11

373 21 28
                                    







Pazar sabahı 9'da uyandım.Alarm olmadan,endişe olmadan,ağlama sesleri olmadan uyanmak beni rahatlatmıştı.Bir süre yatakta oyalanıp telefonumu elime aldım ve instagrama girdim.Zayn ve Felicity'nin sesleri salondan yükseliyordu.

Küveti hazırlayıp içerisine en sevdiğim renkli,anti-stress özelliği olan şu saçma küvet toplarından bir tane attım.

Ilık su vücudumu gevşetirken gözlerimi yumarak bir süre suyun içerisinde bekledim.Nefesim tükenmeye başladığında başımı sudan çıkarıp gözlerimi açtım.

Normalde sadece 10 dakika içerisinde duş alıp giyinmeye çalışırdım,ama şimdi bolca vaktim vardı.

Yarım saatlik bir duştan sonra saçlarımın uçlarına besleyici yağ sürdüm,yüzümün maskeler ve göz altı jelleriyle çok daha bakımlı görünmesini sağladım.Kendimle çok az ilgileniyordum,Felicity ve Zayn arasında mekik dokumak beni yoruyordu.Kendime ayıracak vaktim yoktu.Yemek yap,kıyafetleri ütüle,kurutma makinesini boşalt,evi temizle ... Ah,Samantha'yı özlüyordum.

Üstelik 6 ay sonra küçük,tatlı bir bela daha gelecekti.Ah ... korkmuyor değildim.Felicity'e doğum yaparken hissettiğim o acıyı unutmuş değildim.Üzerime bir tayt ve Zayn'in tişörtlerinden geçirip saçımı at kuyruğu yaptım.Merdivenleri dikkatlice inerken muhteşem ikiliyi sessizce çizgi film izlerlerken yakaladım.Bu sessizlik pekte iyiye işaret değildi.Acaba yine neler çeviriyorlardı ?

" Eğer 5 saniye içerisinde söylersem kızmamış olursun ; vazo ve biblo kırıldı " dedi Zayn.Öyle hızlı konuşmuştu ki anlamam uzun sürdü.Ah ... onları sadece 1 saatliğine baş başa bırakmıştım.Ellerimi belime koyarak başımı iki yana sallarken uzanıp yanağını öptüm.

" O halde bana bir vazo ve biblo borçlusun,hayatım " dedim.Gözlerini kısarak bana hayretle baktı.

" Ah ... Beni azarlamayacak mısın yani ? " İstemsizce güldüm ve mutfağa ilerlerken ona seslendim.

" Bu evde o kadar çok şey kırılıyorsunuz ki artık alıştım ! "

Felicity,bu sabah şaşırtıcı derecede sakindi.Sanırım hala uykusu vardı.Kahvaltısını yaparken bize ard ardına sorular sormak yerine sessizdi.Zayn ile birbirimize tuhaf bakışlar atarken ona doğru uzanıp çenesini nazikçe kaldırdım.

" Bebeğim ? Her şey yolunda mı ? " Gözlerini açık tutmakta zorlanırken başını iki yana salladı.

" Yorgunum,anne ... " Elimle alnına dokundum.Harika (!) ateşi vardı.Ona dondurma yedirmememiz konusunda Zayn'i uyarmıştım ama elbette beni dinlememiş ve yine istediğini ona vermişti.Zayn,çatalını bıraktı.Huzuru kaçmıştı.Felicity'nin küçük bedenini kucağına aldığında ben de endişeli bir tavırla ayağa kalkıp peşlerinden gittim.

" Lanet ... Gerçekten ateşi var " Bana hiçbir şey söylemeden merdivenleri çıktı.Peşi sıra yukarı çıkarken kaşlarımı çattım.Cüzdanını ve arabanın anahtarlarını cebine koydu.

" Nereye ? "

" Hastaneye " dedi dalgın bir tavırla.Beni beklemeden odadan çıktığında sinirle ayağıma çoraplarımı geçirdim ve hızlı adımlarla aşağıya indim.Spor ayakkabılarımı giyip dışarı fırladım.

" En azından beni bekleyebilirsin " dedim.Aksi bir sesle bana sertçe baktı.

" Bir kez olsun şikayet etmekten vazgeç Renesmee " Arabaya binerken sertçe kapıyı çarptım.Felicity'in kemerini takıp sürücü koltuğuna yerleşti.

" Harika ... onun için endişelenip sinirini benden çıkart " dedim.Gaza sertçe yüklendiğinde irkilerek koltuğa sindim.Gergin ve sinirli görünüyordu.

the last song | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin