Eve girdigimizde direkt banyoya ilerledim. Her ne kadar yol boyunca dudaklarimi kazircasina silsem de hatta bir ara kanatsam da hala arindiklarini dusunmuyordum. Tabi ben arabada sinir krizleri gecirirken Selim bey ne yapti? Dalga gecti! Salak, vallahi salak!
Neymis efendim; buyutuyormusum. Fahri dede gorsun diye opmusmus, yani numaradanmismis. Yani bosuna umitlenmemeliymisim, onun Minesi varmis. Salak hala Mine diyor. Hah!
Yuzume soguk su carptiktan sonra aynadan kipkirmizi olmus catlak dudaklarima baktim. Evet ben kizarttim, ben catlattim. Selim dangalagi yüzünden!
Derin derin nefes alip elimi kalbime götürdüm. Simdi hic atmadi deyip acayip bahanelere girismeyecegim.
Evet attı. Hem de oyle bir attı ki agzimdan firlayacak sandim. Uzun bir aradan sonra ilk kez... Yine Selim yüzünden. Oysa sadece oyun dedi, ben nefes bile alamazken ve... gecmisi daha dunmus gibi hatirlarken.
Elimi yumruk yapip kalbime birkac kere vurdum. Kendine gel Selin, sumuklu Selime degmez. Yine aynisini yapar! Balayi malayi dinlemez, hop baska kadinlarin koynuna atar kendini. Umursama! Cunku kalbinin akli yok, dusunemiyor. Dusunse Selim icin atmanin nasil enayilik oldugunu aninda anlar. Evet iste boyle sakin ol! Onun Mugesi varsa senin de Atincin var artik.
Banyodan disafiya cikip kendini televizyon karşısına atmis Selimin onune gecip kollarimi onumde capraz bagladim.
"Fazla mesain ne zaman?" Elindeki kumandayi birakmadan kaslarini kaldirip gozlerini bana dikti.
"Sana ne?" Sirittim.
"Soyle sunu, eve is getirecegim." Kaslarini catti ve isaret parmagiyla kasini kasidi.
"Aksama tavuk sote istiyorum." Basimi salladim.
"Birazdan tavuk almaya cikarim." Otuz iki dis sirittiginda ben sirittim.
"Yarin aksam gec gelirim." Basimi sallayip kollarimi cozdum ve daha demin koltuga firlattigim ceketimi ve cantami alip kapiya dogru ilerledim.
"Yaninda istedigin bir sey var mi?"
"Pilav, ayran." Olmasa sasardim.
Tam kapidan cikacagim sira sesini duydum.
"Sssth! Dogruyu soyle. Is bahane degil mi, bence eve erkek atcan sen!" Hahah, sanirim evet!
Kapidan cikar cikmaz hemen telefonumu kulagima götürdüm.
"Atinc? Hani su yemek sozu? Yarin aksam seni bana bekliyorum."
---
"Ellerine saglik. Tüm yemekler gercekten cok lezizdi." Gulumseyerek basimi eğdim. Biliyorum cok güzel yemek yaparim ama birazcik mütevazı gozukmeliyim sanirim.
"Tesekkur ederim."
"Gerçekten. Uzun bir aradan sonra yedigim en güzel yemekti. Annemin yemegini yiyormus gibi hissettim." Atincin sesinin yavasca dusmesiyle basimi kaldirip ona baktim. Basini tabagina egmis son kalan parcalarla oynuyordu. Derin bir nefes alip sirittim ve cakma bir neseyle konustum.
"Sen iste ben sana her zaman yemek yaparim. Aaa ama tabagindakileri bitirmeyecek misin?" Carpik bir gulumsemeyle basini kaldirdiginda gozlerimiz birlesti. Ona kocaman bir gulumsemeyle karsilik verdigimde o da yemegine geri dondu.
.
.
Koltuga biraz daha yaslandim. Demek anne hassas noktamiz ha? Bunu ogrendigim iyi oldu.
"Bu filme ne dersin?" Televizyonun onunde yere cokmus film karistiran Atinca ve elinde tuttugu filme baktim. Ask filmi. Selimle sinemada gittigimiz ilk film. Cikmaya basladigimiz hafta miydi ki? Gerizekalı!!! Karsinda tas gibi çocuk var, sen hala Selim diyon ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seviyom Ulan!
Romance"Yavas ol, ayi!" Pantolonunun dugmesini acarken klozete dogru ilerledi ve o malum su sesini duydugumda omzunun uzerinden uykulu gozlerini acik tutmaya calisarak bana bakti. Bakti demek az kalir tabi, resmen gozleriyle yedi. "Uzman bir tanidigim var...