11.Bölüm | Gün

22 1 0
                                    

Arkadaş kazığı...

Liseye kadar hep dışlanan ve pek sevilmeyen biri olmuştum. Beni tek anlayan Enes'ti ve onunla beraber çocukluğumuzu geçirmiştik. Enes ile ortaokul döneminde hiçbir zaman aynı sınıfta olamamıştık ama teneffüslerde buluşup beraber çeşitli oyunlar oynardık ve beni dışlayan insanlardan kendi yöntemiyle uzak tutmaya çalışırdı.

Aslında çok soğuk biri de sayılmamıştım o dönemde, herkese yaranmaya çalışan ve her şeye evet diyen bir tip olmuştum ortaokul döneminde ama kimse beni yanında istememişti. Yanında tutanlar da ödev veya türlü isteklerini yaptırmak için benimle dost gibi takılmışlardı ama çeşitli kazıkları da o arkadaş görünümlü yılanlar atmıştı.

Bu kazıkları ortaokuldan mezun olduğumda geride bıraktığımı sanmıştım, bugüne kadar...

Gördüğüm manzara beni fazlaca şoke etmişti ve birkaç dakika boyunca öylece kalakalmıştım. Üzerimdeki şoku atlattıktan sonra değişik sesler çıkartarak geldiğimi belli etmiştim ve bunun üzerine Demir beni fark edip bana bakmaya başlamıştı. Su da bana baktığında utangaçlıkla ayağı kalkmıştı, ben ise sadece şaşkın bir şekilde bakmaya devam etmiştim.

Demir'e kırılmıştım, çünkü bir ilişkisi olduğunu hiçbirimize söylememişti. Bir ilişkisi olduğunu söylememesinin iki sebebi olabilirdi, birincisi gerçekten ciddiye doğru giden bir ilişkiyse bunu uygun ortamda doğru zamanı bekleyerek bize açıklamaktı ve ikincisi ise çeşitli kızlarla gününü gün ederken aynı anda bekar hayatı yaşamaya çalışmaktı.

Bence birinci seçenekti, çünkü Demir kızları kullanıp sonra da onları mendil gibi atabilecek bir insan değildi. Öyle bir şey olsaydı ben onunla baştan arkadaşlık kurmazdım.

"Gamze..." diyebilmişti Su ve Su'yun bu cümlesiyle birlikte sinir seviyem on kat birden artmıştı.

"Saklıyorsunuz madem; o zaman gidin, bu koklaşma işini başka yerde yapın!" diyerek kaşlarımı çatmıştım ve "Demir, sana inanamıyorum ya. Nasıl bizden saklayabilirsin?" diyerek kırgın bir şekilde Demir'e bakmıştım.

"Gamze ben açıklayacaktım ama sevgililik meselelerini konuşmayı pek sevmiyorum." dediğinde iç çekerek kalorifer köşesine ilerlemiştim ve derin bir iç çekmiştim.

Bahaneye bak be!

Su ve Demir kendi aralarına konuşmaya başlamışlardı, ben ise arkamı dönüp camdan dışarıyı izlemeye başlamıştım. Pencereden dışarıya bakarken kafamı yukarı kaldırıp gökyüzüne bakmıştım, ancak bizim okul binaların arasında kaldığı için kocaman gökyüzü binaların ardında kalmıştı ve bu nedenle pek bir manzara görünmemişti. Küçük çaplı gökyüzünü izlerken de o malum sahneyi aklımdan silmeye çalışmıştım ama bir türlü bu sahne aklımdan çıkmamıştı.

Az önceki yaşananları düşünürken aklıma bizimkilerin de sınıfa geleceği ihtimali gelmişti ve pencereden dışarıyı izlemeyi bırakmaya niyetim olmadan Su'ya ve Demir'e seslenmiştim. "Diğerleri de sınıfa gelecekler, yani ilişkinizi saklamayı sürdürecekseniz birbirinize ona göre davranın."

**********************

Derslerimiz bir şekilde bitmişti ve okuldan çıkmayı başarmıştık. Bu sefer hocalara soru sormak için okulda kalmamıştım, çünkü Demir bende test sorusu soracak motivasyon bırakmamıştı.

Eve doğru yürürken yanımda Enes vardı. Enes yolda yürürken yine boş yapmıştı ama ben onu pek dinleyememiştim, çünkü benim aklım o lanet manzarada takılı kalmıştı.

"Gamze, dalgın gibi görünüyorsun. Bir şey mi oldu?" diyerek bana baktığında ben ise hiçbir sorun yokmuş gibi takılmaya çalışmıştım. "Yok ya, ne sorunum olacak?"

Eski Dostlar | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin