'İyi ki'

1.8K 75 22
                                    

Sabah uyandığımda içimde büyük bir korku vardı sebebini bilmediğim bir korku vardı. Tam kalkacaktır ki dedem odaya girdi
"Günaydın kızım"
"Günaydın dedeciğim"
"Kızım seninle bir şey konuşacağım"
"Buyur dinliyorum dede"
Dedemin sesi düşünceliydi
"Kızım sen bu toprakla evlenmek istiyor musun bak bizim için korkma gerek yok" dediği şeyle afallamıştım.
Ama dedeme demeliydim
"Dede bak dedem ben sizin için herşeyi yaparım istemediğim biriyle bile evlenirim toprakla konuştum dediklerinde haklıydı eğer ben kabul etmezsem kan çıkacak ve bu sizde olabilirsiniz bu yüzden dedem ben sizin için o adamla evlenirim" dedem bir şey demedi sadece sarıldı bende sarıldım ağlamaya başlamıştım bile dedem yüzümü ellerinin arasına aldı ve
"Kızım benim canım kızım biliyorsun sen benim torunum değil kızımsın senin mutlu olman en iyisi eğer o sana zarar verirse bil ki bende ona zarar veririm tamam mı şimdi abinler uyanmadan git ilk başta kızarlar ama seni kabul ederler tamam mı benim canımın içi"
Sarıldım ağlıyordum hiç bir şey demedim haklıydı bir çantaya bir kaç parça eşya aldım ve evden çıktım arabaya binince Eve dönüp bir baktım özlicektim burayı daha fazla beklemeden arabayı çalıştırdım hedef Karabey konağı.

Ev baya büyüktü arabadan inip kapıya geldim korumalar vardı beni görünce şaşırdılar sonra kafalarını eğip kapıyı açtılar avluda bir sofra kurulmuştu Mahmut dede Emine babaanne Kübra yenge abisi ve kardeşi baran vardı beni görünce Mehmet dede hariç hepsi ayağa kalktı gözüm toprağı aradı ama yoktu merdivene baktığımda kollarını katlayarak aşağı iniyordu ilk masaya baktı sonra onların hepsi bana baktığı için oda onların baktığı tarafa baktı ve göz göze geldik. Ne kadar öyle bakıştığımızı bilmiyorum ama kendime gelme sebebim kübranın sarılmasıydı. 
"Yenge hoş geldin"
"Hoşbuldum ben şey için gelmiştim" burun çektim gözlerim dolmuştu lanet toprağa bakarak
"Ben kabul ediyorum evlenmeyi" dedim sadece sonra babaannesi yanıma geldi bu kadın çok tontişti benim çocukluğumu bilirdi
"Asya kızım gel otur kahvaltı edelim" bir şey demedim kolumdan tutarak beni masaya oturttu kalktım Mehmet dedenin elini öptüm babaanneninde elini öptüm yengeme abisine ve diğerlerine selam verdim toprak kabul ediyorum dedigimden beri hareket etmemişti inmemi indi acaba diye merak ediyorken yengesi
"Toprak iyi misin inmemi indi gelsene otur masaya" sanki uyuyormuş da yeni uyanmış gibi kendine geldi ve yanıma oturdu mehmet dede konuşmaya başladı
"Kızım seni abinler nasıl yolladı"
"Haberleri yok Mehmet dede ben sabah çıktım geldim en iyisi bu çünkü"
"İyi yaptın kızım sen konuşursun onlarla sonra da düğünü yaparız" dediği şeyle öksürmeye başladım ne düğünü bir durun yani sonra toprak eline suyu aldı ve bana uzattı
"Asya iyi misin"
Merak etmeyin bardağı veriyorken elimiz falan değmedi (◔‿◔)
Sonra baya sohbet etmeye başladım baran çok iyiydi Kübra zaten iyiydi yengesi çiçek abla bile iyiydi aslında abisi Burak abide ilk başta sinirli bir yapısı var ama oda iyi birisiydi gülmeye başlamıştım hatta öküzle bile iyi anlaşıyorduk sonra kapıdan sesler gelmeye başladı ve bir silah sesi sonra bir an toprağa baktım oda bana baktı kafasını sallayıp çiçek ablaya baktı
"Yenge Asya'yı yukarı çıkart Kübra sende "
Yengem yanıma gelip beni aldı ve yukarı çıkarttı merdivenlerden çıkıyorken toprağa baktım yüzü gerilmisti belindeki silahı tutuyordu sonra yengem elini omzuma koydu
"Korkma her şey düzelecek" cevap vermedim sadece hafifçe gülümsedim sonra toprağın sesi geldi
"Açın kapıyı"
Odada üçümüz oturmuş dua ediyorduk sonra odaya babaanne girdi yanıma oturdu ve
"Korkma kızım toprak kimseye zarar vermez"
Tamam biraz rahatladım
"Ama abim verir" dedim sadece sonra yengem konuşmaya başladı
"He sen toprağı düşünüyorsun anladım ben seni" bişey demedim korkuyordum zaten sonra dışardan bir silah sesi geldi hepimiz bir ağızdan hih dedik ağlıyordum hıçkıra hıçkıra hemde sonra kapı açıldı içeri toprak girdi
"Asya gel" dedi ikiletmedim merdivenin başına geldiğimde aşağı baktım kimse yaralanmıştı içimden bir oh çektim yavaş yavaş indim. Aşağı indiğimde abimin elinde silah vardı nefes alış verişlerim hızlanmıştı abim yanıma geldi yere bakıyordum
"Asya gözüme bak"
Dedi yavaş yavaş kafamı kaldırdım
"Asya sen buraya niye geldin"
Dedi aha şimdi ne dicektim
"Abi bak zorlaştırmayalım herkesin iyiliği için ben kabul ediyorum" dedim zorlanarak ta olsa arkadan Aras abim geldi
"Güzelim zorla mı dedirtiyorlar sana bak bizi düşünme her zaman böyle yapıyorsun biraz da kendini düşün"
"Düşündüm abi ben kabul ettim ve bu eve geldim sizde zorlaştırmayın daha fazla" dedim sesimin kırılmasını engelleyerek sonra toprağın abisi Burak abi
"Karamanlar duydunuz gelinimizi aldık 2 gün sonra düğün olucak haberiniz olsun" diyince abim gözümün içine baktı bişey demeden çıktı o çıkınca kapıyı kapattılar olduğum yere çöktüm iç çeke çeke ağlıyordum toprak yanıma geldi
"Ağlama daha fazla gel odaya çıkalım dinlen biraz" bişey demedim konuşmaya mecalim yoktu
"Yürüyebilecek misin" dedi bişey dememe izin vermeden beni kucağına aldı bende kafamı boyun girintisine soktum of bu öküz çok güzel kokuyordu bir girdik misafir odasıydı muhtemelen beni yatırdı
"Biliyorum yaşadıkların çok zor ama geçicek elbet bir gün abin seni affedecek emin ol bundan"
Dedi gözlerimi kapattım ve baş ağrısıyla kendimi karanlığa bıraktım

**************************
Uyandığımda aşağı indim oturma odasından gülme sesleri geliyordu yanlarına gittim beni görünce sustular bende onlara gülümsedim  Kübra ve toprağın arasına oturdum sonra Mehmet dede konuşmaya başladı
"Kızım sen abinleri takma deden onlarla konuşur gelicekler eminim ben buna"
"Bilmiyorum Mehmet dede Aras abim ve dedem affeder de arda abimi bilmiyorum"
"Affeder elbet kızım ben sizin çocukluğunuzu biliyorum abin seni hep korurdu o yüzden böyle davranıyor neyse siz birbirinizi hatırlıyor musunuz?"
Dediği şeye şaşırmıştım toprakta öyle birbirimize bakıyorduk sonra babaannem konuşmaya başladı
"Oğlum hatırlıyor musun İstanbul'dan gelmiştin iki günlüğüne abin baran Kübra dere kenarında oynuyormussunuz da o sıra da yanınızdan bir kız çocuğu geçmişti sen kıza uylamıştın sonra o da seni dereye itmişti sudan çıkmış balık gibi eve gelmiştin işte o kız Asya" dediği şeyle çok şaşırmıştım demekki bay öküz küçükken de gıcıkmış
"He sen o gıcıksın" dediğim şeyi yeni anlamıştım ki
"Şey yani o çocuksun huyların hiç değişmemiş" bu dediğime Mehmet dede dahil herkes gülüyordu toprak bile sonra o konuştu
"Evet senin de bazı huyların hiç değişmemiş aynı o zaman ki gibi dik başlı ve inatsın" dediği şeye bir şey demedim tartışmak istemiyordum sonra çiçek abla konuşmaya başladı.
"Evet elticiğim yarın alışverişe çıkıyoruz alınacaklar var haberin olsun" sonra babaannem konuştu
"Evet gelinlik falan alınacak kına ister misin asya kızım" hep hayalimde vardı kına yakmak o kırmızı duak altında ağlamak ama istemiyordum
"Yok gerek yok babaanne" sonra Mehmet dede konuşmaya başladı
"Emine babaannene babaanne diyorsun da bana niye Mehmet dede diyorsun dede demen yeterli"  dediği şeye sevinmiştim gülümseyerek
"Peki dede"

Akşam boyunca oturmuş sohbet etmiştik toprağın bakışları hep üzerimdeydi bu hoşuma gitmişti sonra dedem
"Hayde kalkın yatalım yarın kadınların işleri var bizde şirkete gideceğiz herkese hayırlı geceler"
Gülümseyerek bende iyi gecelr dileyip yukarı çıktım odaya girdikten sonra kapı tıklandı içeri toprak girdi
"Asya ben teşekkür ederim herşeyi zorlaştırmadığın için ve ne olursa olsun aileme iyi davrandığın için"
"Böyle konuşma toprak önemli değil onlar benimde ailem sayılır teşekkür etmene gerek yok" sonra bana baktı öyle bir bakıyordu ki ayaklarım titredi. Sonra bir sarıldı yaptığı şeyle afallamıştım sonra kulağıma eğilip
"iyi ki.." dedi ve gitti arkasından iyiki ne lan iyi ki ne diye bağırmak istesem de demedim. Yatağa yattım bugün ki olanları sindirmek istercesine kendimi karanlığın içine bıraktım.

*****************

Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik
Beğenmeyi ve yorum atmayı unutmayın
(。♡‿♡。)

Zorunlu AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin