❝Ve beni ilgilendiren tek şey sen olduğundan beri, söyle bana kime koşacağım?❞
- Adele, All I Ask
❃
Jeongguk Roseanne ile konuşmak üzere odasına ilerlerken çıkmak üzere olduğunu gördü. Onunla boşanma hakkında konuşmak istiyordu. Bu konuşmayı ne kadar ertelerlerse bir şeyler için o kadar geç kalacaklardı. Roseanne sorar gözlerle Jeongguk'a baktı odasının önünde. "Konuşmak istiyordum," dedi. Roseanne başını iki yana salladı. "Çıkmam lazım, daha sonra konuşuruz."
Jeongguk'un bir şey demesini beklemeden yanından hızlı adımlarla geçti. Jeongguk başını kaldırıp yukarı baktı. Dudaklarını birbirine bastırdı. Artık canı sıkılmaya başlamıştı. Bu ertelemelerden, kaçmalardan yorulmuştu. Ne yapacağını kestiremiyordu. Kocaman bir labirentte sıkışmış gibiydi. Çıkış yolu bulduğunu sandığı her an, aslında kendini daha da büyük bir çıkmaza sokuyordu.
Ellerini cebinden çıkardı, asansöre ilerledi. Roseanne ile konuşamıyorsa Lalisa ile konuşacaktı. Olanları konuşmak bir yana, şu an gerçekten bir arkadaşa ihtiyacı vardı. Erkek arkadaşları ona asla bir çıkış yolu bulmasında yardım edemiyorlardı. Belki Lalisa ile konuşmak bir şeyleri daha temiz görmesine yardımcı olur diye düşündü. Lalisa'nın ofisinin bulunduğu kata geldiğinde Lalisa'nın asistanına gülümsedi. Bu kat hukuk bürosunun bulunduğu kattı. Şirketin avukatları bu kattalardı.
"Bayan Manoban müsait mi?" diye sordu. Asistan, Lalisa'yı aradı, Jeongguk'a Lalisa'nın onu beklediğini söyledi. Jeongguk teşekkür ettikten sonra Lalisa'nın odasına girdi. Lalisa sandalyesinden kalktı ve gülümsedi.
"Jeongguk! Seni hangi rüzgar attı buraya?"
Jeongguk derin bir nefes vererek Lalisa'nın masasının önündeki koltuklardan birine oturdu.
"Roseanne rüzgarı."
"İşte başlıyoruz," dedi Lalisa yerine tekrar otururken. Ellerini birleştirmeden önce ceketinin önünü açtı. Bütün gün ceket giymek gerçekten çok zordu. "Evet seni dinliyorum."
"Chaeyoung sana boşanmadan bahsetmiştir."
"Hala karar verme aşamasında, kesin bir şey diyemem."
"Boşanmasını istemiyorum."
Lalisa gözlerini kırpıştırarak Jeongguk'a baktı.
"Sen delirdin mi? Aylarca bunun için Chaeyoung'a çektirmediğin kalmadı. Şimdi boşanmak istemiyor musun?"
Jeongguk başını iki yana salladı. Lalisa kaşlarını kaldırdı ve sessizce güldü.
"Hayır Chaeyoung'un daha fazla acı çekmesini istemiyorum Jeongguk. Bu söylediğine kulak asmam için gerçekten kötü bir arkadaş olmam lazım."
"Beni bir dinlesene," dedi Jeongguk. "Test sonucunu biliyorsun, Yoona'yla aramız zaten kötü. Şu an Chaeyoung'u kaybetmek cidden en son istediğim şey."
Lalisa başını iki yana salladı. "Hayır Jeongguk, sen Chaeyoung'u aylar önce kaybettin zaten. Sadece resmiyete kavuşacak bu olay. Boşanmayacağını söyleyen kadın artık boşanmak istiyor. O kadar yoruldu ki artık şirketi bile düşünmüyor."
"Gerçekten boşanmamasının sebebinin şirket olduğuna inandın mı bunca zaman? Şirket sadece bahaneydi. O beni kaybetmeyi istemiyordu, şirketi değil. Tamam şirket de önemli, buraya kadar gelmemiz için çok şey feda etti ama asıl mesele hiçbir zaman şirket olmadı."
"O zaman artık senden vazgeçmiş," dedi Lalisa. "Onu o kadar yıpratmışsın ki, artık bir gelecek göremiyor."
"O gelecek hiçbir zaman orada değildi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cruel game | rosékook
FanfictionBazı hatalar yapıldı, gözyaşları döküldü ve kalpler kırıldı. Bu acımasız oyunda Roseanne'in tek suçu eşi Jeongguk'u çok sevmekti. [park chaeyoung × jeon jeongguk] • 020420