twenty

1.2K 149 90
                                    

❝Eğer bu aşksa, neden beni yerle bir ediyor? Neden beni yerle bir ediyorsun? Şu an hissettiğim gibi hissetmeyeli çok uzun zaman oldu. Sanki sana ihtiyacım varmış gibi ama nasıl olduğunu bilmiyorum.❞

- Ruth B, If This is Love

"Chaeyoung," diyerek odaya girdi Lalisa. Gözleri Jeongguk'la Roseanne arasında gidip geldikten sonra cümlesini tamamladı. "Başvuru kabul edildi. Duruşma gününü aldık."

Roseanne kaşlarını kaldırdı. Yalnızca iki gün geçmişti. İki gün içinde şirket hakkındaki konuları konuşmuşlar ve birkaç orta yol bulmuşlardı. Şu an Amerika'daki şube için planlama yapıyorlardı. Akıllarındaki planı şirket hissedarlarına sunduklarında kabul edilmişti. Jeongguk Roseanne'e Güney Kore'deki yetkisini bırakmıştı, Roseanne de yurtdışında şirketi temsil edebilmesi için yetkisini Jeongguk'a vermişti. Böylece birbirlerinden uzakta aynı işi, aynı şirket için yapacaklardı.

"Hangi gün?" dedi Jeongguk.

"Önümüzdeki pazartesi."

"Yani beş günümüz var. Güzel." dedi Jeongguk. "O sırada Amerika'ya gidip kalacağım yeri ve şirketle ilgili sıkıntıları halledebilirim."

Roseanne kaşlarını çatarak Jeongguk'a döndü. 

"Halletmen gereken bir şey yok. Kalacağın evi de, şirketin sıkıntılarını da şu an Bay Kim hallediyor. Sana sadece işin başına geçmek kalacak."

"O halde benim artık yapacak bir şeyim kalmıyor. Resmî olarak Güney Kore sınırları içindeki tek ceo sensin."

"Hâlâ çalışman gerekiyor. Sana ben bakmayacağım," dedi Roseanne gözlerini Jeongguk'a çevirerek. "Buradaysan emrim altında çalışırsın."

Jeongguk dudaklarını büzdü.

"Hayır bu fikri beğenmedim. Başka bir yolu olmalı."

"Her zamanki gibi olacak her şey Jeongguk, uzatma işte. Daha önce nasıl çalışıyorduysan şimdi de öyle çalışacaksın," dedi Roseanne. Lalisa ikisine bakarken kaşlarını çattı. İletişimlerinin bu denli ilerleyebilmesine şaşırmıştı. Beklentisinin üstündeydi.

"Detayları vermemi ister misiniz?" diye sordu merakla.

"Bilmemiz gereken bir şey var mı?" Roseanne sorar bakışlarla Lalisa'ya baktı.

"Duruşmadan önce ikinizle prova yapacağız. Ben hakim gibi soru soracağım, siz de uygun olarak cevap vereceksiniz çünkü birbirini tutmayan cevaplar verirseniz dava düşer ve aylarca beklemek zorunda kalırız. Hatta işiniz yoksa şimdi bile yapabiliriz. Tutarlılığınız için bunu birkaç kez daha tekrarlayacağız çünkü işlerin mahvolmasını hiçbirimiz istemiyoruz."

Roseanne önündeki kağıtları toparladı ve kenara koydu.

"Şirketle alakalı şeyleri inceliyorduk, buna daha sonra da devam edebiliriz. Sorun yok. Yapalım."

Jeongguk'la yan yana oturuyorlardı. Lalisa karşılarına oturdu.

"Öncelikle boşanma sebebinizi söylemeyeceksiniz. Bu bir anlaşmalı boşanma ve detaya gerek yok. Siz kendi aranızda konuşarak bu kararı aldınız. Ve mahkemede kendinizi siz ifade edeceksiniz. Yanınızda avukat bulunmasını gerektiren bir durum yok, yine anlaşmalı olduğunu unutmayın."

İkisi de kafa salladı. Lalisa kaldığı yerden devam etti.

"Şimdi beni hakim olarak düşünün. Başlıyoruz. Davacı olduğundan dolayı önce Chaeyoung'la başlayacağız. Kendi hür iradenizle mi boşanmak istiyorsunuz?"

cruel game | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin