Sabah uyandığımda hiç beklemediğim bir şekilde uyandım nasıl mı toprakla birbirimize koala gibi yapışmıştık tamam ben dağınık yatan biriyim ama bune yani benim bacağım toprağın üstünde onun bir benim bacaklarımın arasında ben onun göğsünde yatıyordum düşünmeyi bırakıp kalkıyordum ki toprak uyanmaya başladı bende yatmaya devam ettim doğrusu merak etmiştim bana kızıcak mı yoksa yatmaya devam edecek mi?
Sonra başımda bir el hissettim saçlarımı okşuyordu sonra yanağıma bir öpücük kondurdu ve
"Sonunda..sonunda seni buldum ve seni asla bırakmayacağım"
Dedi ve yanımdan yavaşça kalktı ve üstümü örttü bende kapıyı kapatıp çıktı kapının sesini duyunca hemen kalktım oha o ne dedi seni buldum dedi bırakmayacağım dedi oha oha beni nasıl buldu o kimdi toprağı çok tanımam 23 yaşında küçükken çok gelmezdi buralara bir kere gördüm oda dere kenarında küçükken bile çok yakışıklıydı üstümü değiştirip toprağın yanına gittim.
Mutfak ve oturma odası birlesikti mutfağa baktığımda toprak kahvaltı hazırlıyordu beni daha görmemişti. Kuymak yapıyordu yani mıhlama yapıyordu bense kapıya yaşlanmış onu izliyordum. Kuymağı tavadan alıp tabağa koyucaktı ki
"Tabağa koyma tavada yiyebiliriz"
Bir an konuşunca korktu ve parmağı tavaya değdi ve ağzından bir inleme çıktı hemen yanına koştum.
"Toprak bakiyim iyi misin gel suya tutalım"
O ise durmuş bana bakıyordu
"Toprak bakmasana aval aval kalk dedim ben mi kaldırayım seni kalk"
Dedik o ise
"Tamam sadece ucu değdi önemli deil merak etme"
"Ne önemli değili toprak kıp kırmızı olmuş kalk suya tut elini" hala kalmadı bende bağırarak
"Sağır mısın kalk!"
Sonra hemen ayağa kalktı ve elini suya tuttu sonra bana dönüp
"Bak iyiyim bir şey yok ama acıyor belki sen öpersen geçer öpsene bir kere" bide otp diyor ya
"Senin hiç bir şeyin yok toprak otur masaya ben getiririm yiyecekleri" dedim toprakta dışarı çıktı evet yemeği dışarda yiyeceğiz orda çardak varmı ama ben hiç görmedim.
Tepsiye tavayı peynir zeytin bir kaç bir şey koyduktan sonra dışarı çıktım ama toprak yoktu arka tarafa baktığımda bir dakka burası çok güzel burda bir göl var yanında bir masa ve gölün üstünde bir salıncak gülümseyerek masaya ilerledim tavayı ortaya koydum çayları da doldurduktan sonra yemeğe başladık. Yemekten sonra ben hemen salıncağa koştum toprakta peşimden geldi.
Yavaşça oturdum toprak beni sallıyordu ve şuan çok güzeldi ve ikimizde sebebsizce gülüyorduk.
Sonra bir anda toprak salıncağı durdurdu. Biraz böyle bekledik nefesini sırtımda hissediyordum bir anda arkamı döndüm ve toprakla burun buruna geldik öylece birbirimize bakıyorduk ne ben ondan nede o benden ayrılıyordu bir anda hiç beklemediğim bir şey yaptı dudaklarıma yapıştı bense öylece duruyordum ne itiyor ne de karşılık veriyordum. Biraz daha öyle kaldıktan sonra benden ayrıldı ve hiç bir şey demeden çekip gitti bende arkasından baka kaldım .
Biraz sonra kendime geldim kendime sinirlenmiştim niye bir şey yapmadım öylece kaldım diye kendi kendimi yiyordum.
Sonra kalktım masayı toplayıp eve gittim toprak salonda oturmuş öylece duvara bakıyordu ona bakmadan mutfağa geçtim sonra arkamdan toprak böğürdü resmen bende korkudan yerimde hopladım. Evet korkmuştum hemde bayaTopraktan
Ben orda onu denemiştim belki belki birazda olsun bana bir şey hisseder diye ama o öylece kaldı hiç bir şey yapmadı ne itti ne de karşılık verdi. Eve gelince kendimi tutamadım sinirden sesim yüksek çıkmıştı ve Asya'da korkmuştu
"Neden!" Diye bağırdım
"Ne neden bağırma bana" anlamazlıktan geliyordu
"Anlamazlıktan gelme asya" dedim yerimden kalktım ve üstüne yürüdüm o ise korkarak geri gitti duvara gelince iki kolumu başının yanına koyup duvarla aramda sıkıştırdım
"Niye he niye hiç bir şey yapmadın itmene bile razı iken ben sen niye öylece durdun he!" Dedim yine bağırarak
"B..ben ne yapacağımı bilemedim itemedim seni ve bağırma bana korkuyorum!" Dedi bağırarak evet sesi titremesinden belliydi korktuğu
"Tamam bağırıyorum anlat" dedim
"Anlatacak bişey yok toprak çık şuradan" bide yok diyor
"Var! Var lan var niye itmedin niye karşılık vermedin niye cevap ver"
Dedim çokta bağırma dan
"Sanane tamam mı sanane git başımdan" dedi ve kolumun altından geçerek odaya kaçtı ve kapıyı kitledi ben mi ben kapıyı yumrukladım ama açmadı bende kapıyı hızlı bir şekilde kapatıp dışarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Aşk
General FictionBu onların hikayesidi bir o kadar masum bir o kadarda acılıydı her ikisininde hikayesi başka bir acı içeriyordu asya acılarıyla güçlendi toprak ise yaşadıkları ile, kalbi bir taştan farksızdı bir o kadar da yumuşakdı... //\\ //\\ //\\ //\\ //\\...