21. Bölüm: Karşılık

460 24 1
                                    

Zaman güzel bir şekilde akıp gidiyordu. Pars ile çıkmaya başlamamızın üzerinden iki hafta geçmişti. Bu iki hafta içinde neler olduğunu hemen sizlere kısaca anlatayım.

Umut ile birlikte projenin yarısından fazlasını tamamladık. Umut ve Pars tanıştı. Çınar Duru'ya karşı biraz yumuşadı. Ailelerimiz bizim çıktığımızı öğrendi. Ve birinci sınavları olduk. Hepsinden +75 puan üzeri aldım, ayıptır söylemesi.

Bugün perşembeydi. Yani Umut ve benim proje yapma günüm. Ama şöyle bir şey vardı ki Umut'un evinde yapacaktık. Çünkü Umut'un babasının iş toplantısı olduğu için iki günlüğüne annesi ile birlikte Ankara'ya gittiler, çalışanlarına da Umut evde adına izin vermişler.

Yani Umut evde duracaktı, malum bizim de proje olunca yapmak için onun evine gitmeye karar verdik. Kahvaltımı sessizce yerken annem "Pars nasıl, Riya?"diye sordu. Gülümseyip "İyi annecim."dedim.

Annemler ilk öğrendiklerinde şaşırmış, daha sonra mutlu olmuşlardı. Sonuçta Pars yani, kim onun gibi damat istemez ki.

Annem kafasını salladı ve kahvaltısına devam etti. Kahvaltımı yaptıktan sonra odama çıktım. İlk önce dişlerimi fırçaladım. Daha sonra okul kıyafetlerimi giydim ve saçlarımı örüp sol yanımdan düşmesine izin verdim. Hafif makyaj yaptım. Kulaklığımı ve cüzdanımı da çantama koyup kapattım. Hazırdım.

Çantamı alıp aşağı indim. Pars'a 'Günaydın' içerikli mesaj atıp arabaya ilerledik. Arabaya bindikten sonra "Bugün geç geleceğim. Proje işi var."dedim. Babam "Tamam, çok geç de kalma."dedi. Hava erken kararmaya başlamıştı o yüzden böyle demişti, eminim.

Okula kadar müzik dinledim. Okula gelince arabadan inip Salim amcaya "Çıkışta gelmene gerek yok."diyip babamlarla vedalaştım. Bahçeye girince bankta oturan Çınar'ın yanına gidip "Selam yakışıklı."dedim. Kafasını kaldırıp "Vay güzelim, hoşgeldin."dedi. Ayağa kalktı ve kahve almaya ilerledik. "Hoş buldum, nasılsın?"dedim. Sıraya girince benim yanımda durdu ve "İyiyim işte, sen?"dedi. "İyiyim."dedim ve yavaş yavaş sırada ilerledim.

Kahveyi aldıktan sonra bahçedeki bankların birine oturduk. Kahveyi yudumlarken gözlerimi etrafta dolaştırdım. Umut, Doruk ve Atlas çaprazımızdaki bankta oturuyor, bir şeyler konuşuyorlardı. Umut kafasını bahçeye çevirince göz göze geldik.

Sanki onları izliyormuşum gibi bana yandan gülümseyip göz kırptı. Gözlerimi hemen kaçırdım ve okula giren Duru'yu gördüm. Boğazımı temizledim ve yanımda oturan Çınar'a "Duru geliyor."dedim. Çınar telefonundan başını kaldırıp bahçeye giren kıza çevirdi gözlerini. Yutkunup kafasını salladı. Duru önümüzden geçerken "Günaydın."dedi ve tam giderken Çınar'ın "Yanımıza gelsene."demesiyle durakladı.

Duru ilk önce Çınar'a sonra bana baktı ve "Yok ben rahatsız etmeyeyim."diyip ilerlemeye başlarken Çınar'ın kolunu tutan eli tarafından durduruldu. "Rahatsız etmezsin."dedi Çınar. Duru kafasını salladı ve "Tamam o zaman, ben kahve alıp geleyim."dedi. Çınar kafasını salladı ve "Tamam."diye mırıldandı.

Duru yaklaşık beş dakika sonra geldi. Ben bankın en ucuna oturup onları konuşmaları için yalnız bıraktım. Hazır derse on beş dakika varken bende oturdum ve Pars'a mesaj attım.

Riya: Nasılsın?

Pars: İyiyim güzelim, sen?

Güzelim mi? Ah kalbim!

Riya: İyiyim, dersin ne zaman başlayacak?

Pars: 5-10 dakika var ya, biraz konuşabiliriz.

Riya: Tamam, ben çıkışta Umut'un evine gideceğim. Proje var malum.

Pars: Niye ev? Kafe var işte.

Yıllar sonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin