Selim ve Fahri dede is hakkinda konusurlarken salam tabagindan iki uc salam alip kocacigimin tabagina koydum. Ikisi de ayni anda bana donduler. Fahri dedenin yuzunde kucuk bir tebessum olusurken herhalde Selim bana icinden sovuyordur. Şey Selim salamdan nefret eder de. Ne var canim, tabi ki nefret ettigi icin koymadim; sirf herseyden yemeli diye! Tabi tabi.
Seker bir gulumsemeyle Selime bakip gozlerimi kaçırdım ve tabagima geri dondum. Ah evet, Fahri dede hala beni izliyor.
"Yeni proje nasıl gidiyor evlat?" Ilgiyi anca bu kadar uzerimde tutabilmeyi basarabilmistim.
"Iyi gidiyor dedecim. Dosya uzerinden inceledim fakat henuz gorusme firsatimiz olmadi. En kisa zamanda ziyaretlerini yapacagim." Fahri dede eli gobeginde sandalyeye yaslandi.
"Selim bu onemli bir proje biliyorsun. Onumuzdeki on yilin durumu sadece bu projeye bagli. Aman bir aksilik cikmasin." Selim basini salladiginda goz ucuyla ona baktim. Ne projesi lan bu? Olum kalim meselesi gibi.
"Sen ne dusunuyorsun guzel gelinim bu proje hakkinda?" Projenin ne ondugunu bilseydim bir seyler dusunurdum elbet.
Selim masanin altindan ayagima bir tane gecirdiginde aciyla yuzumu burusturdum fakat Fahri dedenin bir cevap bekledigini hatirlayip kendime geldim.
"Gayet guzel dedecigim. Ben cok begendim." Fahri dede basini salladi.
"Umarim sonu da guzel olur."
.
.
Masadan kalkip salona gectigimizde artik saklanacak yerim kalmamisti. Mecbur gittim Selimin gotunun dibine oturdum. Selim bir kolunu belime dolayip diger eliyle de elimi tuttugundaysa yuzumu burusturdum. Yakinliga bak yakinliga!
Gozlerimi hafif kaldirip aptal bir gulumsemeyle o meymenetsiz suratina baktim. Bak bak nasilda siritiyor seytan. Beni kendine cektiginde ona nadide kufurlerimden bir bukle daha sundum ve gozlerimi devirerek hemen karsimizda oturan fahri dedeye dondum.
Fahri dedeye bir telefon geldiginde yerinden kalkip salonun sonundaki telefona dogru yürüdü. Dirsegimi Selimin karnina gecirdim.
"Ceksene lan kolunu." Gerizekali biraz daha yaklasti.
"Sanki cok merakliyim sana. Dedem bakiyor salak!" Bakislarimi fahri dedeye cevirdim. Vallahi bakiyor. Off!
Selime biraz daha sokulup cenemi omzuna yasladim. Az kaldi, ic ice gircez az sonra. Bu ne yakinlik canim?
Basina bana dogru cevirdiginde hicbir tepki vermeyip gozlerini kısışını izledim. Aradaki yakinlik ona da tuhaf gelmis olacak ki gozlerini kirpistirdi. Nefesimi tutup beklemeye basladim. Su an dudaklarimiz arasindaki iki santimse bu konuda bana bayagi bir yardimci oldu. Evet, nefes alamiyorum. Ama kesinlikle Selimden oturu degil. Hangi erkek olsa bu kadar yakinlik karsisinda boyle nefessiz kalirdim. Eee yani dogal olarak. Evet evet!
"Neden nefes almiyorsun?" Gozlerimi kisip tek kasini kaldirmis siritarak bakan Selime baktim.
"Senin nefes alaninda nefes alamam, sagligimi dusunmem lazim."
"Sensin mikroplu."
"Sen basli basina mikropsun." O kalkik kasini duzeltti ve o sinir bozucu gulumsemesini yuzunden sildi.
"Yazik o zaman, cunku dedemi sevindirecek son vurusu yapiyorum."
"Neymi-" Dudaklarini dudaklarima bastirdiginda gozlerim buyudu. Boyle karnimda acayip bir patlama oldu, kalbim dudaklarimda atmaya falan basladi. Neden boyle oldu hic anlamasam da saskinliktan agzim kendiliginden aralaniverdi. Tabi bu sirada Selim belimdeki kolunu biraz daha sikilastirip dudaklarim uzerindeki hakimiyetini biraz daha arttirmisti. Kulaklarimdaki ugultu gittikce artanken aklima gelen goruntuleri aklimdan atmak icin buyuk bir savas veriyordum.
---
Ona dogru kayip onun gibi uzandigimda basini dondurup bana bakti.
"Mutlu oldun mu?" Gulumseyerek basimi salladim.
"Tesekkur ederim, piknik için." O kadar isinin icinde onu piknik yapmaya ikna edebilmem oldukca zor olmustu ama yine de sucluluk duygusu hissetmiyordum. Onun yaninda olmak unutturuyordu.
Gozlerini gokyuzune cevirip derin bir nefes aldi.
"Tesekkur etmeyi hic bilmiyorsun." Dudak buzusune karsilik yerimden dogrulup uzerine dogru egildim.
"Oyleyse nasil tesekkur etmeliyim?" Tek elimi gogsune koyup yuzumu biraz daha yaklastirdim ve arada birkac santim kala durdum. Devam etmedigimi gordugunde kaşlarını çattı.
"Selin, op artik!" Gulumseyerek dudaklarimi dudaklarina bastirdim. Hic vakit kaybetmeden karsilik vermeye basladiginda vucudumu uzerine biraz daha kaydirdim. Artik tam uzerindeyken dudaklarindan boynuna yoneldigimde ellerini belime yerlestirdi ve beni biraz geri ittirdi. Kaslarimi catarak dudaklarimi boynundan ayirip yuzune baktim.
"Ne?" Siritarak basini iki yana salladi.
"Evlenmeden olmaz." Kaslarim duzelirken gulumseyerek alnimi alnina bastirdim.
"Evlenelim o zaman."
"Bu bir evlenme teklifi mi?" Dudaklarina kucuk bir opucuk kondurdum. "Yuzuk istiyorum." Beline cimcirdigimde altimda kivrandi. Muzip bir gulumsemeyle cimcirmeye devam ettim."Ya tamam Selin dur! Saka yaptim saka. Evlenmeden de sevisibiliriz. Selin! Ben alcam sana yuzuk soz! Ahh! Dursana kizim, her yerimi morarttin...
---
Dudaklarini ayirdiginda derin bir nefes alip gozlerine baktim. Sinsice siritiyordu. Ben burada anilarima hakim olamayip sadece o anlari hatirlarken o sadece siritiyordu. Sinir bozucu mahlukat. Nasil bu kadar ucuz davranabilir? Nasil bu kadar basit hissettirir?
Fahri dedenin oksuruguyle kendimi Selimin kollarindan ayirip koltugun en ucuna kaydim. Burnumun diregi sizlarken derin bir nefes alip kendime gelmeye calistim. Ama dudaklarim... Hala alev almis gibi yaniyor...
"Cocuklar biliyorsunuz yaslandim."
"Estağfurullah dede." Yutkunarak Selime baktim.
"Gercekler ortada Selim. Ve ben de vasiyetimi yazmaya karar verdim. Tum mirasimi Fahri Cana birakiyorum." Gozlerimi zorlukla Selimden ayirip ne dedigini tam kavrayamadigim Fahri dedeye baktim. Fahri Can?
"Fahri Can kim dede?" Fahri dede gulumseyerek once bana, sonra Selime, sonra yine bana bakti.
"Torunum."
"Senin tek torunun benim dede." Yasli basli adam Selime goz kirpti.
"Ben de onu diyorum ya evladim. Sizce de artik bu eve yeni bir torun gerekmez mi? Sen camis kadar oldun." Kaslarimi catarak Selime baktigimda goz goze geldik ve yeniden Fahri dedeye döndük. Ne diyor ya bu moruk?
Fahri dede basini iki yana salladi.
"Bir bebek yapsaniz da sevsek diyorum!"
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seviyom Ulan!
Romantizm"Yavas ol, ayi!" Pantolonunun dugmesini acarken klozete dogru ilerledi ve o malum su sesini duydugumda omzunun uzerinden uykulu gozlerini acik tutmaya calisarak bana bakti. Bakti demek az kalir tabi, resmen gozleriyle yedi. "Uzman bir tanidigim var...