Sabah ağır bir baş ağrısı ile uyandım. Gözlerimi açabilecek gücüm yoktu. Gözlerimi yavaşça açtığımda toprak başımda dikilmiş bekliyordu ve suratı bem beyazdı
"Toprak mal gibi niye dikiliyorsun kafam zaten yerinde değil yat şuraya bir ya" gözlerimi açıp kapattığımda daha net görüyordum ki toprak çıplaktı yani bunun tişörtü nerde
"Asya bir kalk" gözlerinin içindeki endişe her halinden belli oluyordu.
"Noluyoz toprak yatsana ne kalk diyorsun hem senin üstün nerde ben seni bu halde görmek zorunda değilim" adama bak ya tamam anladık kasların Allah vergisi ama bizde insanız yani
"Gördün zaten görebileceğin kadar" bu öküz ne zırvalıyor yine
"Ne diyim toprak ne ima ediyorsun yine anlamıyorum"
"Kalk artık bir kalk anlayacaksın KALK!!" diye böğürdü adama bak ani bir hareketle yatakta doğruldum kalkmamla birlikte bir şey fark ettim benimde üstümde bir şey yoktu hemen yorganı üstüme çektim
"Noluyoz lan" dedim ani bir şekilde yorganı kaldırdığımda gördüğüm manzara ile dünyam başıma yıkıldı. Biz dün akşam ne yaptık oha benim üstümde hiç bir şey yoktu.
Gözlerimi kapatıp yorganın hepsini üstüme çekip banyoya gittim. Yorganın üstümden düşüşünü izleyip banyoya girdim. Biz dün gece nasıl yani ben ve toprak ben istemeden ve bilmeden ilkimi böylemi yaşadım. Gözlerimdeki yaşlar su ile beraber akarken artık derim kırışmaya başlamıştı. Havlumu üstüme sarıp kapıyı açtım toprak üstünü değiştirmiş yatakta oturmuş yere bakıyordu onun suçu değildi benim de suçum değildi sadece biz biz değildik başımın ağrısından ne kadar içtiğimiz anlayabiliyorum.
Sonra gözüm çarşafın üstündeki o lekeye takıldı. Gözümden bir yaş düştü. Daha fazla beklemeden dolaptan bir kaç parça bir şey alıp tekrar banyoya girdim. Üstüme aldıklarımı geçirip banyodan çıktım hiç bir şey demeden kapıya yöneldim. Arkamdan çağıran toprağı takmadan yürüdüm bir zaman sonra koştum nereye gittigimi bilmeden ne yapacağımı bilmeden ağlayarak koştum ben ne yapmıştım benim hayallerim vardı ve hiç biri böyle değildi. Ağlıyordum göz yaşlarım görüş alanımı kısıtlasa da koşuyordum. Bir zaman sonra o gün abimin beni getirdiği yere o uçurumun kenarında durdum derin bir nefes alıp kenara oturdum. Gözlerimden yaşlar ardı kesilmeden tekrar tekrar akıyordu. Bir zaman arkamda bir kaç çıtırtı duydum gelmişti işte ben ne diyecektim nasıl yüzüne bakacaktım yanıma biri oturunca kafamı yavaşça o tarafa çevirdim. Gördüğüm kişiyle hem kaşlarım çatılmış hemde şaşırmıştım. Gelen kişi çocukluk arkadaşım yani pek sayılmaz ama selimdi
"Asya sen iyi misin?" diye sordu gözümden akan yasa lanet okuyup
"Bir şeyim yok sadece biraz hava alıyorum" dedim.Topraktan
Ben de istemezdim böyle olmasını ikimizin de isteğiyle olmasını isterdim ama hiç bir şey hatırlamıyordum. Asya koşarak çıkınca bende bende peşinden çıktım evden bize bakanları umursamadan Asya'nın tam arkasından koşuyordum ama o beni fark etmiyordu ara da bir eliyle göz yaşlarını siliyordu hıçkırık sesleri buraya kadar geliyordu.
Uçurumun kenarına gelince oturdu bende ondan uzakta bir yere oturup onu izledim üzülüyordu hiç bir şey yapamıyordum keşke içmesine izin vermeseydim keşke bende o kadar içmeseydim ama keşkeler bir şeyi ifade etmiyor. Ama bir de şu yani var sevdiğim kadın benim olmuştu benim kadınım olmuştu her ne kadar böyle olsa da benim di artık. Asya ağlıyorken yanına bir adam oturdu. Ama ben bunu alırım ayağımın altına sonra düz yatırır ters yatırır bir şey yaparım. Lan o elini sikerim sen kimsin de o siktimin elini asyanın omzuna koyuyorsun lan şimdi bekle sen bir hışımla ayağa kalktım.
Hiç beklemeden omzundan tutup kendime çevirdim. Gözünün tam ortasına bir yumruk geçirdim. Beklemediği bir anda yiyince tabi biraz afalladı bu ben yumruğu basınca tabi bizim Asya'dan bir çığlık
"Ne yapıyorsun sen" bir de onun yanında Allahım ben bunu sikerim
"Ne var lan bu piç kim oluyor da sana dokunuyor lan" sinirden sıktığım yumruklarımın içine uzun olmayan tırnaklarım bile batıyor o kadar sıkıyorum. O piç kurusu ayağa kalkıp Asya'nın yanına gitti
"Tamam ben iyiyim sen merak etme" yakalarına yapışıp
"Lan sen kimsin de merak edecek lan seni sen hala kime dokunuyorsun lan o elinin üstündeki kıllara kadar sikerim seni" diyip kafayı gömdüm yerde iki büklüm yatarken asya bir anda
"Eee yeter be" diye çıkıştı
"Sen hala bu piçin yanında mısın lan bu kim lan" diye bağırdım sesim öyle bir çıkıyordu ki karşıdaki sahadan geri yansıyordu.
"Toprak hep dinlemeden etmeden böyle yapıyorsun yeter artık" diyip o piçin yanına gitti. Onun o daha bana doğru düzgün değmeyen incecik parmakları o piçin yüzüne değdikce ben kuduruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Aşk
General FictionBu onların hikayesidi bir o kadar masum bir o kadarda acılıydı her ikisininde hikayesi başka bir acı içeriyordu asya acılarıyla güçlendi toprak ise yaşadıkları ile, kalbi bir taştan farksızdı bir o kadar da yumuşakdı... //\\ //\\ //\\ //\\ //\\...