Keyifli okumalar 💫
"Şirkette afişi asılı olan, intihar eden adam..
O gün mezara gitmiştin.. Ve kasanın şifresi 9511, yani 09.05.2011 Adam Jones'in ölüm yılı." demiştim şaşkınca, peki bu adam kimdi?
"Her zaman dikkatli bir kız oldun, bravo!" demişti gülerken, fakat gülüşü tekin bir gülüş değildi.
"Adam Jones ile babamın ne alakası var, Ellen?" alayla gülerek başını eğip bir süre öyle durmuştu.
"Senin o baban yüzünden benim kocam intihar etti, Benim Adam'm intihar etti, öldü. Beni bir başıma üç çocukla çaresizce bırakıp gitti. Sebebi o lanet şirket!" demişti avazı çıktığı kadar bağırıp bir kaç adım bana doğru gelerek.
"Sadece bize bakmak için para kazanmak istiyordu, istediği şey emeğinin karşılığıydı. Ama patronu o'nu kandırarak aylarca parasını vermedi, hep erteledi ve en sonunda şirketin durmu kötüye gittiği için kovdu. Yoksulduk, ve tek gelir kaynağımız biricik Adam'mdı.
Kovulduğu gece.. Kovulduğu gece bir mektupla veda etmişti bize..
Mektup da işe yaramaz biri olduğunu ve bize bakamayacağını anladığını, bu yükü kaldıramayacağını yazmıştı. Mektubun üzerinde bir kaç damla kanı kalmıştı sadece, o'ndan bize kalan tek şey bir kaç damla kanına bulanmış o mektuptu..
"Baban yüzünden, hepsi o canı cehenneme baban yüzünden oldu! Şimdi belki de Adam ile çok mutluyduk.." sağlıklı gözükmüyordu, hareketleri çok.. Deliceydi.
Dumura uğramışcasına hüzünle gülüp dengemi kaybederek geriye doğru bir adım atmak zorunda kalmıştım.
"Ellen, babam şirketi eline alalı 6 yıl oluyor.. O şirketi hayata döndüren babamdı, 6 yıl öncesinden öncesini bilmiyordu.." demiştim çaresizce, yanlış anlaşılmaya mı kurban gitmişti benim babam..?
"Yani babam 2012 yılında o şirketi sahibinden satın aldı, kocan intihar ettikten sonra.. O patron, acımasız ve pezevenk patron benim babam değildi! Ve sen sürtük hiç bir bok bilmeden babamı zehirledin! Öldürdün o'nu!
Seninle sevdiği için değil, zor durumda olduğun için evlenmişti o adam. Nasıl yaptın bunu o'na..?" Ellen kaşlarını havalandırıp bana bakmıştı bir süre.
"Yalan söylüyorsun.." dolan gözlerimle başımı eğip bir süre bekledim.
Sakin olmam imkansızdı, çıldırmak üzereydim. Sinirden saçımı başımı çekerek bağırmak istiyordum.
"Suçsuzdu, babam suçsuzdu.. O'nu öldürdün, sikeyim bir yanlış anlama yüzünden o'nu benden aldın!" yutkunarak yumruklarımı sıkmış ve burnuma çekerek dudaklarımı ıslatmıştım.
Ardındansa sinirle Ellen'e doğru yürümeye başladım, Jungkook kolumu tutup beni durdurmaya çalışmıştı fakat kurtulmam kolay olmuştu.
Hızla yürüyüp Ellen'ın karşına geçtim ve indirdiği silahı elinden almıştım.
"Uzak dur Jungkook." silahı kaldırıp Ellen'a doğrultum.
Başını eğmiş sessizce ağlıyordu, siktiğimin delisi hiç bir boku araştırmadan yapmıştı her şeyi!
Burnumu çekerek dişlerimi sıkmıştım sinirle.
"Seni öldüreceğim.." sinirle sık sık nefesler alıp vermeye başladım, demgem kalmamıştı artık.
"Güzelim sakin ol, yanlış bir şey yapma sakın. Yalvarırım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
revenge ° jjk
Fanfiction~Tamamlandı~ "Nasıl?" derin bir nefes alıp devam etmişti. "Nasıl izlediğin manzaradan daha güzel olabilirsin...?"