Bizimkilerle pizza yerken bir yandan da kolamdan yudum almıştım. Kola bardağını masaya geri bırakırken de bir yandan bizimkilere bakmıştım. Bizimkilere baktığımda bizimkilerin çoktan kendi pizza dilimlerini bitirdiğini görmüştüm, hatta Poyraz kendi çiğ köftesi dürümünü de yemişti.
"Hızlı mı olsan Gamze?" diyerek beklemenin vermiş olduğu bıkkınlıkla bana bakmıştı Tilki. Ben de bunun üzerine hiç konuşmadan yemeği hızlı yiyip kolamı da hızlı bitirmeye çalışmıştım.
Benim de yemeğimi bitirmemle birlikte yemeğin sonuna gelmiştik ve hepimiz yediklerimizi toparlamaya başlamıştık. Bu sefer herkes elini taşın altına koymuştu. Çöplerimizi ortada birleştirip derleyip pizza kutusunun üzerinde toparlamıştı. Temizlik çalışanı da yanımıza gelip çer çöpü bizim oturduğumuz masadan kaldırmıştı.
Bütün toparlanma işleri bitince hepimiz ayaklanıp oyun salonuna doğru ilerlemiştik. Yürürken de bir yandan boş yapmaya devam ettiğimizde Poyraz bize "Bowling oynayalım mı?" diyerek heyecanla bakmıştı.
"Ben hiç bowling oynamadım ki." diyerek tedirgin bir şekilde ellerimle oynamaya başlamıştım. Genellikle stresli veya sinirli olduğumda ellerimle oynayarak sinir ve stresimi yatıştırmaya çalışırdım, bu yöntem benim için bir tür kurtuluş yöntemi gibi bir şeydi.
"Eğlencesine oynayacağız, hem senin de bize katılmanı istiyoruz." diyerek bana destek olmaya çalışmıştı Demir.
"Ben onu bunu bilmem, dalgamı geçerim arkadaş. Bu oyunda yargı dağıtırım." diyerek her zamanki alçak gönüllülüğünü (!) konuşturmuştu Tilki.
"Vallahi ben de tutamam kendimi." diyerek Tilki gibi tepki vermişti Poyraz. Poyraz'ın bunu söylemesiyle birlikte onlara karşı gözlerimi sinirle kısarak bakmayı sürdürmüştüm.
"Ne boş insanlarsınız be. Ulan kaybettiğiniz zamanki suratınızı görmek için can atıyorum." diyerek sırıtmıştı Bora.
"Ay ben seninle aynı takımda olamam zaten. Beni kasmaktan başka bir şey yapmazsın sen." diyerek kollarını göğsünde birleştirmişti Tilki ve o Bora'ya onu küçümseyen bir bakış atmıştı.
"Ben sanki sana çok meraklıydım." diyerek gözlerini devirmişti Bora.
"Oğlum herkes hasta bana." diyerek Bora'yı sinir etmeye devam etmişti Tilki. Tilki'nin ve Bora'nın tartışmasına son vermek için onların arasına girdiğimde "Enerjinizi oyunda kullanmak ister misiniz? Bence istersiniz." diyerek kaşlarımı çatarak bir Tilki'ye bir de Bora'ya bakmıştım.
"Sessiz olur musunuz arkadaşlar? Herkes size bakıyor." diyerek bize bakmıştı Enes. Enes'in uyarısıyla birlikte etrafıma baktığımda Enes'in haklı olduğunu görmüştüm, çünkü herkes bizim tarafa bakmaya başlamıştı. Herkesin bakışlarını üzerimde hissettiğimde millete kaşlarımı çatarak bakmıştım.
Rezil olmuştuk, yine.
Millete bakmayı kesip bizim tarafa döndüğümde "Sağ olun." diyerek kollarımı göğsümde birleştirmiştim.
"Neşelenir misiniz? Biz buraya eğlenmeye geldik." diyerek olaya pozitif yaklaşmaya çalışmıştı Poyraz.
Enerjim, motivasyonum yerlere düşmüştü bile ve bu nedenle oyunlarda pek oynamak istemesem de bizimkiler çok ısrar edince oyunlarda oynamak zorunda kalmıştım.
Madem oyunlarda oynamak zorundayım, o zaman kazanabilecek insanlarla aynı takımda olmam gerekiyor.
"Kim kiminle aynı takımda?" diyerek durup bize bakmaya başlamıştı Ege. "Ona göre takıma isimleri falan yazdırırız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Dostlar | Yarı Texting
Roman pour AdolescentsKendi halinde takılan ve devlet lisesinde 11. sınıfta olan Gamze Kaya, her yıl karma halinde sınıfların değişmesiyle birlikte nihayet kendi arkadaşları olan Poyraz, Enes, Demir, Rüzgar ile aynı sınıfta olma şansını yakalamayı başarmıştır, ancak sını...