Sabah uyandığımda saate bakmak için akşam telefonumu bıraktığım yere baktım ama telefonum yoktu aklıma ilk gelen toprağın telefonumu alması olduğu için bir hışım odadan çıktım. Karşımda sobayı yakan bir adet toprak buldum şöyle bir alıcı gözle baktım da taş gibiydi mübarek bu diye düşünürken toprak
"Günaydın müstekbal karıcığım"
Demesiyle içimden s*kerim yakışıklılığını ya diyip tabikide içimden korkmayın
"Bana bir daha o kelimeyi kullanma dün akşam bir şey demediğim için seni istediğimi falan mı zannettin senle asla EVLENMEM TOPRAK Karabey anladın mı?"
"Asla deme Asya önceden de beni asla kaçıramazsın diyordun ama şu anda benim yanımdasın ve bunu bütün tranzon biliyor belki burda büyümedim ama artık burada benim devrim başlıyor ve sende bu devirde benim yanımda olucaksın bu kadar basit peki sen bunu anladın mı?"
"Anlamadım ve anlamiyacağım"
Dediğimde boynundaki damar şişmişti bile ya lanet olsun ki korkuyorum ya bu halinden
Sonra bir anda bana doğru yürümeye başladı
"Ben sana çok güzel anlatıcağım ama şimdi değil şimdi git odaya birazdan imam gelicek ve benim Allah katında karım olucaksın"
"Hayır asla ve asla senin karın olmayacağım her anlamda"
Diyip odanın kapısını çarparak girdim ben neyi unuttum diye düşünürken telefonum geldi aklıma odadan tekrar çıkıp telefonumu istiyecektim tabikide odadan çıkınca kafasını duvara vuran bir toprak beklemiyordum beni daha farketmemişti ben lafa girdim.
"S.. sen kafan acıyacak hasta mısın yapma şunu"
Ben konuştukça daha da hızlı vuruyor du
"Ya bak Allah'ın öküzü umrumda değilsin ama kafanı şu şekilde vurma toprak yapma şunu mazoşişt misin ya?"
Dediğimde gülmeye başlamıştı
"Gerçekten de hiç umrunda değilmişim he bu arada mazoşişt değilim sen o odadan niye çıktın"
O an aklıma telefonum geldi
"Telefonum onu sen mi aldın?"
"Evet başka kim alıcaktı?"
"Aynen senden başka kimse böyle öküzlük yapmazdı sen de haklısın ama şu telefonumu hemen geri ver"
"Vermiyorum vermezsem ne olur?"
Ya bu ne kadar öküz bir şey ya vallahi
"Ben sana gösteririm ne olucağını?"
Diyip üstüne yürümeye başladım ama öküz hiç istifini bozmuyordu tam karşısına geçip durdum ve bir anda konuşmaya başladı
"O günkü gibi elinde levye yok laz kızı şimdi ne yapıcaksın yada ormandaki gibi vurup mu kaçıcaksın ama şunu söyleyeyim burdan araba geçmez sıkıntı bu"
"Ben sana gösteririm şimdi sıkıntıyı" diyip vurmaya başladım ama o hiç oralı olmuyordu hatta benim elim acıyordu bile denilenebilir biz o haldeyken içeri baran'ın abisi yengesi ve kardeşi girdi evet rezil oldum diye düşünürken toprak konuşmaya başladı
"Yenge Asya'yı al ve hazırla Kübra sende yardım et"
O sırada hiç durur muyum
"Ben hiç bir şeye hazırlanmıyorum" toprak sanki beni duymuyordu
"Yenge al ve git hazırla dedim sana"
Yengesi kolumdan tutarak beni odaya soktu kadın iyi birine benziyordu ama değildi sanırım. Yanında getirdiği poşetten beyaz tüllü bir elbise ve beyaz bir şal çıkartıp
"Giyin hadi şunları"
"Giyinmiyorum"
Diyince beni tuttu ve yatağa oturttu sonrada kendi karşıma oturdu
"Bak asya anlıyorum böyle bir evlilik istemiyorsun ama olmak zorunda berdel meselesi bu ve seni almak zorundayız şimdi zorluk çıkartma ve bunları giy"
"Ya hayır siz kimi alıyorsunuz malmıyım bende alıp veriyorsunuz abilerim ve dedem buna asla izin vermiyecekler" dediğimde bana iyicene yaklaşıp
"Bak asya siz dün akşam burda toprakla beraber kaldınız şuan yani aranızda ne geçti bu bir şey farkettirmez ama bütün Trabzon senin toprağın o anlam da karısı olduğunu düşünüyor o yüzden abilerin yada deden seni alamaz çünkü iki aile arasında kan çıkar anladın mı şimdi zorlaştırma ve giyin"
"Evet kan çıkacak abim toprağı garanti öldürecek bu bir kesin ve ben giyinmeyeceğim" o sırada kardeşi Kübra lafa girdi
"Bak yenge yani asya abla zorlaştırma ve giyin artık lütfen tatsızlık çıkmasın sen kendi rızanla giymezsen emin ol abim gelir ve giydirir o yüzden bence giyin"
Haklıydı tamam buna katlanamazdım bir şey demedim sadece kaş gözle çıkın işareti yaptım onlar gidince giyindim ve salımı takıp yatakta oturarak bekledim iki dakika sonra toprak içeri girdi çatık kaşları normale döndü ama hala duygusuzdu öküz
"Hazırsan kalk hoca bekliyor"
İçimden üç kez öküz dedim
Sonra bir şey demeden içeri geçtim imam oturmuş bir tarafında Kübra yanında yengesi oturuyordu diğer tarafta iki minder orası da bizim içindi imam beni görünce
"Gel otur kızım" diyip yanını gösterdi gidip gösterdiği yere oturdum toprakta yanıma oturdu. Hoca okudu ben dinledim şuan bu öküzün karısı olucaktım resmen hoca bana dönüp ettinmi diye sordu birşey demedim sonra toprak koluma vurarak sanki duymamışımda onun için haber veriyormuş gibi hoca sorusunu yineledi
"Ettin mi"
"Etmedim" dediğimde toprağın abisi bana siyahlarını dikerek
"Asya doğru cevap ver zaman kaybı yaratma boşu boşuna"
"Ben gayet doğru cevap veriyorum ben evlenmek İSTEMİYORUM" diyip kalkıyordum ki toprak kolumdan tutup
"Otur şuraya ve cevap ver asya sana sadece adet icabı soruyoruz hayır demen bir şeyi ifade etmez otur şuraya" dedi ve oturdum bir şey ifade etmezmiş falan sonra hoca tekrar sordu
"Ettin mi"
Ben yine cevap vermedim toprak kolumu sıktı ve bu cevap ver demekti daha çok bu acıya katlanamazdım ve
Sesim titreyerekte olsa
"Ettim"
"Ettin mi"
"Ettim"
"Ettin mi"
Tam tekrar ettim diyecektim ki toprak sinirle
"Hadi hoca yeter ettim dedi ya uzatma işte" diye tısladı
Hoca tövbe çekerek devam etti ve aynısını toprağa da sordu toprak üçüncüde sabır dileyerek ettim diyince diyince hoca bana dönüp
"mehir olarak ne istiyorsun kızım"
"Ne"
İmam açıklama yaparak
"Sen şimdi kocandan bir şey istiyeceksin"
Dediğinde toprağa döndüm
"Tövbe çekip beni bırakmasını" diyince Kübra kikirdedi ama ben gayet ciddiydim toprak kahverengi lerini gözümün içine bakarak
"Asya haddini aşma ne istiyorsan iste çabuk ol"
"Ben istediğimi söyledim ve haddini aşmadım" diyince imam araya girdi "kızım ben neler isteyebiliceğini soyliyeyim ben altın isteyebilirsin ev yat gemi bu tür şeyler"
"Benim bu adamdan bir isteğim yok bunun parasına da ihtiyacım yok istemiyorum bir şey" yanımda toprak resmen böğürdü
"Asya"
"Ne var ne istemiyorum bir şeyini" dediğimde toprak imama dönerek
"İstemiyor bir şey geç sen hadi" dediğinde imam
"Öyle kabul olmaz ağzından ne istediği çıkmak zorunda" ben boş boş etrafa bakıyordum umrumda değildi sonra Kübra konuştu
"Yenge kilon kadar altın iste" sonrada yengesi de onay verdi ve
"Aynen altın iste zaten çok kilolu da değilsin " dediğinde iyicene sinirlendim
"Ya ben diyorum ki evlenmiyeceğim siz bana altın diyorsunuz"
Dediğimde toprak bana döndü ve
"Hemen şuan ne istersen iste ve eve gidelim geç kaldık dedim sana"
Hiç bir şey demedim kolumu sıkıp adımı bağırınca içimden ölmeni diye geçirsem de
"Altın" diyebildim sadece sonra hoca dönüp ne kadar diye sorunca sinirlendim ve bağırdım
"Umrumda değil ne kadar olucağı zaten alsa da umrumda olmiyacaktı"
Toprak imama bağırarak
"İki katı kadar" dediğinde resmen beni altınla değer biçiyordu öküz hoca dua ettikten sonra imam abisi yengesi ve kardeşi gitmişti evde onunla yanlız kalmıştık üzerimi değiştirip yanına gittim
"Burda daha ne kadar duracağız"
"Yarın sabah gideceğiz bir gece daha kalıyoruz çünkü karım olduğunu daha iyi anlasınlar diye"
Diyince ondan daha da tiksinmeye başlamıştım
"Senden tiksiniyorum hatta nefret ediyorum senin hiç bir zaman karın olmıyacağım anladın mı dışardakilerin ne düşündüğü umrumda değil ASLA SENİN KARIN OLMIYACAĞIM"
Toprak oturduğu yerden kalkarak
"Bir daha asla ASLA DEME ANLADIN MI bugünde asla evlenmem diyordun ama şuan Allah katında karımsın bunu kafana sok sana sırf dokunmuyorsam insanlığımdan zorlama beni ve git yat ve yarın olucaklara kendini hazırla"
"Biliyor musun şuan senle burda tartışabilirdim ama değmezsin hani insanlığımdan diyorsun ya sen insan falan değilsin yarın olucaklara hazırım olucak belli abim canını alıcak ve ben kendi yoluma bakıcağım" diyince toprak güldü vallahi öküz bu odun saf yontulmamış oldun hemde kalktı ve yanımdan geçerek sobaya bir kaç adım attı bende kapıya yöneldim ve tam giricekken döndüm ve
"Bir dahaki ne kendinide at sobaya sende odunsun nede olsa hemde yontulmamış en azından bir işe yararsın" diyip odaya girdim içerden bağırış sesi geldi ama umrumda değildi gece yatağa yatıp da hayatını sorgulayan insanlardan değildim ve hiç bir şey düşünmeden uykuya daldım.********************
Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna daha geldik izlenmeler varken beğeniler çok az eğer hikayemi beğenmiyorsanız beğenin çünkü az olduğunda yazmak içimden gelmiyor bir dahaki bölümde görüşmek üzere :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Aşk
General FictionBu onların hikayesidi bir o kadar masum bir o kadarda acılıydı her ikisininde hikayesi başka bir acı içeriyordu asya acılarıyla güçlendi toprak ise yaşadıkları ile, kalbi bir taştan farksızdı bir o kadar da yumuşakdı... //\\ //\\ //\\ //\\ //\\...