15. Bölüm (Rüzgar)

4.3K 347 202
                                    

Yeni bölüme hoşgeldiniiz. 15. Bölüm'ü bir de Rüzgar'dan dinleyin dedim. Tabii sonda yeni bir şeyler de oldu. Bakalım sevecek misiniiz ?

İyi okumalar, güzel yürekli insanlar 💫

Arya'yı babamın odasına götüreli birkaç saat olmuştu. Odamda oturup onu çok zarar görmeden nasıl dışarı çıkarabilirim diye düşünüyordum ki abimin kapıyı çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.

"Babamız seni bekliyor." Bu saatte uyumamasına şaşırmıştım. Saat 04.00'e geliyordu ve normalde daha erken uyuyan bir insandı. Ayaklanıp odasına gittim. Abim de peşimden geldi.

Kapısının önünde derin bir nefes alıp içeri girdim. Bu odada sinirlerimi kontrol etmek benim için çok zordu. Bu yüzden bu odaya çok az gelmeye çalışırdım.

"Ne oldu baba?" Elimden geldiğince nazik davranıyordum. Çünkü ona kendimi güvendirirsem Arya'nın buradan çıkışını daha kolay sağlayabilirdim, belki.

Eliyle abimin çıkmasını işaret edip benim oturmamı söyledi. Normalde abimden bir şey saklamadığı için biraz kuşkulandım.

"Kızın sırt çantasından telefonunu buldum ve şifreyi çözdürdüğümde seninle olan konuşmaları gördüm. Bu konuda bana açıklamak istediğin bir şey var mı ?" Arya'ya kaç defa konuşmaları ne olur ne olmaz diye silmesini söylesem de silmemişti ve bu bittiğimiz andı. Babam bilerek ona zarar verecekti şimdi. Hem de daha çok.

"Bir şey değil. Beni seven bir kız işte. Ne var bunda ?"

"Senin de konuşmalarını görüyorum Devrim ! Bu kız senin sevgilin miydi ?" Son cümlesini pis sırıtmasıyla beraber söyledi.

"Hayır. Sence sevgili yapacak durumda mıyım ? Yeterince senin bu pis işlerinle meşgulum zaten. Ne yazdığımı bile hatırlamıyorum ayrıca kıza. Bakabilir miyim ?" Telefonu aldığımda ona neden mesajlarıma yanıt vermediğini sorduğum mesajları, iyi geceler mesajlarını gördüm. En azından daha fazla bir şey yoktu ve Instagram'daki mesajları da yazıp geri çekiyordum. Yani bulabildiği şeyler bu kadardı.

"Ne var bunlarda ? Kız çok saf ve onunla oyun oynadım biraz."

"Tamam o zaman. Şimdi git ve yara açmaya başla. Bu kızın her yarasını sen açacaksın. Sonuçta sevgilin değil ve umrunda da olmaz."

"Göreceksin." Ayağa kalkıp odama gittim. Kapıyı kilitleyip yatağa attım kendimi. Zar zor kurtulmuştum, ya da kurtulmamıştım. Ama sorun bu değildi. Ben Arya'ya zarar veremezdim.

Aynanın karşısına geçip kendime baktım ve elimdeki bıçağa. Bu asla ben değildim. Bu Devrim'di. Şimdi gidip Arya'ya kendim olarak zarar vermeyecektim. Ama maalesef o bunu bilmeyecekti. Özür dilerim sevgilim.

Odadan çıkıp aşağı kata indim. İsmini dahi bilmediğim yardımcılar beni gördüklerinde başlarını eğiyorlardı göz göze gelmemek için. Salona gidip arka kapıdan çıktım ve depoya doğru ilerledim. Buraya geleli çok uzun zaman olmuştu. Normalde evde de pek fazla durmazdım ve eve geldiğimde girdiğim tek yer kendi odamdı.

Anahtarımla deponun kapısını açıp içeri girdim. Son geldiğimden beri hiçbir şey değişmemişti. Aynı gri duvarlar ve yerdeki tek bir halı. Halıyı kaldırıp yerdeki kapıyı açtım. Merdivenlerden aşağı inerken kalbim gümbür gümbür atıyordu. Arya'ya her yaklaştığımda böyle oluyordu gerçi ama bu sefer farklıydı. Daha çok, korkuyordum.

Ona yaklaşmamla beraber gözlerini açtığını gördüm. O kadar güzel gözleri vardı ki karanlıkta bile parlıyordu. Bir yandan gözlerine bakarken bir yandan kameranın yerini bulmaya çalışıyordum. Ama karanlıkta duvarlar çok net gözükmüyordu.

SERVİSTEKİ ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin