Ertesi Gün
"Gamze, hadi uyan!" diyerek uzaklardan annemin sesine benzer bir ses duymuştum. Sesi bana uzaklardaymış gibi gelmişti, yani en azından odamda olmadığını çok rahat bir şekilde tahmin edebilmiştim.
Okulda kalkabilmek için çoğunlukla alarmı kullanan birisiydim ben, çünkü lisenin son sınıflarına doğru yavaş yavaş büyüdüğümü hissedip annemi uykusundan kaldırmamaya dikkat etmeye çalışırdım. Ancak kardeşim Gökhan alarm kurmayı sevmediği ve genel olarak ağır uyuduğu için annem uykusundan fedakarlık yapardı. Hatta bir keresinde okula gitmek için evden çıkacakken annemin Gökhan'ın yüzüne bir bardak suyu kafasından boca ettiğini görmüştüm.
Bu cidden komikti.
Gece, sabah okula kalkmak için alarmı kurmadan yatmıştım ve dolayısıyla yine uyuyakalmıştım ve annemin bunu fark etmiş olmasına oldukça sevinmiştim.
"Kalkamadın mı halen?" diyerek iğneleyici ses tonuyla bana seslenmişti Merve. Merve'nin yakınlarımdan gelen sesiyle birlikte kaşlarımı çatarak gözlerimi açtığımda onun çoktan giyinmiş olduğunu görmüştüm.
"Bu ne hız?" diyerek yarı uykulu bir tonda konuşmuştum.
Merve okul için kahverengi saçlarını hafif dalgalı yapmıştı ve bu haliyle oldukça hoş görünüyordu. Merve genel olarak saçıyla başıyla her zaman uğraşabilen azimli bir kızdı. Merve hafif makyaj yapmıştı ve bu makyajıyla birlikte kahverengi gözleri ortaya çıkmıştı.
Kahverengi gözlü demişken aklıma bizim ailede sadece renkli gözlü olan kişinin babam olduğu aklıma gelmişti, yani babamın gözleri ela rengindeydi ama annem, kardeşlerim ve ben hep koyu kahverengi gözlüydü.
Peki, ister miydim renkli gözlü olmayı? Sanırım, istemezdim.
"Abla, kolay mı sanıyorsun sen? Emek kokuyor buralar." diyerek son kez bana baktığında "Kalksan iyi olur. Yoksa yine geç kalacaksın." dediğinde hızla yatağımdan kalkıp telefonu elime almıştım ve telefonun kilit ekranından saate bakmıştım.
Anasını satayım ya!
Gözlerimi büyüterek telefonu çalışma masama bırakıp hızla banyoya girmek için odadan çıkmıştım. Bu sırada Merve benim bu aptal hareketlerime gülmekle yetinmişti.
*****************************
İnsanın bir yerleri tutuşunca nasıl da çabuk hazırlanabilirdi?
Bu soru bazen aklımı kurcalasa da şu an otobüsten inip okula koşmaya başlamıştım. Kocaman okulun giriş kapısının kapanmasına birkaç dakika kalmıştı ve durak okula birazcık uzakta bulunuyordu.
Kapıya doğru koştuğumda güvenlik tam kapıyı kapatırken "Lütfen, gireyim." diyerek nefes nefese konuştuğumda güvenlikten olan abla bana "Geç içeri!" diyerek kibar bir şekilde bakıp gülümsemişti.
Okulun giriş kapısından içeri girdiğimde nefesimi düzene sokmak için kapının ağzında durumuştum. Kalp atışlarım yavaşladığı zaman bizimkilere bakınmıştım ama tam o sırada zil çalmıştı. Gözlerimi devirerek tam bahçeden ilerleyip bir yandan da aval aval bizimkilere bakmaya çalışırken birisiyle çarpışmıştım.
"Affedersin." diyerek gülümsemiştim ama çarpıştığım kişinin kim olduğuna bile bakmadan çarptığım kişinin yanından öylece geçivermiştim.
Bizimkileri bahçedeki şubemizdeki sırada görünce onlara bakıp gülümsemiştim ve onların yanına doğru ilerlemeye başlamıştım. Sıraya geçtiğimde bana yine bilindik bakışlarla bakmışlardı. "Bu sefer yırttın Gamze." diyerek saçlarımı karıştırmıştı Demir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Dostlar | Yarı Texting
Teen FictionKendi halinde takılan ve devlet lisesinde 11. sınıfta olan Gamze Kaya, her yıl karma halinde sınıfların değişmesiyle birlikte nihayet kendi arkadaşları olan Poyraz, Enes, Demir, Rüzgar ile aynı sınıfta olma şansını yakalamayı başarmıştır, ancak sını...