23

270 24 37
                                    



       En son 20 Nisan'da bölüm atmışım
Umarım hikayeyi unutmamışsınızdır
Biraz zaman makinesini çalıştırmış olabilirim bu bölümde

* 3 yıl sonra *

3 yılda çok şey değişmişti.Felicity ; 7 yaşına gireli sadece 2 ay oluyordu ve Zack çoktan 4 yaşına basmıştı.Los Angeles'ın göbeğindeki ofisimde işime kaldığım yerden devam ediyordum.

Zayn ile boşanalı 6 ay oluyordu.

Koskoca 6 ay ; kelimelere döküldüğünde her ne kadar kısa bir süre gibi görünse de benden çok şey götürmüştü.13 yıl,2 çocuk.Ve boom ; her şey Mariana Lindsey denen bir kadının aniden hayatımıza girmesiyle paramparça olmuştu.Beni aldattığı gece onu masum bir iş gezisinde olarak biliyordum.Üstelik bu sadece bir gecelik olan bir şey de değilmiş ; bunu bizzat Mariana'nın ağzından duymuştum.

Bitmez dediğimiz her şey,yapmaz dediğimiz herkes ; aslında hepsi ansızın gerçek olabilecek şeylermiş.

Bu dönemlerde en çok güneşi sevdim.İçeri süzülen tatil ışığı gibi ... Gökte belirdiğinde gözlerimi yakıyor,akşam saatlerinde duş alıyorum.Biraz müzik açınca tamamım.Şimdilerde heyecanım: sıcak kahveleri buzlularla değiştirmek ve geleceği değil,şimdiyi hayal etmek.Gelecek üzerine çok da hayal kurmaya gerek yokmuş.Şimdilerde en çok bunu anladım ve şimdiler değişik ama güzel.

" Ben çıkıyorum,Molly. " Uzun koridoru geçmeden önce birbirimize hafifçe gülümsedik.

" İyi akşamlar,Bayan Woods. "

Woods ... Artık Renesmee Malik yoktu.Buna hala alışmakta zorluk çekiyordum.Derin bir nefes alıp sokağa adımımı attığımda LA'in tatlı rüzgarı yüzüme çarparak altın sarısı saçlarımı havalandırdı.Bir süre gözlerimi yumarak taze havayı soludum.

Otoparka ilerleyip arabama bindim ve düşünceli zihnimi meşgul etmesi için radyoyu açtım.Önce BBC yerel haberleri sıraladı,ardından oldukça eski bir parçanın melodisi kulaklarımı doldurdu.Trafik o kadar yoğundu ki eve varmam 40 dakikamı aldı.

" Anne ! " İçeri girdiğimde Felicity oturduğu sandalyesinden fırlayarak bana doğru koştu.Boyu çok uzamıştı ve büyüdükçe benim küçük bir kopyama dönüşmüştü.Yine de hala benim ilk bebeğim,minik prensesimdi.Sanki hala 4 yaşındaki mızıkçı,şımarık Fel evin içinde babasına yapışmış bir şeyleri yaptırmak için direniyordu.Eğildim ve beni öpmesine izin verdim.Küçük bedenini kollarımın arasına alırken hafifçe kıkırdadı.

" Nasılsın ? Günün güzel geçti mi ? " Sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken kocaman gülümsedim.

" Harikaydı,bebeğim.Kardeşin nerede ? " Gözlerini devirerek benimle birlikte bahçeye doğru ilerledi.

" Kum havuzunda ... Yapması gereken ödevleri var ama beni dinlemiyor. " Sahte bir tavırla kaşlarımı çatarak Felicity'nin kızgın suratına bakarken başımı salladım.

" Ah,tamam ... Ablasının sözünü dinlemesi gerektiğini ona söyleyeceğim. "

Hafifçe kıkırdayıp içeriye kaçtı.Zack,beni fark ettiğinde elindeki kovayı fırlatarak bana doğru koştu.Üstü,saçları kısaca her yeri kumla kaplıydı.Ah,Tanrım ...

" Anne-anne-anne ! " Zayn'in küçük bir kopyası kollarıma atlarken onu kucağıma alıp yanaklarını öptüm.Boynuma sarılarak yanağını yanağıma sürttü.Ağzıma doluşan kum taneleri yüzünden yüzümü buruşturdum.

" Zackie ... Hemen banyoya gidiyoruz. " Alt dudağını sarkıtarak kucağımdan inmek için hareketlendi.Başını suçlu bir tavırla eğerek usulca içeriye girerken kendi kendime güldüm.Tişörtünü ve şortunu çıkartıp yere ilgisizce attı.Kollarını göğsünde çaprazlarken sadece boxerla yere oturup gözlerini zemine dikti.Yerdeki kıyafetlerini alırken eğilip burnunu dürttüm.

" Banyomuzda neden bir kirli sepeti olduğunu sana söyleyeyim ; kirli kıyafetlerin yeri salonun ortası değildir ve akıllı çocuklar öylece soyunmazlar. " Tek kaşını kaldırıp bana ela gözleriyle bakarken omuz silkti.

" Babam her ne istersem yapabileceğimi söyledi. " Kaşlarım hayretle havaya kalkarken alayla güldüm.

" O nedenmiş ? " Gururla çenesini kaldırıp bana ukala bir gülümseme gönderip göz kırptı.

" Malik erkekleri böyle yapar,güzelim " Bir kahkaha dudaklarımın arasından kaçarken utangaç bir kıkırtı bıraktı.Harika ; evimizde ikinci bir Zayn Malik büyüyordu.Herkes sığınaklara !

" Ve anne ... Babamı ne zaman göreceğiz ? " Yüzümdeki gülümseme yavaşça kaybolurken derin bir nefes alıp onu yerden kaldırdım.Küçük eli elimi tuttu ve birlikte merdivenleri çıkarak banyoya ilerledik.

" Bana cevap ver,anne. " Kaşlarımı çatarak ona baktığımda o da kaşlarını çatarak gözlerime bakmaya başladı.4 yaşındaki oğlumun neden etrafına emirler yağdırdığı gayet açıktı ; Zayn ile haddinden fazla vakit geçiriyor ve babasını örnek alıyordu.

" 2 gün sonra babanı görebilirsin. " Küvetin suyunu açıp ısınmasını beklerken ayağını yere vurdu.

" 2 gün çok ! O kadar bekleyemem. " Onu kaldırıp küvete koyduğumda kenarda duran sarı,plastik ördeği alıp suyun üzerine koydu.İşaret parmağıyla ördeği yüzdürürken avucuma biraz şampuan döküp siyah saçlarında gezdirmeye başladım.

" Biliyorsun,bebeğim ... Babanız çok meşgul,sadece haftasonları onda kalabilirsiniz.Bu konuda anlaşmıştık. " Ela gözlerini kırpıştırarak bir süre yüzüme baktı.

" Evet,bu doğru ... Babam seni üzdü mü anne ? " Bana böyle tatlı tatlı bakarken kalbimin eridiğini hissettim.Ne zaman bu minik,yakışıklı surata baksam aklıma Zayn geliyordu.

" Elbette,hayır bebeğim. " Tek kaşı havaya kalkarken dudakları düz bir çizgi halini aldı.

" Emin misin ? Eğer seni üzerse bana söyle,anne ! " İstemsizce gülerken usulca başımı salladım.Uzanıp alnına minik bir öpücük kondururken elleri ellerimi tuttu.

" Seni çok seviyorum,sen dünyanın en güzel annesisin " Yeniden yüzüne öpücük kondurdum.Bana utangaç bir gülümseme gönderirken elini yanağımda gezdirdi.

" Ben de seni çok seviyorum,Zackie. "

Oğlumun temizlendiğinden emin olduktan sonra sırada akşam yemeği vardı.Felicity ve Zack kendi aralarında küçük bir kavgaya tutuşurlarken bir yandan onları ayırmaya çalışıyor bir yandan da yemek yapıyordum.

" Saçımı çekme,seni bücür ! " Felicity,saçlarını Zack'in elinden güçlükle kurtardığında Zack onu geriye doğru ittirip dil çıkardı.

" Sensin bücür,kızım.Beni sinirlendirme ! "

" Hey ! Birbirinizden uzaklaşın,hemen.Herkes ödevlerinin başına. " Felicity,kindar bakışlarla Zack'e bakarken omzuna çarpıp mutfaktan çıktı.Zack,sandalyeye oturup yumruk yaptığı elini çenesine yaslayarak düşünceli bir tavırla gökyüzüne bakmaya başladı.

" Ödevlerimi yapması için birilerini işe alacağım. " Kaşlarım hayretle havaya kalkarken alayla güldüm.

" Eminim bu öğretmeninin hoşuna gitmeyecektir,küçük adam. " Omuz silkerek sandalyeden indi ve mutfaktan çıkmadan önce mırıldandı.

" Bu konuyu babamla konuşmamız gerek. "

the last song | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin