Dimitri karşı daireye taşınalı 2 hafta oldu, ilk günlerde kendisine biraz ön yargılı yaklaştığım doğru ama bunun sebebi kötü biri olduğunu düşünmem değil gördüğüm rüyaydı. Alışmam biraz zaman aldı tabi daha sonra iki iyi arkadaş olduk. Bu arada işe alındım yani idare edebileceğim bir işim var artık. Pastane sahil kenarında olduğu için geceleri yürüyüş yapmaya çıkan insanlar uğruyor genellikle onun dışında fazla çalıştığını söyleyemem. Saat 8'e gelirken artık işe gitmem gerektiğini anladım günlük hazırlığımı yapıp çıkıyordum ki kapı çaldı. Açtığımda Dimitri'yle karşılaştım.
"Selam!" neşeli bir hali vardı ve elinde iki bilet duruyordu.
"Selam, bir yere gidiyorsun galiba."
"Hayır yani evet işe gidiyordum aslında, bir sorun yoktur umarım."Bir an ne diyeceğini düşündü daha sonra eline bakıp gülümseyerek bana döndü. "Yarın bir işin yoksa eğer benimle konsere gelmek ister misin diye soracaktım" Konser mi? Tabii ya yarın Giannis Ploutarxos'un konseri vardı. Yarın izinliyim herhangi bir planım da yok Dimitri'yle vakit geçirmek de oldukça eğlenceli gitmemem için bir sakınca yok bence.
"Neden olmasın? Yarın izinliyim ve başka planım yok. Sana eşlik etmek isterim." Diyip gülümsedim. "Bunu duyduğuma çok sevindim o zaman bu biletler sende kalsa daha iyi olur. Benim kaybetmem an meselesi. Konser sahil kenarında olacak saat 7 gibi seni alırım." Dimitri benim aksime daha sosyal bir insan ve benim de onun gibi olmamı istiyor. Biletleri alıp iş yerine doğru yürümeye başladım. Hava iyice kararmıştı iş yerim evimin 2 sokak ötesinde olduğu için pek sorun olmuyor benim için. Pastaneye yetiştiğimde Bayan Olivia bir müşteriyle ilgileniyordu. İçeri geçip selam verdim ve eşyalarımı çalışanlar için ayrılan yere bıraktım. O sırada müşteri çıkmış Bayan Olivia'da dışarıdaki bir masaya geçip oturmuştu.
"Elizabeth! Hoşgeldin gelip otursana biraz sohbet etmek isterim."
"Tabi Bayan Olivia." Karşısındaki sandalyeye oturdum ve konuşmasını bekledim. "Buraya taşınalı ne kadar oldu Elizabeth?"
"Neredeyse 1 yıldır burada yaşıyorum.""Ne güzel ben 17 yıldır burdayım." Biraz şaşırmıştım açıkçası ben Bayan Olivia'nın hep burada olduğunu sanıyordum.
"Nasıl yani? Siz Yunan değil misiniz?"
"Hayır tatlım, uzun zaman önce buraya taşındım herkesi arkamda bıraktım ve yeni bir hayata başladım."
"Bu zor olmadı mı sizin için?"
"Başta çok zor geldi sonra zamanla alıştım sonuçta bu hayatı ben seçtim."
"Özel değilse hikayenizi dinlemek isterim..."
"Ben de anlatmak isterim, biraz konuşmaya ihtiyacım var."
"Neden Yunanistan'a taşındınız?"
"Bir gençlik aşkı yüzünden diyebilirim."
"Anlamadım, yani gençlik aşkınızın Yunanistan'a taşınmanızla ne ilgisi var ki?"
"En başından anlatsam iyi olacak;
Ben daha senin yaşlarındayken üniversitede bir çocukla tanışmıştım, ilk zamanlarda sadece arkadaştık ama gün geçtikçe ona daha fazla bağlanıyordum onun da aynı şeyleri hissettiğini biliyordum. Bir gün sahil kenarında gezinirken ellerimi tuttu ve bana beni sevdiğini söyledi. Sevgili Elizabeth o an o kadar sevindim ki bu sözlerle anlatılabilir bir şey değildi sanki dünyalar benim olmuştu.""Peki ya sonra?"
"Sonrası Apollo'yla çok uzun sürmedi ikimizin de farklı dünyaların insanları olduğumuzu düşünüyordu. Babasına karşı gelemedi ve beni bırakıp gitti. Yıllarca onu bulmayı umdum bir sürü ülke gezdim ama bir türlü başaramadım. Belki kulağa saçma geliyordur ama Apollo benim gibi sıradan bir insan değildi o bir tanrıydı. Zeus'un oğluydu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Tanrıça
FantasyYıllarca kendini hiçbir yere ait hissedememek nedir? Sanırım cehennemdir... Peki ait olduğun yeri senden alsalardı? Daha büyük bir cehennem mi? Peki, ya ait hissetmediğin bu dünya aslında senin hükmün altında olmayı bekliyorsa? Yaşadığın bunca acıda...