Her zamanki normal gittiğim yolda müzik dinleyerek fazlada yavaş olmıyacak bir hızda huzurlu bir şekilde yoluma devam ediyordum ta ki arkadaki korna sesiyle dikkatim dağılmıştı ilk başta takmadım alıştım artık böyle öküzlere nede olsa ama ısrarla çalmaya devam edince dayanamayıp camı açtım ve arkama baktım yüzünü tam göremedim ama arabası iyi bir markaydı bir küfür savurup önüme baktım korna çalmaya devam edince çektim sağa indim. Oda sağa çekip arabadan indi adamı tanımıyordum ama yirmili yaşlarındaydı
"Kornanı yeni taktırdın herhalde test aşamasındasın "
Diyince o cevap verdi
"Kız milleti değil mi araba sürmeyi bilmiyor ehliyeti bakkaldan alıp bize burda artistlik yapıyor Yarabbi ya"
Diyince şartellerim atmıştı
"Bak bay ukala ehliyetimi manavdan almadım bir iki kurallara uyarak hız sınırını aşmadan ilerleyince ben mi suçlu oluyorum"
Diyince ukala ukala sırıtmaya başladı
"Gülmesene be gülme "
"Gülersem ne olcak"
Dediğinde bu kez ben sırıtmaya başladım
"Bekle sen burda ben sana ne olacağını çok güzel belirtcem"
Diyip arabaya yöneldim sürücü koltuğunun altında ki levyeye yöneldim ve aldım dışarı çıktığımda istifini bozmamış bana bakıyordu lafa ben girdim
"Ya arabana binip adam gibi kurallara uyarak git yada bu levyeyi senin münasip bir yerlerine münasip bir şekilde sokarım anladın"
Yine gülüyordu kafayı yicem ya cidden
"Bak küçük şampiyon bak hala sakinim benle doğru düzgün konuş yoksa benim diğer tarafımı görüceksin anladın mı"
"Sanada diğer tarafınada beni bir şey dedirtceksin ama he git başımdan sabah sabah sen nesin ki diğer yanın ne olcak ya" dedim gülerek.
Dediğimde sanırım birazcık pişman olmuştum çünkü kolumdan tutup beni kendi gibi öküz arabasına yapıştırdı ve
"Bak ufaklık bir kıza vurmam ama zorlama kendini benim diğer yanım ne biliyor musun yada sanane ya" dediğinde ne kadar dengesiz olduğunu anlamıştım ve o an aklıma elimdeki levye geldi hiç düşünmeden levyeyi arkadan beri omzuna vurdum acı bir şekilde omzunu tutuyorken onla arabasının arasında sıyrılıp kendi arabama atladım ve camdan çıkıp
"Benimde diğer yanım bu tanışdığıma hiç ama hiç memnun olmadım bay ukala"
diyip gazı kökledim neyse ki arkamdan gelmiyordu
Aa bu arada ben Asya Karaman 20 yaşındayım sarı saçlarım mavi gözlerimle bence gayet güzel bir kızım 2 abim var küçük olan abim Aras Karaman 22 yaşında evli değil ama arıyor kendileri büyük abim Arda Karaman 24 yaşında evli yengem Defne Karaman araları gayet iyi bir yıllık evliler kardeşim yok ve en büyük haber ben trabzonluyum annemde babamda Trabzonlu ben tarbzonda büyüdüm yaklaşık 17 yaşımdayken abilerimle beraber İstanbul'a geldim arada tabi memlekete gidiyoruz annem o benim doğumumda ölmüş babam olacak o piçte yani şimdi diceksiniz babana piç demek doğrumu diye ama doğru annem öldükten ben bir buçuk yıl sonra bir karıyla ilişki yaşamış dedemde bunu öğrenince onu evlatlıktan reddedmiş ve bizi ona göstermemiş ben onun hakkında pek bir şey bilmiyorum ama yaşıyormuş daha ölmemiş aslına bakarsanız umrumda bile değil herneyse annemin ölümünden hep kendimi sorumlu tutmuşumdur ama babaannem hep bunu inkar eder ve benim bir suçum olmadığını söyler ama bilmiyorum bende bu arada babamın o karıdan bir oğlu varmış benden ayca küçük ama oda umrumda değil ve bir kere bile görmedim hayatımda öyle yani klasik bu Trabzon kızıyım iki abimle dedemle ve babannemle büyüdüm daha ne bekliyorsunuz ki erkek Fatma gibi birşeyim yani bu arada nereye gidiyorsan diye sorarsanız şirkete gidiyorum abimlerin yanına bazen giderim zaten üniversiteyi de bitirdiğim için artık orda çalışmak istiyorum ama arda abim bana göre bay sinir küpü izin vermiyor buna ne kadar şaşırdık dimi*************************
Şirkete girdiğinde herkes selam verdi bende tabi şu ukala zengin kızı tavrına girmeden hepsine samimi bir şekilde selam verdim Aras abimin odasının önündeki sekreterine abimin içerde olup olmadığını sordum oda arda beyin odasında oldunu söylediğin de abimin odasına giricekken içerden bağırış sesleri geliyordu kapıyı aralayıp konuştuklarını dinledim Aras abim bağırarak
"Amcam ne bok yediyse yedi bundan benim kardeşimin ne suçu var abi bak onlara sakına ve sakına Asya'yı vermicez abi bak ya"
diyerek koltuğu yere devirmişti ama hala beni farketmemişlerdi konuşmaya arda abim devam etti
"Oğlum sen iyimisin tabikide Asya'yı onlara vermem ben versem dedem vermez ya sakin ol bak asya bilmesin ona sadece Trabzon'a gidiceğimizi soyliceğiz orda da gerekeni yapıcam" dediğinde ne konuştuklarını idrak etmeye çalışıyordum amcam ne bok yemişti beni niye alıyorlardı hayır ben ağlamam hele abimin karşısında asla kapıyı sert bir şekilde açıp konuşmaya başladım
"Malmıyım lan ben siz kimi alıp veriyorsunuz"dediğimde ikisinde beni daha yeni farketmiş ti Aras abim yanıma gelip
"Seni kime veriyormuşuz biz ya seni kimseye vermiyoruz sakin ol" dediğinde kan beynime sıçradı
"Ya daha demin ne konuşuyor dunuz amcam ne bok yemiş abi bana da desenize ya çıldırıcam ya bakın ben sizin o on yaşında koruduğunuz küçük kız değilim kendi kararlarımı verebilirim anlalıyor musunuz yoksa dedemi arayım mı" dediğimde arda abim lafa girdi
"Bak abicim öyle bişey değil sadece bir laf önemli değil ben gerekirse zaten sana anlatırdım tama mı?"
Dediğinde bişey demedim çünkü haklıydı abim ne olursa olsun anlatırdı bana o yüzden bişey demeden odadan çıktım ve otaparka yöneldim arabaya bindikten sonra dedemi aradım
"Alo dede siz benden ne saklıyorsunuz abimler konuşurken duydum"
Normalde telefonu alo reis diye açmam gerekirken sınırlı olduğum için bu şekilde dedim dedem ilk başta
"Ne saklıyormuşuz fındığım senden biz"
Evet dedem bana hep fındığım derdi çünkü fındık burunluymuşumda ondan
"Dede amcam ne bok yemiş beni kim alıyormuş dede bak ben sinirleniyorum biz niye Trabzon'a geliyoruz dede bana bunalri şöyle hemen"
Tamam abimler bişey dememiş ama dedem anlatırdı emindim ben
Dedem gayet otoriter bir sesle
"yarın sabah yola çıkıyorsunuz telefonda anlatılmaz geldimi anlatırım ben sana güzel kızım"
dediğinde diretmedim ve hoşçakal dileyip eve gittim evimiz 4 katlıydı aslında beş te sayılabilir çünkü giriş katinda daire yoktu ilk kat Aras abimin katı ikinci kat dedemin ve babannemin üçüncü kat benim dördüncü katta arda abimin di arabayı normalde evin altındaki otoparka çekmemiz gerekirken ben genelde çekmezdim ve yine çekmedim arabadan inip direk kendi katıma çıktım kapıyı kapattım ve valizini hazırlamaya başladım yemekte yedikten sonra erken kalkıcağım için erken yattım ve kendimi uykunun derinliklerine bıraktım.***************
Arkadaşlar kitabımın ilk bölümüyle sizlerle beraberim inşallah beğenirsiniz yazım yanlışları için özür dilerim❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Aşk
General FictionBu onların hikayesidi bir o kadar masum bir o kadarda acılıydı her ikisininde hikayesi başka bir acı içeriyordu asya acılarıyla güçlendi toprak ise yaşadıkları ile, kalbi bir taştan farksızdı bir o kadar da yumuşakdı... //\\ //\\ //\\ //\\ //\\...