Sabah alarmının çalmasıyla birlikte uyandım. Bugün maalesef okulun ilk günüydü. Saatin kaç olduğuna baktığımda daha 07.32 olduğunu gördüm. Lavoboya gidip elimi yüzümü yıkadım ve kahvaltı için aşağı indim. Kahvaltımı ederken babam işi için bazı toplantılarını ayarladı annem ise benimle sohbet etti.
Kahvaltımı yaptıktan sonra "Size afiyet olsun,ben okul için hazırlanmaya gidiyorum." dedim ve masadan kalktım. Giderken annemin teşekkür ettiğini duydum ve arakaya bakıp gülümsedim.
Yukarıya çıkıp odama girdim ve ilk önce çantama ne alsam diye düşündüm. Sonra bir tane defter ve kalem kutumu çantama koydum. Tabi bunun yanında kulaklık,cüzdan ve bazı makyaj malzemesin de unutmadım.
Kıyafet olarak siyah okul eteğimi giyip,üstüme ise kırmızı-grili bluz giydim. Aynanın karşısına geçip hafif makyaj yapmaya karar verim. Biraz fondöten sürdüm biraz allık ve bir lip gloss ile makyajımı sonlandırdım. Şahsen çok makyaj yapmayı sevmem ama birazcık yüzüme renk gelmesine de hayır diyemem.
Kahverengi,hafif dalgalı saçlarımı açık bırakarak omuzlarıma düşmesine izin verdim. Aynada son kez kendime baktığımda güzel gözüküyordum. Şimdi gitme vaktim gelmiştir diye düşünüp saate baktım. Tam da düşündüğüm gibi saat 08.28'di.
Çantamı alarak evden çıkmak için aşağı indim. Babam da şirkete gitmek için çıkıyordu. Anneme "Görüşürüz" dedikten sonra babam ile evden çıktık. İlk önce babam araba ile beni okula bıraktı ve bende okula girdim.
Gözüm hemen Çınar'ı aramaya başladı. Liseye başladığımdan beri en yakın arkadaşım olur kendisi. Tam etrafa bakınırken birisi arkadan gözlerimi kapattı. Sonra gelen sesin kime ait olduğunu anladım. "Ee söyle bakalım prenses beni özledin mi bakalım?" demesiyle birlikte hemen arkamı dönüp sıkıca sarıldım. Çınar'da bana sarıldı ve özlem giderdik. Sonuçta tamtamına bir haftadır görüşmüyoruz.
Sınıfa çıktık ve dersin başlamasını bekledik. Her sene okulumuza kayıt yaptıran yeni öğrenci olduğu gibi bu sene de vardır diye düşünüyordum. Tam bu düşüncelerim arasında yolculuğa çıkarken kapı açıldı ve öğretmen ile birlikte üç erkek içeri girdi. Ben hemen Çınar'a döndüm. o da şok olmuş bir şekilde erkeklere bakıyordu. Cidden yakışıklılardı ve bir tanesi nedense bana aşırı tanıdık geliyordu ama onu görmediğime emindim.
Öğretmen "Bu öğrenciler artık bizim okulumuzda okuyacaklar. Kendilerini size kısaca tanıtacaklar ve bende bu sene ne göreceğimizi sizlere anlatacağım." deyip eliyle onlara kendinizi tanıtabilirsiniz anlamında işaret yaptı.
Diğer ikisine göre daha samimi olan,gülümseyen çocuk "Ben Doruk Eraslan,tenefüste daha iyi tanışırız isterseniz."deyip bizim iki sıra arkamıza oturdu. Doruk'a göre daha sert olan çocuk "Ben Atlas Yıldırım." dedi ve arkamıza oturdu. Baya soğuktu ya da istemediği için zorla konuşuyordu. Ve son olarak diğerlerine göre daha çekici,yakışıklı ve bana nedense biraz tanıdık gelen çocuğa sıra geldi. "Ben Umut Soydan." dedi ve biraz tebessüm ederek arkamıza Atlas'ın yanına oturdu. Umut ismi bana çok tanıdık geliyordu. Hafızamda böyle bir isim var ama ben onun kim olduğunu bilmiyordum. Zar zor bu düşüncelerden sıyrılıp derse odaklandım.
Dersin geri kalanında öğretmen bu yıl ne yapacağımızdan ve biraz da sınavdan bahsetti. Tenefüs zili çalınca hemen Çınar kolumu çekerek kendine yaklaştırdı ve kulağıma "Şampiyonlar ligi mübarek, şunlara bak kızım ben kendimi yakışıklı bilirdim. Bunlar benden daha da yakışıklı." dedi.
Çınar baya yakışıklıydı,kendine haksızlık etmemeliydi. Umut biraz Çınar'dan yakışıklı olabilirdi ama sadece birazcık. "Of saçmalama Çınar sende yakışıklısın kendine haksızlık etme lütfen." dedim. Gülerek "Tamam biraz abarttım biliyorum." dedi. Ya şu zamanda bile egosuna laf etmiyordu. Bu çocuğun aklına hayrandım gerçekten.
Sınıfa baktığım zaman neredeyse herkesin yeni gelenlerin sırasında yani arkamızda olduğunu gördüm. Allah aşkına ne vardı hiç mi çocuk görmediniz ya. Tam Çınar'a dönüp hadi bahçeye gidelim diyecektim ki gördüğüm şey karşısında ufak bir şok geçirdim. Arkasına dönmüş yeni gelenlerle tanışıyordu. Allah'ım Çınar'da mı??
"Çınar ne yapıyorsun? Hadi bahçeye gidelim." dedim ve Çınar'da bana dönüp "Ama tanışalım bir arkadaşlarla sonra gideriz." dedi. Yoksa Çınar gay miydi? Olamaz ben arkadaşımı tanırım. Çınar'dan beklemem bunu. Sanırım.
Tam dönüp kalkacaktım ki duyduğum ses beni durdurdu. "Yoksa aşık falan mı olursun tanışırsan? Bu kadar korkma yemeğiz seni."
-----------------------------------
Selam,bu benim ilk kitabım. Bazı yazım yanlışları olabilir kusura bakmayın lütfen. Uzun zamandır böyle bir şey yapmak istiyordum ve sonunda başladım. Bildiğiniz gibi korona virüsü nedeniyle evlerimizdeyiz. Can sıkıntısı insana yeni hobi ediltebiliyormuş demek ki. Umarım beğenirsiniz. Oylamayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar sonra
Teen FictionRiya Özay 17 yaşında sıradan hayatı olan bir kızdı. Bazen eğlenceli bazen ciddi. Okula yeni gelen öğrenciler ile tanışır ve bir tanesi tanıdık gelir ama bir türlü kim olduğunu bilemez. Sonra gördüğü fotoğraflardan sonra kim olduğunu bilir. Umut Soy...