❝Senin incinmiş olman, benim de incinmediğim anlamına gelmiyor.❞
- Gracie Abrams, 21
❃
"Aynı numaradan aldığım beşinci arama." Roseanne telefonunu masaya bıraktı. Lalisa kaşlarını çattı. "Kim olduğuna dair bir fikrin var mı?" Roseanne başını iki yana salladı. "O halde bir daha ararsa aç. Bu kadar ısrarla arıyorsa, bir sebebi olmalı."
"Ya da telefon numaramı bulup benim olup olmadığımdan emin olmak isteyen gruplarımızın takıntılı hayranlarından biri."
"Onlar hakkında zaten işlem başlatmıyor muyuz?"
Roseanne başıyla onu onayladı.
"Evet ama sayıları her geçen gün artıyor Lalisa. Gruplar ünlendikçe bu tür sorunlarla daha çok karşılaşıyoruz."
"Hepsiyle ilgili işlem başlatmaya da devam edeceğiz." dedi Lalisa. Roseanne bir şey demedi. Aralarındaki sessizlik sürerken Roseanne'in telefonu tekrar çaldı. Numarayı kontrol etti önce. Aynı numaraydı. Bu altıncı arayışıydı. Lalisa'ya baktı.
"Açmalı mıyım?"
Lalisa onu onayladı.
"Ama hoparlörü aç, ben de duyayım ne diyeceğini."
Roseanne aramayı yanıtladı, hoparlörü de beraberinde açtı.
"Efendim?"
Telefondan gelen ince kadın sesi yanıtladı Roseanne'i.
"Roseanne Park?"
Roseanne kaşlarını çattı.
"Evet benim. Siz kimsiniz?"
"Ah hiç tanışmamış olmamız acınası. Kocan bizi asla bir araya getirmedi. Halbuki seninle tanışmak isterdim. Benden nefret eden kişilerle tanışmaya bayılırım." diye yanıtladı telefondaki ses. O an Roseanne'in aklında parçalar yerine oturmuştu. Gözleri sinirden kocaman oldu ve rengi attı.
"Son Yoona?" dedi Roseanne. Daha sonra kocaman bir kahkaha attı. Bu kadarı fazlaydı. Onu arayacak yüzü nereden buluyordu? Kaşlarını çatarak Lalisa'ya baktı. Lalisa başını iki yana salladı. Bu, kötü bir şey söyleme demekti.
"Jeongguk sabahtan beri telefonlarımı açmadı Rosenne, belki ona haber verebilirsin diye düşündüm."
"Beni arama yüzünü nereden buluyorsun sen? Yüzsüz müsün?"
"Jeongguk'tan boşanmayarak en büyük yüzsüz sensin. Kendine bunu nasıl yedirebiliyorsun?"
"Asıl sen kendine evli bir adamın ikinci tercihi olmayı nasıl yediriyorsun?"
Yoona bir süre sessiz kaldı. Sessizliği bozan Roseanne oldu.
"Son Yoona? Sanırım sende şok etkisi uyandırdı bunu hatırlamak. Bir daha beni arama, aksi taktirde rahatsız edildiğim gerekçesiyle dava edeceğim seni."
Telefonu hiçbir şey demesine izin vermeden kapattı ve telefonunu sinirle masaya bıraktı. Elini alnına götürdü önce, oradan da saçlarına. Gözlerini kapattı ve bağırdı.
"Hem yuvamı yıktı hem de bunu büyük bir marifetmiş gibi yayıla yayıla anlatıyor!" Gözlerini açtı ve yerinden kalktı.
"Benim Jeongguk'la konuşmam lazım, yoksa burada sinirden kendimi yiyeceğim."
Ofis telefonundan asistanının numarasını çevirdi.
"Nora, Bay Jeon ile görüşmek istediğimi iletir misin? Bayan Manoban'ın da burada olduğunu eklersen sevinirim. Teşekkür ederim." Telefonu kapattı ve arkasına yaslandı. "Sırf bu yüzden bile, boşanmayı kabul etmeyeceğim. O kadını sevindirmeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cruel game | rosékook
FanfictionBazı hatalar yapıldı, gözyaşları döküldü ve kalpler kırıldı. Bu acımasız oyunda Roseanne'in tek suçu eşi Jeongguk'u çok sevmekti. [park chaeyoung × jeon jeongguk] • 020420