Kampa gitmeye karar vermemizin üstüne tam 3 gün geçmişti. Ve yarın cumartesiydi. Cemreyle annemden zor izin almıştık. Babam olacak adam ve annemi yanlız bırakmak istemesemde onunla aynı ortamda bulunmak istemiyordum.
Elime büyük sırt çantamı alıp içine kamp için birkaç eşya ve kıyafet doldurdum. Telefonumu elime alıp Rüzgara mesaj yazmaya başladım.*Rüzgar yarın Gitarınıda getirirsen çok iyi olur:)) *
Gördüğüm çevrimiçi yazısıyla sabırsızlıkla beklemeye başladım.
Yazıyor...
*Çok iyi fikir güzelim. Ee heyecanlımısın? :) *
Salakça gülümseyip yazmaya başladım.
*açıkçası biraz heyecanlıyım. *
*aynen*
İkimizde öylece çevrimiçi bekliyorduk. Birimiz yazmalıydı sanırım. Yazmaya başladım.
*çadırları aldınız değilmi? "
Mesajı gönderdiğim gibi mavi tik oldu.
*ayarladık biz onları merak etme*
*Güzel.. *
Yazdım. Hala ikimizde çevrimiçiyiz.
Yazıyor...
*O zaman iyi geceler gördüğüm en güzel Rüya... :) **iyi geceler sert esen Rüzgar.. :)"
Telefonu kapatıp masaya koydum.
O sırada kapı çaldı. Kim la bu saatte!
Saat 10.30 lan!
Annem kapıyı açtığında şok oldum. Gelen kimdi sizce BABAM!!!
" Mustafa hoşgeldinn! "
Annem babama sarılırken dişlerimi sıkıyordum. Babam kollarını açıp bana bakarken zoraki gülümseyip ona sarıldım. Eskiden olsa bu sarılma çok samimi gelirdi. Ama şimdi o kadar iğrenç geliyorduki. Sanki 9 sene önce kirlenmişti bu adam.. Ve ben bizide kirletmesine izin vermeyecektim.
Ağlamamaya çalışıyordum tekrar tekrar sarılan anne ve babama bakarken hızla odama girip yüzümü yastığa gömdüm ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Neden!? Dedim Neden yaptın?!
O sırada titreyen telefonumu elime aldım biri beni görüntülü arıyordu. Ağlamaktan gözlerim bulanmıştı. Kim olduğuna bakmadan açtım. O sırada kıpkırmızı olmuş yüzümdeki göz yaşlarımı siliyordum. Arayanın Rüzgar olduğunu farkedince gözümü hızla sildim ve gülümsemeye çalıştım.
Ama yapamadım...
*Rüya ne oldu? Noluyor orada cevap ver güzelim! *
Rüzgarın baskılarına dayanamadım.
Yapamadım..
Ellerimi yüzüme koyup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım tekrar.
*Rüzgar. *dedim ağlamaktan konuşamıyordum.
*Kaldıramıyorum. *dedim nefes alış verişlerim nirvanaya ulaşmıştı.
*Rüya noldu?! *
*B-babam geldi. *
Rüzgar dehşetle bana bakıyordu.
*Yatağına yat* dedi. Dediğini yaptım.
*Gözlerini kapat* gözlerimi kapattım.
*Telefonu yanına koy* telefonu yanıma koydum.
*koydum* dedim iç çekerek.
*Ben yanımdaymışım gibi tamammı? Şimdi bereber uyuyoruz. Bende uzandım telefonu yanıma koydum. Aklındaki herşeyi sil. Bu telefon sabaha kadar açık kalacak güzelim.. İyi uykular. *
O an sanki huzura ermiştim. Ayağa kalkıp Rüzgarın bizde Kaldığı gece yattığı yastığı aldım. Yatağıma geçtim tekrar ve o yastığa sarıldım. Defalarca kokladım. Ve uykuya daldım...×××
Sabah 5'te çalan alarmımla söve söve uyandım. Yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Annemi uyandırmak istemiyordum.
Dolabımı açıp ne giyeceğime karar vermeye çalıştım sonunda karar verip elime gri yarasa kol kazağı ve siyah pantolonu aldım. Saçlarımı taradım. Üstten topuz yapıp altını salık bıraktım. Kulağıma helix piercingimi taktım. Aynaya baktığımda gece çok ağladığım için gözlerimin altı mosmordu. Elime kapatıcıyı alıp gözümün altına sürdüm. Dudağıma parlatıcıyı sürdüm ve üstüme montumu geçirdim.
Telefonumu elime aldığımda aramanın hala açık olduğunu farkettim. Rüzgar hala uyuyordu. Biraz yüzünü seyredip geç kalmamak adına onu uyandırmaya karar verdim.
"Rüzgar!" gözlerini araladı ve bana baktı.
"hadi beni almaya geleceksin daha kalk!" dedim.
"ya ben tamamiyle unutmuşum . Tamam!"
O sırada telefonumun bildirimiyle şarjımın bitmek üzere olduğunu gördüm.
"ben kapatıyorum şarjım bitmek üzere"
"tamam yarım saate oradayım"
Başımı sallayıp telefonu kapatıp şarja taktım. Yaklaşık yarım saat sonra telefonum titremeye başladı.
Sert esen Rüzgar arıyor...
Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
+efendim
+Rüya geldim güzelim. Bekliyorum.
+geliyorum!
Telefonu kapatıp şarjdan çıkardım.
Sırt çantamı sırtıma takıp evden sessizce çıktım. Rüzgarın arabasını görünce hızla arabaya bindim.
"selam!"
"sabahın köründe ne bu enerji" dedi Rüzgar dalgaya vurarak.
Omuz silktim.
"bizimkiler nasıl gelecek?"
Diye sordum çantamı arka koltuğa koyarken.
"Cemreyi Toprak alacak. Yiğitde onlarla gidiyor. Buğrayı biz alacağız şimdi."
"Tamam" dedim radyoyu açarken
Radyoda 'let me down slowly' çalmaya başlayınca başımı arkaya yasladım.
Yaklaşık 10 dakika sonra yolun kenarında valizle duran Buğraya bakıp kahkaha attım. Buğranın önünde durduğumuzda
Rüzgar "Gerizekalı bu çocuk" deyip arabadan indi. Camı açıp onlara bakmaya başladım.
"Buğra bu ne abi! Valiz niye aldın malmısın oğlum sen!!"
Ben krizlere girerken Buğra bir yandan bana el sallarken bir yandan Rüzgara laf yetiştirmeye çalışıyordu.
"Ne var abi ya! Hem onların hepsi lazım olacak şeyler bikerem!"
Rüzgar valizi alıp bagaja koyarken bir yandan sövüyordu.
Buğra arka koltuğa oturup söylenmeye başladı.
"of ya hep bana kızıyorlar hep bana.
Trip atacağımda öyle bir karakterim yok." deyip kollarını bağladı.
Ben ona gülümseyip arabaya binen Rüzgara baktım. Biner binmez arkasını döndü.
"Buğra bak güzelce soruyorum kardeşim. O bavulun içine ne koydun?" bende arkamı döndüm sorgular gibi.
"Söylemeyeceğim abi. Of. Ninemi soktum içine allahım yareppim. Eşyalarım var sanane!"
Ben gülmekten ölmek üzereyken Rüzgar arabayı sürmeye başladı.
O sırada yan şeritten gelen Toprağın arabasını gördüm. Başımı arkaya yasladığımda radyoda 'gökyüzüm sen'
Çalmaya başladı yavaş yavaş gözlerimi kapadım ve uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTARİST~
Teen FictionGİTARİST İKİ GENÇ... Bir gitar var... Bu gitar bu iki gencin hayat gitarı.. Uzun ince parmaklar bir tele dokunuyor.. Ve bir ses çıkıyor.. Tiz bir ses ve bu ses tüm dünyada yankılanacak kadar gür. Sonra bir tele daha dokunuyor parmaklar.. Başka bir s...