19.Bölüm | Demir

34 1 0
                                    

Selamlarrrr!

Öncelikli olarak kitabı önceden yazmıştım. Ben şu an ileriki bölümleri yazıyorum ama bu bölümü yazdığımda eskiden yazmıştım. Elimden geldiğinde kitabı hatırlayarak ilerliyorum.

Bazen diğer karakterlerin de içine giriyorum ve bazen onları yazmayı daha çok seviyorum ehehehheheh.

Neyseee...

İyi okumalar dilerimmmm.

Ege'nin bana mesaj atması kaşlarımın çatılmasına neden olmuştu. Ne sormak istediğini çözememiştim. Açıkçası biraz tereddüt etmiştim ama her şeye rağmen Ege ile sohbetimiz vardı. Sohbetimiz varken ona cevap vermemenin doğru olmayacağını düşünmüştüm ama gece gece cevap vermeyi çok da istememiştim.

Çünkü üşeniyorum!

Telefonumun ekran kilidini açıp WhatsApp uygulamasına ve Ege yazılı olan sohbet bölümüne girmiştim. Ege'ye cevap vermek için klavyedeki harflere basmıştım.

Kişi Adı: Ege 11/F

Ege: Gamze, sana sormam gereken bir şey var.

Siz: Soru sormak için çok erken değil mi Ege?

Ege: Ne bileyim?

Ege: Çalışmaya başladığım sırada fark ettim.

Siz: Neyi?

Ege: He, ben de onu diyecektim işte.

Ege: Benim kalemim sende kalmış galiba.

Ege: Çantana bir bakar mısın?

Siz: Nasıl kalmış olabilir ki?

Siz: Kütüphanede nasıl çalıştın çocuk?

Ege: O an kurşun kalem kullanmıştım ama evde uçlu kalem aradım.

Ege: Haliyle bulamadım.

Siz: Bir bakarım.

Siz: Başka bir şey var mıydı?

Ege: Yok Gamze.

Ege: İyi geceler.

Siz: Sana da.

Ege ile mesajlaşırken bahsettiği kalemin şu an masamda olduğunu görmüştüm. Telefonumu şarja takıp masaya oturmuştum ve masadaki kalemi alıp incelerken kalemin bana nasıl geçtiğini hatırlamaya çalışmıştım.

Kütüphaneye giriş yaptığımda alt kattaki en berbat yerde oturmak zorunda kalmıştım. Masaya doğru hüzünle yürürken arkamdan birisinin omzuma dokunduğunu hissedince arkamı dönmüştüm. Arkama baktığımda Ege bana gülümsemişti ve bana test kitabını uzatmıştı.

"Unuttuğun kitabı getirdim." diyerek gülümsemeye devam ettiğinde ben de aynı şekilde gülümseyerek "Evet ama sen bana getiririm, demiştin Ege." dediğimde bir şey söylememeyi tercih etmişti. Ben de bunun üzerine elindeki kitabımı alıp masaya doğru yürümeye devam ederken Ege'nin arka taraflara gitmiş olduğu da gözümden kaçmamıştı.

Masaya oturduğumda elimdeki kitabın işaretli yerlerinden bir sayfayı açınca gülümsemekten kendimi alamamıştım, çünkü Ege sadece çözümlerden anlayamayacağımı düşünmüştü ve bunun üzerine çözümlerin tek tek açıklamasını yapmıştı.

Ben bu çözümleri okuyup anlamaya çalışırken kitapta şişen bir kısım gördüğümde kaşlarımı çatarak parmaklarımı o kısma sokmuştum ve o sayfayı açmayı başarmıştım.

Eski Dostlar | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin