyorum sözelciyim ben"söylediği şeye mal mal kahkaha atarken telefonumun titremesiyle telefonumu elime aldım.
0576896**** numaradan bir mesaj vardı. Kimdi bu!?
Cemrenin" kim atmış? Ne yazmış!?! " sorularını yanıtsız bırakıp mesajı açtım.
*Selam^^ ben Rüzgar numaramı kaydedersen sevinirim.*gördüğüm mesajla donakaldım. O.. O benim numaramı nasıl?.. Nereden? Ben Şaşkınlıkla ekrana bakarken cemre telefonu hızla elimden aldı" Oha! Kızım bu o mu?! " 'evet' dercesine başımı salladım. Hemen telefonumu cemrenin elinden aldım. Ve mesaj yazmaya başladım.
* sen benim numaramı nereden buldun!?*
Sabırsızlıkla mesajı beklemeye başladım. Telefonum titrediğinde hızla mesaja tıkladım.
*Ben istediğim şeyi elde ederim güzelim. Bu HERŞEY için geçerli. *
Ben birinci şoku atlatamadan ikinci şok 'HERŞEY' kelimesiyle ikiye katlandı. Ellerimin titrediğini farkettim o an. Karnıma ağrılar girmişti. Neden ama!? Cemre elini desteklermişcesine omzuma koydu ben mesaj sayfasından çıkıp telefonumu yatağıma bıraktım. "ondan hoşlandınmı?" cemrenin sorusuyla kafamı hızla kaldırıp "saçmalama cemre!" dedim ani bir tepkiyle. Cemre bana gülüp " anladım" dedi imalı imalı. Kızarıyordum galiba. Yüzüm yanıyordu. Elimle yüzüme hava yapıp camı açmak için ayaklandım. " küçük kızımız kızardımı aaa" cemre sinir bozucu bir ses takınıp benimle dalga geçerken camı açtım tam yatağıma geri dönüyordumki camdan gördüğüm şey gözüme takıldı. Yavaşca cama yaklaşıp dışarı baktım. O anda onu gördüm. Rüzgarı...
Elim ayağım birbirine dolanırken cemre ne yaptığımı anlamış olacakki yanıma geldi.
"kime bakıyorsun?"
"ha" dalgınlıkla Cemre'ye döndüğümde bana bakıyordu.
Oraya gitmeliydim. Neden bilmiyorum ama onun yanına gidecektim.
"Cemre benim markete gitmem lazım" yutkunup Cemre'nin vereceği cevabı bekledim.
"iyide bugün markete gittik ayrıca hala yiyecek birşeyler var neden gideceksinki?"
"çünkü şey.. Şey nescafe alacağım. Evde hiç kalmamış."
Hemen bir bahane uydurup dolabımdan hırkamı alıyordum.
"Ne gerek var ya! Hem bende geleyim sıkılırım burda"
"Hayır!" Ağzımdan çıkanı kulağım duymazken stresle devam ettim
" kanka sen misafirsin hem gece uyumazsak uyuyakalmayalım hemen çok yakın zaten gidip geleceğim merak etme" dedim saçmalayarak.
"peki ben ne yapacağım sen gelene kadar?"
O an Cemre'yi zayıf halkasından vuracaktım.
" dolabımı karıştır bişeyler yap."
Şimdi bana' Cemre'nin zayıf halkası dolap karıştırmakmı?' Diye soracaksınız. Ama bu zamana kadar cemre hep dolabımı yenilemek istemişti.. Ben bira paçoz bi kız olduğum için el atmak isterdi ama izin verirmiydim tabiki no!.
Ben hızla tam kapıyı açmış dışarı çıkarken lanet annemin radarına yakalandım:|
"nereye kız?"
"markete"
"neden?"
"annecim beni tutma nescafe alacağım."
"tamam bari ha bu arada ben aytenlere gideceğim kapı açık kalsın çıkıyorum şimdi"
Hızla dışarı çıktım. Annem çıkıp uzaklaştıktan sonra ağacın arkasından çıktım. Rüzgar ağacın dibinde oturmuş sigara içiyordu. Ama yüzünü tam göremiyordum. O güzelim parlak saçları hafif esen rüzgarda hafifçe uçuşuyordu. Ve bence bundan daha güzel bir manzara olamazdı. Öne doğru ürkek bi adım attım.
O sırada yüzünü gördüm. Gözleri kapalıydı. Sonra elmacık kemiklerimdeki morluğu gördüm bir adım daha attım. Dudağı patlaktı. Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Yavaşça yanına yaklaştım. "Rüzgar" dedim kısık bir sesle. Hızla gözlerini açtı. Başını bana çevirdi. "Rüya" dedi mayışmış bir sesle. Yüzü berbat bir haldeydi. Ne olmuştu ona böyle?! Elimi elmacık kemiğine götürdüm. Ve hafifçe okşadım. "ne oldu sana?" dedim acı sesimle.
" hiç birşey" dedi tok sesiyle.
"yüzündeki bu izler ne o halde?"
"hiç birşey dedim ya" dedi alaycı olmayan bir tavırla
"dudağın kanıyor" dedim ve baş parmağımla ürkekçe dudağından akan kanı sildim. Sigarasından bir duman çekti.
"neden sigara içiyorsun?" dedim sigarasından bir nefes çekip gözlerimin ta derinine baktı.
"ölmek isteyecek kadar çaresiz, intihar edemeyecek kadar korkak olduğum için.." dedi o güzel sesiyle. O an donakaldım. "gel sana pansuman yapalım" dedim. Onu bu halde bırakamazdım. Kalkaması için elimi uzattığımda elime baktı. " gerçekten gerek yok" ama biliyordum onun hem fiziksel olarak hemde mentel olarak pansumana ihtiyacı vardı. Onun kalbine pansuman yapacaktım aynı zamanda..
"Lütfen Rüzgar"
"bir daha söylermisin?"
"ne?" bu çocuğu anlamıyorum abi.
" ismimi. çok güzel söylüyorsun birdaha söylermisin?" dedi yumuşak bir sesle. "Rüzgar" dedim ve gülümsediğimi farkettim. Kendime hayali tokat attım ve hayat geri geldim. "hadi gel lütfen"
Rüzgar pes etmiş gibi yüzüme baktı. "peki" dedi elimi tutup kalktı. Uzun ince ve kırmızılaşmış elleriyle sigarasından uzun bir nefes çekti ve havaya üfledi. Sigarayı yere atıp izmariti ayağıyla ezdi. Ben o sırada kırmızı olmuş ellerini izliyordum ' kim bilir ne kadar acıyordur' diye düşündüm içimden. Bana baktı bende hadi dercesine evin kapısını gösterdim. İçeri girdik ve odama çıktık. O sırada cemre dolabımla işini bitirmiş olacakki telefonuyla uğraşıyordu. Kapıyı tıklattım. "geldinmi kanka sana bomba bir haberi-" derken başını kaldırmış ve arkamdaki Rüzgarı görmüş olacakki sözünü devam ettiremedi.
"selam" dedi Rüzgar tüm karizmatikliğiyle. "selam" dedi Cemre'de bana 'bu kim' bakışını atarken Rüzgar söze atladı. "ben Rüyanın gitar kursundan arkadaşı Rüzgar." Cemre ikinci şokunu geçirirken bana piç bakışlar atıyordu.
"Cemre" dedi Rüzgarın uzattığı eli sıkarak. Cemreye iki dakika mutfağa gelmesini ve Rüzgara biraz burada beklemesini söyledim. Biz mutfağa girdik Cemre sorgulara başlamıştı bile. "kızım taş bu taş kayalık bu olur ben yaparım sizi ayy bak içim kıpır kıpır." cemre mal mal söylenirken ona az önce dışarıda olanlardan bahsettim. Cemre gideceğini söyledi imalı imalı. Ben onu reddedim. "bak cemre Rüzgarı bende daha yeni tanıyorum. Ama senden biraz çekinebilir. Sen salonda otur olumu!?" cemre anlayışla yüzüme baktı başını sallayıp salona geçti. Bende odama Rüzgar'ın yanına gittim yatakta oturur vaziyette uyuyordu. Bende banyodan pansuman aletlerini aldım. Az çok anlıyordum bu işlerden. Odaya döndüğümde hala uyuyordu. Yavaşça yanına yaklaşıp yatağın kenarına oturdum. Bir süre o kusurlarıyla kusursuzlaşan yüzünü izledim. Sonra elime bir parça pamuk alıp üstüne bazı döktüm. Dudağının kenarına hafifçe bastırdım. O sırada yavaşça gözlerini açtı. Benim elim ayağıma dolaşmışken telaşla konuşmaya başladım. "ş-şey pansuman-" derken ağzımı eliyle kapattı " tamam devam et" dedi ve kafasını tekrar yatak başlığına yaslayıp gözlerini kapadı. Ona hafifçe gülümsedim ve yarayı temizledim. Hala uyanmadığına göre sanırım tekrar uyuyakalmıştı. O sırada titreyen telefonumu elime aldım.
Annem arıyor...
Odamdan çıkıp telefonu açtım.
+efendim anne+
+kızım ben ayten teyzenlerdeyken enişten aradı halan fenalaşmış hastanedeymiş onun yanına gideceğim bugün hastanede kalacakmış belki ben eniştenle refakatçı olarak kalırım. Sen cemreylesin değilmi? +
Ben evde volta atarken annem konuşuyordu.
+evet anne Cemre burada merak etme sen bizi.+
+tamam kızım. Hadi görüşürüz +
+görüşürüz! + hemen Cemrenin yanına gidip olanları aktardım. Ve odama döndüm yatağa oturdum ve Rüzgarı izlemeye koyuldum sonra bahçedeki konuşmamız geldi aklıma
'neden sigara içiyorsun?'
'ölmek isteyecek kadar çaresiz intihar edemeyecek kadar korkak olduğum için'
Ona doğru burukça gülümserken hafifçe kıpırdandı. Gözleri kapalı gülümsedi.
"neden gülüyorsun?" ne?! Gözün kapalı senin lan nasıl anladın.
"benmi?" dedim stres içinde saçmalayarak.
"iki saattir beni izleyip arada bi gülen senden bahsediyorum."
Ben bişey demeyip öylece ona bakarken konuyu değiştirdim.
"bahçede bana neden öyle dedin?"
Dedim aklıma 2. Kez gelen şeyle
"ne dedim?" dedi sanki bilmiyordu. Sıkıntılı bir nefes verdim. "sana' neden sigara içiyorsun? ' diye sordum. Bana' ölmek isteyecek kadar çaresiz, intahar edemeyecek kadar korkak olduğum için dedin'neden?"
" bilmediğin şeyler var boşver güzelim.." güzelim... Bu laf çok hoşuma gitmişti hele bide o söyleyince çok daha ulaşılmaz oluyordu. Ellerini tuttum korkakça." Rüzgar.. Bak ben senin ruh kapınım anahtarı sende. İstediğin zaman açıp içindekileri boşaltabilirsin tamammı? "dedim sıcakkanlılıkla.
" Rüya"dedi gözlerini açıp
"Efendim"
" öpsene beni"
Ne!? what the fuck yaşadığım şokla yüzüm renkden renge girerken ellerim titriyordu. Çocuk bana öpsene beni diyordu. Bunu yapacakmıydım hayır. - mı evetmi hafifçe rüzgara yaklaştım.
" gözlerini kapat."dedim ellerimi gözlerine koyup o gözlerini kapattı ben ona milim milim yaklaşırken odada sadece titrek nefes alışlarımızın sesi vardı. Ben Tam Rüzgar'ı öpecekken kapı hızla açıldı ben hemen Rüzgar'dan uzaklaştım. Cemre allah belanı versin kardeşim mal yaaaa off. Cemre içeri girip hızla eliyle gözünü kapatmış bi yandanda söyleniyordu "devam edin ben çıkıyorum" cemre odadan çıkıp kapıyı kapattı ben nemi yaptım ayağa kalktım."Rüzgar b-ben yapamam" dedim ve hızla odadan çıkıp banyoya girdim kapıyı kilitledim. Derin derin nefesler aldım ve yüzüme su çarptım. Yaklaşık 10 dakika sonra banyodan çıktım. Cemre odamda oturuyordu.
"O.. O nerede?" Rüzgar yoktu neredeydi bilmiyordum. - e salak çocuğu tam öpecekken ben yapamam dersen olacağı bu- iç sesimle boğuşurken cemreye döndüm.
"gitti"
"nereye?"
"bilmiyorum"
Başımı hüzünle eğdim. " hadi beraber uyuyalım." dedim cemreye nedense üstüme çöken hüzün tüm bedenimi sarmıştı. Başını salladı.

"ama yarın bana her şeyi açıklayacaksın" dedi işaret parmağını sallayarak. Başımı salladım ve beraber yatağıma girip kendimizi uykunun sonsuzluğuna bıraktık...

GİTARİST~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin