10. Bölüm

4.5K 481 180
                                    

Öhöm. Ekrana tıkla. Sol alta bak. Bir yıldız var gördün dimi. Heh ona basarsan çok sevinirim. Teşekkür ederiiim.

İyi okumalar, ennn tatlı okurlar 💫

r.devrm: Bahçeye in

On dakikadır falan mesaja bakakalmıştım ve hiçbir tepki veremiyordum. Önümde mesaj açıktı ve benim yaptığım tek şey sürekli aynı mesajı okumaktı.

Sonunda(!) kendime geldim ve ayağa kalkıp pencereden arka bahçeye baktım. Karşıdaki binanın da ışıkları kapalıydı, tüm sitenin olduğu gibi. Gözlerimi aşağıda gezdirdim ama o yoktu. Sonra birden bir ses geldi.

"İnicek misin artık bugün ?"

"Nerdesin sen göremiyorum ?"

"Göremezsin in sen aşağı."

"Niye ?"

"İyi değilim demedin mi ?"

"Evet sen de demiştin."

"Tamam in aşağı o zaman."

Gecenin bu saati onunla buluşmak için değil de sadece merakımdan aşağı indim hızlıca. Ayağımdaki panduflar ahşap zemine çarpınca ufak sesler geliyordu ama evdekilerin buna uyanacağını düşünmüyordum.

Arka bahçeye çıkan kapı olmadığı için ön bahçeden çıktım ve güvenliğin beni görmemesi için içimden dualar ede ede parmak ucumda arka bahçeye doğru ilerledim. Tam köşeyi dönecekken servisteki çocukun da dönmesiyle çarpışmamız, ardından yere kapaklanmam bir oldu.

"Ya sen gerizekalı mısın ?"

Kimse duymasın diye fısıltıyla konuşuyordum ama böyle konuşmak birine kızarken hiç iyi olmuyordu.

"Önüne bakmayan sensin. Benim suçum ne ?"

"Köşeyi dönerken duvarın arkasını göremediğim için senin orda olduğunu görmedim."

Karanlıkta bile rengini hemen seçtiğim, parlayan gözlerini devirdi ve elini uzattı. Tutup ayağa kalktım.

"Güvenliğe çok yakınız. Gidecek bir yer var mı ?"

Aklıma gelen tek yer tenis kortuydu. Hem en arkada hem de köşedeydi. Güvenlik asla bir şey fark etmezdi. Bu yüzden başımla onayladım ve önden yürümeye başladım. Gözükmemek için evlerin arkasından dolaşmak zorunda kaldığımızdan yol uzamıştı. Geldiğimizde sahalar tabiki de boştu. Tenis kortuna girip en köşeye gittik. Yere oturup dizlerini büktü ve ellerini dizlerine koydu.

"Oturmayı düşünüyor musun ?"

Nereye oturacağımı bilemediğimden oturmamıştım. Yanına mı oturmalıydım karşısına mı ? Karşısına oturmak saçma olurdu herhalde. Yanına gidip mesafe kalacak şekilde oturdum ve sırtımı tellere yasladım.

Bir süre sessiz kaldık ve ben bu durumdan sıkılmıştım. Madem beni bu saatte aşağı indiriyordu o zaman konu açmalıydı. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Sırıtıyordu ?

"Neye gülüyorsun sen ?"

"Pijaman güzelmiş."

Gözlerimi pijamamla buluşturunca yutkundum. Ayıcıklı pijamamla okulun en havalı çocuğun yanındaydım. Hem de panduflarla. Gözlerimi kapatıp kafamı yukarı kaldırdım. Birazdan tekrar kıyafetlerime baktığımda bunun bir rüya olduğunu görecektim. İçimden üçe kadar saydım ve tekrardan baktığımda halâ ayıcıklı pijamamın üstümde olduğunu gördüm. Durumu toparlamak için bir yandan ellerimle dizlerimi sardım -sanki böyle yapınca görmeyecekti- bir yandan da konuştum.

SERVİSTEKİ ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin