13|💫

3.4K 341 174
                                    

Keyifli okumalar 💫

"Teşekkürler."

Depodan çıkarak dışarıda ki arabaya binmiştim, sonunda zehri satan adamla yüzleşmeye gidiyordum.

Tekrar maskemi ve şapkamı takarak cama çevirdim başımı.

Bay Hyun yaralı olduğu her halinden belliydi, kızını kaybettikten sonra gözlerinde ki ışık sönmüş gibiydi.

Bunu kızından bahsederken parıldayan gözlerinin başka şeyler konuşurken öyle parlamadığını gördüğümde anlamıştım.

Gözlerinden belli oluyordu ne kadar yorgun ve kırgın olduğu. Aslında o'nu anlıyordum. Canından bir parçası kopmuştu, benim gibi..

Yutkunup heyecandan titreyen ellerime bakmıştım. Bugün belki bende ölecektim, ama umrumda değildi.

Gözüm hiç olmadığı kadar kararmıştı, hatta adalete teslim etmek yerine öldürmek bile gelmişti aklıma.

Fakat bunu yapsam kurtluş olurdu o'nun için, bir iki dakika içerisinde son bulurdu acısı.

Araba durduğunda etrafıma bakınmıştım, Bay Hyun'un olduğu yere nazaran burası bomboştu.

Kimse yoktu.

Sadece büyük bir depo vardı, yerler kumla kaplıydı.

Arabadan inerek yutkunmuş ve bir süre öylece depoya bakaklmıştım.

Ardındansa derin bir nefes alarak kararlılıkla yumruk yaptığım elleri sıkarak yürümeye başladım.

Deponun kapısını geldiğimde yavaşça açarak içeri bakmıştım.

"Kimsin?" gelen sesle kapıyı iyice açarak içeri girmiştim.

"Ne istiyorsun?" bir an kaşları çatılmış ve beni baştan aşağı süzmüştü.

"Oo, minik kuzu kendi ayaklarıyla eceline mi geldi?" ardından arkasını dönerek adamlarına kaş göz işareti yapmıştı.

"Etrafı arayın." ardından tekrar bana çevirmişti bakışlarını.

Bense derin bir nefes alarak şapka mı ve maskemi çıkartmıştım.

"Derek sen misin?" gülerek başını sallamış ve bana yaklaşmaya başlamıştı.

"Aslında yazık olacak, oldukça etkileyici ve güzel bir kızsın." işaret parmağını çenemin altına koyarak başımı biraz yukarı kaldırmıştı.

"Konuşmak için geldim." tek kaşını havalandırıp hayretle dudaklarını aşağı sarkıtmıştı.

"Biraz vakit ayırabilirim, evet. Güzelliğin için." başını sallayarak ellerini beline sabitleyip gülerek bana bakmaya devam etti.

"Ellen'a Risin zehrini sen sattın değil mi?" kaşlarını çatıp düşünmeye başlamıştı.

"Şu saçı kalıp gibi olan sarışın kadın mı? Evet ben sattım zehri, baya ballıydı ama."  derin bir nefes alıp sakin olmaya özen gösterek konuşmuştum.

"Bak, o kadın babamı öldürdü. Senden sadece bir şey rica ediyorum, mahkemede tanıklık etmen?" bir süre ifadesizce bana bakmıştı.

Ardından güldü, gülüşü genişledi, ve bir süre sonra kahkaha atmaya başladı.

"Bunu yapacağıma inanıyor musun?" konuşacağım sırada önüme bir beden geçmişti.

Derek elini silahına atıp Jungkook'a bakmaya başladı.

revenge ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin