Sabah erkenden kalktığımızda Rüzgar hala belime sarılı yatıyordu.
Yatağın yanındaki komidinden telefonumu alıp saate baktım.
Saat 7.10 du. Başımı yavaşça Rüzgara çevirdim. Yüzüm yüzüne çok yakınken ellerimi yeni çıkmaya başlayan sakallarında gezdirdim.
Gözlerini hafifçe aralayıp derin bir iç çekti. Bir kaç dakikalık bakışmamızdan sonra söze girdim.
"Hadi kalkalım okula gideceğiz." dedim.
Omuz silkti çocuklar gibi.
"Bence biz bugün okula gitmeyelim. Burada böyle uzanalım akşama kadar."
Hafifçe gülümsedim.
"İyi fikir ama olmaz zeki çocuk.
Hadi kalk!" deyip yataktan kalktım. Aklıma gelen şeyle kaşlarımı çattım. Ne kadarda aptaldım! Dün babam boşanma kağıtlarını verecekti ahhh!!
" ne oldu güzelim? " dedi Rüzgar tepkimi ölçerken.
" Babam.. Dün belgeleri verecekti. Ve ben buraya geldim. "
Dedim başımı sinirle tavana çevirerek.
"Bugün eve gidince sorarsın. Sırf hatrı için 1 gün daha müsaade ettiğini söylersin" başımı aynen der gibi salladım.
Rüzgar odadan çıkınca kıyafetlerimi üstüme geçirdim. Rüzgarın bana dün gece yatarken giymem için verdiği tişörtü çantama koydum. Bırakacağımı düşünmüyordu herhalde..
Saçımı tepeden toplayıp mutfağa geçtim.
Rüzgar yumurta kırmaya 'çalışıyordu'.
" Sen git hazırlan ben hallederim." dedim gülerek.
"Ben hallediyordum aslında ya.." dedi kafasını kaşırken. Hadi der gibi başımı salladım. Rüzgar mutfaktan çıkar çıkmaz bir omlet harcı hazırlayıp tavaya döktüm. Omlet pişerken kahvaltılıkları hazırladım. Omlet piştiğinde Rüzgarda mutfağa girmişti.
Derin bir nefes aldı.
" çok güzel kokuyor Rüya şef. Menümüzde ne var bakalım?!" dedi gülerek.
"Omlet!" dedim. Omleti masaya bırakıp sandalyeye oturdum..
Rüzgar afiyetle Omleti yerken ben onu süzdüm.
Koyu yeşil ince bir tişört ve siyah bir pantolonu vardı. Açıkçası tişört kaslarına el sallatıyordu!
Ben onu keserken Rüzgar bana baktı.
" Beni kesmen için sana izin veririm güzelim ama şimdi kahvaltını yap."
Ben ölüm. Ben terk.
Yüzüm kızarmışken çatalımı salataya batırıp ağzıma attım. Kahvaltımızı edip masayı topladık. Çantamı alıp kapının önüne çıktığımda kapının önüne parkedilmiş lacivert porscheye büyülenerek baktım.
Rüzgar yanıma geldiğinde ağzımdan istemsizce kelimeler döküldü.
"Araba yakıyor lan!" Rüzgar tepkime gülerken ben hala arabaya bakıyordum."Öyledir. Hadi atla!" deyip cebinden araba anahtarı çıkardı. Kilit açma tuşuna bastığında porschenin o yandığım lambaları yanıp söndü. Ben şok içinde Rüzgara döndüm.
"B-bu seninmi araban?" dedim.
"Evet Topraktaydı. Dün gece sen uyurken getirdi." başımı sallayıp ön koltuğa oturdum. Rüzgarda arabaya binip sürmeye başladı. Araba ilerledikçe esen rüzgar üstü açık arabadan yüzüme çarpıyordu.Okula vardığımızda Cemrenin gazabından korkarak okula girdim. Sınıfa girdiğimizde daha öğretmenler zili çalmamıştı sınıfa giren Cemreyi gördüğümde sıranın altına girdim ve Rüzgara elimle sessiz ol işareti yaptım.
"Rüya çık oradan! " Cemrenin sesiyle sırada çıkıp ellerimi kaldırdım.
"Biraz konuşabilirmiyiz Rüyacığım?" dedi sırıtırken.
Ellerimi indirip sanki kelepçelenmiş gibi birbirine değdirdim.
"Alın beni komser bey!" dedim yüzümü ağlamaklı bir hale sokup.
Rüzgar kahkaha atarken Cemre beni sınıftan çıkarıp sürükleye sürükleye resim atölyesine getirdi.
"Dökül" dedi tehtidkar bir sesle.
" sadece Rüzgar beni evine davet etti. Gidip kaldım. Bu kadar."
Dedim cemre tabiki inanmamıştı..
"ayrıntıya in."
Korkakça ona bakarken ne uyduracağımı düşünüyordum.
"aslında ben sabah okula gelmeden önce babamla ve annemle tartıştım. Eve gitmek istemedim. Rüzgarda beni evine davet etti."
Cemre başını salladı. yavaş yavaş inanıyordu.
"e bana gelseydin kanka." başımı salladım.
"Aslında onu düşündüm ama Rüzgar davet edince ona gittim. Kanka aşığım diyorum. Seviyorum ben onu." deyip gülümsedim.
"Biliyorum. İyi yapmışsın ama birdahakine bana haber ver tamammı?" başımı salladım. Atölyeden çıkıp sınıfa çıktık.
Sınıfa hızla girip sırama oturdum ve derin bir oh çektim.
Rüzgar noldu der gibi bana bakınca ona döndüm.
"uydurdum birşeyler." deyip güldüm.
Ve hoca içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTARİST~
Teen FictionGİTARİST İKİ GENÇ... Bir gitar var... Bu gitar bu iki gencin hayat gitarı.. Uzun ince parmaklar bir tele dokunuyor.. Ve bir ses çıkıyor.. Tiz bir ses ve bu ses tüm dünyada yankılanacak kadar gür. Sonra bir tele daha dokunuyor parmaklar.. Başka bir s...