Gözlerimi ovuşturarak açıp etrafıma bakındığımda etrafın aydınlık olmasıyla beraber sabah olduğunu çok rahat bir şekilde anlamıştım. Yatağımda doğrulurken kendimi oturur pozisyona soktuğumda ilk kez güzel bir şekilde uyanabildiğimi fark etmiştim. Okul alarmlarına o kadar alışmıştım ki hafta sonları alarmsız kalkabilecek düzeye gelmiştim. Hafta içi olduğunda bu pek mümkün olmuyordu.
Yatağımdan kalkıp telefonumu şarjdan almıştım ve tekrar yatağıma dönmüştüm. Yatakta oturur pozisyon alıp elimdeki telefonla oynamaya başlamıştım. Sosyal medyada gezinirken insanların yapmacık hikayelerine baktığımda hikayelere sürekli gözlerimi devirdiğimi fark etmiştim.
Kafamı cama çevirmiştim ve stor perdenin kapalı olduğunu fark etmemle birlikte yatağımdan kalkıp elimdeki telefonla cama doğru yürümüştüm ve stor perdeyi açmayı sağlayan aparatı aşağı doğru çekerek stor perdenin yukarı kalkmasını sağlamıştım.
Pencereden giren ışık odayı öyle bir aydınlatmıştı ki gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatmıştım. Birkaç saniyeden sonra gözlerimi açtığımda gökyüzüne bakmıştım. Gökyüzünün gri bulutlarla kaplandığını görmüştüm ve telefonumdan hava durumu uygulamasını açıp bugünkü hava durumuna baktığımda bugünün yağmurlu olduğunu görmüştüm. Gökyüzü gri bulutlarla birlikte o kadar güzel görünmüştü ki gözüme, yüksek binaların gökyüzünü her seferinde kirletmesi her hafta sonunda olduğu gibi bu hafta sonu da canımı sıkmıştı.
Yine de bugün yağmurlu görünüyorsa bu beni sevindirir, çünkü yağmur benim en sevdiğim hava durumu.
"Salak Gökhan!" diyerek yine Gökhan'a bağırmıştı Merve. Merve'nin sesiyle duymamla birlikte gökyüzüne bakmayı kesip yatağımı toparlamıştım ve "Oyunumu kapatan sensin ama Merve." diyerek Gökhan'ın da Merve'ye bağırdığını duyduğumda gözlerimi devirmiştim.
İşte yine başlıyoruz.
Oflayarak kendi odamdan çıkıp onların odasına girdiğimde sadece onlara bakmakla yetinmiştim. "Ne diye sabah sabah bağırıyordunuz?" diyerek kollarımı göğsümde bağlamıştım.
"Sinirlendi diye oyunumu kapattı ya." diyerek hemen savunmaya başlamıştı Gökhan. Gökhan'ın kendini savunmasıyla birlikte Merve de kendinde savunma hakkı bulmuştu ve o da kendini savunmaya başlamıştı. "Geri zekalı sen beni öldürdün oyunda ya." diyerek önce Gökhan'a bakmıştı Merve ve beni takmadan tartışmaya devam etmişlerdi.
"Salak mısın? Kendimi korumam gerekiyordu." diyerek Gökhan kendini savunmaya devam ettiğinde "Beni öldürerek mi savunacaksın kendini?" diyerek Merve de zeytinyağı gibi üste çıkmıştı ve bir süre ben yokmuşum gibi tartışmaya devam etmişlerdi.
Bu tartışmadan sıkıldığımı fark edip "Beni de takın!" diyerek onlardan daha yüksek tonda bağırmıştım ve onların dikkatini bir şekilde çekmeyi başarabilmiştim.
"Şey... Merhaba abla." diyerek bana dönmüştü Merve.
"Sabahın köründe bağırıp duruyorsunuz ve hafta sonumu mahvettiniz." diyerek sinirlenmiştim.
Sinirlenmemle beraber Gökhan ve Merve ayağı kalmışlardı ve ikisi de oda kapısına yönelmişlerdi.
"Sağlık olsun be abla." diyerek koluma destek olurmuş gibi vurup odadan çıkmıştı Gökhan.
"Bir daha ki sefere daha geç kalkarsın artık." diyerek odadan çıkmıştı Merve.
"Hadi, kahvaltıyı hazırlayın çocuklar!" diyerek emir vermişti annem.
Bir kere de keşke yardım etsen be anne.
Ben de kardeşlerimin odasından çıkıp mutfağa yönelmiştim. Mutfağa girdiğimde Merve'nin eline sofra bezi aldığını ve Gökhan'ın da yuvarlak kahverengi sofrayı aldığını görmüştüm. Ben de bunun üzerine buzdolabının kapağını açık gerekli malzemeleri tezgaha doldurduktan sonra kardeşlerimle birlikte ikişerli ikişerli bir şekilde malzemeleri alıp salona taşımıştık. Bir süre getir götür yaptıktan sonra sonunda sofraya oturabilmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Dostlar | Yarı Texting
Teen FictionKendi halinde takılan ve devlet lisesinde 11. sınıfta olan Gamze Kaya, her yıl karma halinde sınıfların değişmesiyle birlikte nihayet kendi arkadaşları olan Poyraz, Enes, Demir, Rüzgar ile aynı sınıfta olma şansını yakalamayı başarmıştır, ancak sını...