3|💫

5.4K 465 199
                                    

Keyifli okumalar 💫

"Alice yabancı değil, o'na anlatabiliriz." demiştim Hoseok'a bakarken.

Bana emin misin dercesine baktığımda, başımı bir kez eğip kaldırdım.

"Ne oluyor, Bella?" derin bir nefes alıp dudaklarımı ıslattım.

"Babam kalp krizinden değil, zehirden ölmüş Alice. Biri o'nu zehirlemiş. Kim olduğu aşikâr, fakat bunu kanıtlamamız lazım."

Alice şaşkınca kaşlarını havalamdırıp bana bakmıştı, açıkta kalan ağzını eliyle kapatıp bir süre öylece durdu.

"Emin misin, Bella?" başımı salladım.

"Bu Hoseok, babamın ölümüyle ilgilenen dedektif. Kendisi bizzat söyledi." Hoseok'a baktığımda başını salladığını gördüm.

"Bu nedenle bizimle kalacak, ve sevgilim olarak tanıtacağım. Ama sen bir daha ifadeni versen iyi olur, belki gözden kaçırdığımız bir şey vardır." Alice başını sallayıp, ayağı kalkmıştı.

"Şimdi aşağıya inip Hoseok'u tanıtma vaktimiz." yataktan kalkarak banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım.

"Başaracaksın." demiştim aynamda ki yansımama bakarken.

Birinin yanımda durmasına ihtiyacım vardı, fakat biliyordum ki bu yolda yalnızdım.

Banyodan çıkarak aşağı inmiştim.

Alice herkesi toplamıştı salona.

"Ne bu tantana?" Ellie'ye ifadesizce bakmıştım bir süre, nefret ediyordum bu gereksiz dörtlüden.

"Sizin gibi gereksizlere haber verme gereksimi duymamıştım, fakat evde görürsünüz yanlışlıkla sorgularısınız ve sinirlerimi bozarsınız diye tanıtıyorum.

Bu sevgilim Hoseok, bunlarda.. Alice, Jungkook ve gereksiz tayfa." demiştim Ellen'in yüzüne bakarken.

Acı çeksin istiyordum, beni anlayana kadar acı çeksin.

"Sevgili mi? Babanın ölümünü mu bekledin bunun için? Helal olsun ne diyeyim." demişti Ellen berbat oyunculuğu ile.

Sinirlerime hakim olamayıp üzerine gidecekken Hoseok elimi sıkıca kavrayıp gitmemi engellemişti.

"Babasına söylemek için uygun zamanı bekliyorduk, fakat hesapta olmayan bir şey çıktı. Hepimiz üzgünüz, fakat böyle bir birimizi kışkırtarak yok edemeyiz üzüntümüzü." başımı sağa eğip Ellen'in yavaş yavaş moraran yüzünü zevkle izlemiştim.

"Saçmalık.." Ellen kızlarını da peşine takıp yukarıya çıkmıştı, Edward ise dik dik bize bakmakla meşguldü.

Sanırım zorlu bir süreç olacaktı..

23:45

"İçinde kopan fırtınaya nazaran çok sakin gözüküyorsun."

Bakışlarımı laciverte boyanmış, yıldızlarla süslenmiş gökyüzünden çekerek sağımda duran Jungkook'a çevirdim.

Elinde ki iki kupadan birini bana uzattığında alıp ellerimi bardağın etrafına sardım. Üşümüştüm.

Evemize geleli ya bir ya iki gün olmuştu ve sürekli benimle konuşma girişiminde bulunuyordu.

Açıkcası biriyle konuşmaya ihtiyacım vardı, fakat bu Jungkook muydu bilemiyordum.

"Ortalığı yakıp yıksam ne faydası olacak? Babam geri gelecek mi?" bakışlarını benden çekerek başını eğmiş ve iki yana sallamıştı.

revenge ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin