Gozyaslari icinde az otemde duran calismalarima bakip bir kere daha hickiriklara boguldum. Bittim ya, o kadar ugrastim tum emeklerim bosa gitti. Ben aglamayayim da kimler aglasin. Evlat acisi!
Selim hodugu buzu sertce ayagima bastirdiginda aciyla kanepede biraz daha uzanir pozisyona geçtim ve can havliyle bacagimi Selimin ellerinden kurtarmaya calistim. Ama izin vermeyerek biraz daha kucagina cekti.
"Rahat dur artik, ne zirladin ya?" Bak hazir ayagimin yanibasinda. Koycam tekmeyi, sonra da kucuk Selim agliyacak.
Burnumu cekerek gozyaslarimi sildim. Biraz dogrulup dirseklerimden destek aldim ve Selimin meymenetsiz suratina baktim.
"Aglama demesi kolay. Mugenin basina böyle bir is gelse oyle demezsin ama." Buzu hafif kaldirip basina bana cevirdi.
"Muge?"
"Evet Muge. Hani su yiyi-"
"Mugenin ayagina buz koymazdim." Tek kasini kaldirdi. "Hem sen pek bir taktin Mugeye." Yok artik! Ne takcam be?
"Ayip olmasın guzel kiz simdi. Bir gun yemeye cagirsana, muhabbet falan ederiz." Tek dudaginin kenarini kaldirarak siritti.
"Olur cagiririm." Buzu ayagimin uzerinde biraz daha gezdirdikten sonra hemen yaninda duran yanik kremini aldi.
Iki parmagiyla kremi yavas yavas surerken kendimi kanepeye birakip tavani izlemeye basladim.
"Teslim gunum iki gun sonra."
"Daha varmis, yetistirirsin o zamana." Derin bir nefes aldim.
"Yeni bir proje aldim ve adama yarin baslayacagima soz verdim. Bir gun icinde elimdeki projeyi bitiremem." Goz ucuyla yaniga eğilip ufleyisini izledim.
"Yardim edecegimi saniyorsan yaniliyorsun." Gozlerimi devirdim.
"Senden yardim isteyen kim be? Senin dokundugun projeyi musterime verecegime olurum daha iyi." Sinirle ayagimi cekip ayaga kalktim ve topallaya topallaya odama yurumeye basladim. Neredeyse kapiya ulatigimdaysa sesini duydum.
"Acele edip baslasan iyi olur o zaman. Saat neredeyse uc." Nasil ya? Off!
***
Gozlerimi araladigimda yatagimdaydim ve saat... onbire bes var! Yuhh! Naptim ben ya? Ise gec kaldim ve, ve- Kahretsin proje! Ayagim haliya takilsa da yerle opusmeden son anda yirtarak calisma odasina daldi- Ve benim masamda uyuklayan Selimi gordum.
Sessiz adimlarla masaya dogru yaklastim ve koca kafasinin izin verdigi olcude ne cizdigini gormeye calistim. Yapilmasi gereken sadece kahveli olani yeni kagida gecirmek ama yine de beni odama tasiyip kendisinin devam etmesi... Yani nasil desem, kalbim azicik sey oldu, sey... titresim hareketi yapti. Yani hizlanmadi anlatabildim mi sadece titresti. Derin bir nefes aldim.
Yok yok bu is hayra alamet degil. Selim ya bu, Selim. Zaten basina bir is gelmis olmasa da kendisi yirtip atardi projemi. Kesin altinda bir is var bunun. Yoksa? Yoksa bosanacagimizin Fahri dedeye soyleyip onu mirasindan mahrum birakmamasi icin ikna etti de nafakadan mi yirtmaya calisiyor? Oldu canim. Hakkim lan o nafaka benim! Bir ayi askin suredir sana katlaniyorum, asil Fahri dedenin seni torunluktan reddedip beni nufusuna getirmesi lazim. Yine de bu sabahlik Selim hakkindaki kotu dusuncelerimi rafa kaldirmaliyim sanirim?
Yuzume kucuk bir gulumseme yerlestirip sandalyenin arkasina gectim ve Selimin kafasini ellerimin arasina aldim. Sonra da kaldirip cizimi daha ayrintili incelemeye basladim. Bayagi iyi cizmis ha. Yazik ya surunuyor bu cocuk dedesinin sirketinde. Gelsin pazartesi benim ofiste ise baslasin bence. Cay kahve falan getirir, aman ya da dur olmasin oyle birsey. Daha fazla gormeye katlanaman ben bu surati.
"Gozumumu oymaya calisiyorsun?" Basimi one dogru egip ellerim arasindaki kafanin yuzunu gormeye calistim. Evet sey, parmagim biraz gozune gelmis de. Parmagimi asagiya dogru kaydirip burnuna dayadim.
"Sorry."
"Salak." Sirittim ve hemen ellerimi cektim.
"Tesekkur ederim."
"Ne icin?" Basimla projeyi isaret ettim. "Evde zirlayip basimi agritma diye." Amaci got olsa da yapti sonucta. Basimi salladim. "Borek istiyorum." Tamam gorev anlasildi.
Kapiya dogru depara kalkacagim sirada durup masadan projeyi aldim. Dur bir kontrol edeyim, salyasi falan akmis mi? Tamam sorun yok!
***
Masaya dogru ayaklarini sürüye sürüye gelip sandalyeyi buyuk bir gurultuyle cekti ve kendini atarak oturdu.
"Uyu istersen."
"Uyuyacagim." Tavada hizlica yaptigim boregi dilimledikten sonra masaya dogru geldim.
"Aciyor mu?"
"Ne?" Elimdeki tabagi masanin ortasina koyduktan sonra yuzune baktim.
"Eben." Gozlerimi kistim. "Bacagin gerizekali." Yeni dank etti sorry. Egilip son duruma baktim. Kirmizi sanki biraz ama... o soyleyinceye kadar farketmemistim bile.
"Sanirim bugun pantolon giymeliyim." Sicak boregi gayet rahat bir sekilde isirdiginda kaslarimi kaldirdim. Nasil o kadar sicak birsey agziniza atabiliyorsunuz? Cay kahve bile icemem ben sicak.
"Isabet olur. O carpik bacaklari kimse gormesin." Suratina bon bon baktim.
"Vazgectim etek giyecegim." Telefonu cikarip saatime baktim. Resmen oglen olmus ya. Neyse ben kalkayim da daha fazla is birikmesin. Agzima hizlica bir kac salatalik tikistirip ayaga kalktim. Kirpiklrinin arasindan bana bakti.
"Nereye?"
"Ise." Basini sallayip yine borege dondu.
"Iyi isler kocacigim." Gozlerimi devirip kafasina bir tane gecimek istedim ama dun geceden sonra vurmak icin bile dokunmam ben bu hiyara.
Odama dogru giderken sesini dondum.
"Selin." Kaslarimi kaldirarak arkami dondum.
"Ne var?" Yavasca gozlerini kapatti.
"Iyi isler opucugu." Ama cidden kasiniyor. O one dogru uzattigi dudaklarini kesip tavada kizarmak istiyorum ya.
"Git be, Muge opsun seni." Aniden gozlerini acti ve telefonunu eline aldi.
"Bugun izin gunuydu. Soyleyeyim de opusmek icin sirkete gelsin." Biliyor muydunuz gunumun %75'ini bu herife soverek geciriyorum ben!
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seviyom Ulan!
Romance"Yavas ol, ayi!" Pantolonunun dugmesini acarken klozete dogru ilerledi ve o malum su sesini duydugumda omzunun uzerinden uykulu gozlerini acik tutmaya calisarak bana bakti. Bakti demek az kalir tabi, resmen gozleriyle yedi. "Uzman bir tanidigim var...