1.Bölüm

13.2K 522 628
                                    

Şuraya bir tarih alayım.

Bu arada okumak için bu kitabı seçtiğinizden dolayı teşekkür ederim hepinize. Umarım seversiniizz.

İyi okumalar, güzel insanlar 💫

Asla normal bi hayatım olmadı. Olacağını da düşünmüyorum. Hele de şu andan sonra normal bir hayat imkansız gibi gözüküyor. Belki de yanılıyorumdur. Kim bilir ?

~~~

Gözlerimi bir hastane odasında açtığımda ne olduğunu hatırlamaya zorladım kendimi. Yattığım hastane yatağında hareketsiz durup tavanla bakışıyordum ve asla ne olduğu, neden hastanede olduğumu hatırlayamıyordum.

Hatırlamaya çalıştığım süre ne kadardı bilmiyorum ama gerçek hayata dönmem kapının açılmasıyla oldu. Genç bi hemşire gülümseyerek yanıma geldi.

"Bakıyorum uyanmışsın. Nasıl hissediyorsun ?"

Nasıl mı hissediyorum ? Bu soruyu sormadan önce nasıl hissettiğim aklıma gelmemişti. Fakat bu soruyla beraber sağ ayağımdaki acıyı fark etmem bir oldu.

"Ayağım...Ayağım çok acıyor."

"Ah anlıyorum. İyileşmesi biraz zaman alıcak ama merak etme doktorun önerdiği ilaçları düzenli bir şekilde kullanırsan kısa sürede iyileşebilir ayağın."

Teşekkür ettikten sonra elimden geldiğince hemşireye gülümsemeye çalıştım. Fakat hem ayağımın acısından hem de ne olduğunu farkında olmadığım için pek becerebildim sayılmaz.

Hemşire başucumdan uzaklaşıp kapıya ilerlediğinde arkasından seslendim.

"Tam olarak ne olduğunu hatırlamıyorum. Bana anlatabilir misiniz acaba ?"

Hemşire şaşırmış olduğunu düşündüğüm bir ifadeyle bana döndü ve samimice gülümsedi. Ya da ben samimi olduğunu düşünmek istedim. Umarım birinci olanıdır. Yapmacık insanlardan nefret ederim.

"Hatırlamaman normal. Ufak bir şok geçiriyorsun. Birinin sana anlatmasıyla hatırlayabilirsin her şeyi. Fakat benim başka hastalarla ilgilenmem gerekiyor. Üzgünüm."

Hemşire odadan çıktı ve düşüncelerimle başbaşa kaldım.

Annemle babam nerede ? Gerçi onların belki bu durumdan haberi bile yoktur. Çok ilgilenirler ya benimle. Kardeşim de onlarla birliktedir.

Düşüncelerimden sıyrılıp vücuduma yapıştırılan hareket etmemi engelleyen şeylerden kurtuldum ve ayağa kalktım. Ayağa kalkmamla beraber ayağıma sarılan beyaz sargı bezlerini ve ayağımdaki acıyı hatırladım. Bu sefer acı, tüm gücüyle yatağa yatmamı emrediyordu. Ama hiçbir zaman denileni yapan bir kız olmamıştım.

Ne kadar süredir buradayım bilmiyorum ama kapının hemen arkasındaki koltuğun üzerinde kıyafetlerimi gördüm. Lacivert kot pantolonum ve kırmızı sweatim. Yavaşça koltuğa gittim ve kıyafetleri elime alıp düşünmeye başladım.

Hatırlıyorum. Babamın evden sinirle -her zamanki gibi- çıktığı ve bizi de peşinden sürüklediği gün giymiştim bunları. Kardeşimi kolundan tutup arabaya zorla sürüklemişti. Tabi annemle beni de. Arabaya bindiğimden sonrasını hatırlayamıyorum.

Kendimi bir şeyi hatırlamak için hiç bu kadar zorlamamıştım. Elimdeki kıyafetleri biraz daha inceledim. Yeni yıkamışlar. Ütülü değil ama şu an sorun ütülü olması değil zaten. Köşede duran poşette de iç çamaşırlarım var. Onlar da yeni yıkanmış.

Birden kapı açıldığında elimdekileri koltuğa fırlatıp hızla ayağı kalktım. Tabi ayağım bana küfürler ediyordu. İçeri giren doktor ilk önce yatağa baktığı için endişelenir gibi oldu. Daha sonra beni gördü ve kaşlarını çattı.

SERVİSTEKİ ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin